İMSAD Başkanı Küçükoğlu, “Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası” kapsamında konuşarak “Türkiye inşaat malzemesi sanayisi, sahip olduğu geniş coğrafyanın ihtiyacını karşılayabilecek güçte” dedi
Türkiye’nin inşaat malzemesi sanayisi, son yıllarda hem üretim kapasitesi hem de kalite standartlarıyla küresel rekabette öne çıkıyor. Dolayısıyla 12–18 Aralık tarihlerinde kutlanan “Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası”, yerli üretimin ekonomik ve stratejik önemini bir kez daha hatırlatıyor. Ülke genelinde artan bilinç ve tercihler, yerli malı kullanımının Türkiye’nin ekonomik dayanıklılığı ve altyapı güvenliği için kritik bir rol oynadığını gösteriyor. Bu kapsamda açıklamalarda bulunan Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, yerli üretimin yalnızca ekonomik performansla sınırlı olmayan çok boyutlu bir değer sunduğunu belirterek, “Türkiye inşaat malzemesi sanayisi, sahip olduğu üretim kapasitesi, nitelikli iş gücü ve ileri teknoloji yatırımlarıyla bugün yalnızca ülkemizin değil, içinde bulunduğumuz geniş coğrafyanın ihtiyacını karşılayabilecek güce sahip” dedi.
Küresel ölçekte yaşanan jeopolitik kırılmaların, tedarik zinciri risklerinin ve ekonomik dalgalanmaların, ülkeleri yeniden “kendi kendine yetebilme” kapasitesine odaklanmaya yönlendirdiğini vurgulayan Küçükoğlu, “Dünyanın içinde bulunduğu yeniden yapılanma döneminde uzun yıllar ihmal edilen bu kavram yeniden önem kazanmış ve artık hayati bir gereklilik haline geldi. Yerli üretimin stratejik değeri de tam olarak bu noktada daha da belirginleşti” değerlendirmesinde bulundu.
“Yerli üretim, afet sonrası toparlanmanın en kritik unsuru”
Tayfun Küçükoğlu, Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşanan doğal afetlerin ardından yerli üretimin öneminin bir kez daha ortaya çıktığını vurgulayarak, “Afet sonrasında zamanın ne kadar kıymetli olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu nedenle ihtiyaç duyulan malzemelerin hızlıca erişilebilir olması büyük önem taşıyor. Dış kaynaklı tedarik süreçleri ise bu aşamada zaman açısından her zaman gerekli hızda karşılık veremeyebiliyor. Sanayimizin tüm kategorilerde üretim gerçekleştirebilme kabiliyeti ve tüm dünyada kendini kanıtlamış olan malzemelerimizin kalitesi yeniden yapım süreçlerimizi hızlandıran en büyük avantajımız” diye konuştu. Küçükoğlu, yerli üretimin aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik egemenliğini destekleyen bir sigorta işlevi gördüğünü ifade etti.
“Döngüsel ekonomi, yerli üretimin geleceğini belirleyecek”
Küçükoğlu, açıklamasında ayrıca yerli üretimin sürdürülebilir şekilde büyümesi için döngüsel ekonomi yaklaşımının belirleyici olacağını vurguladı. Ayrıca geleneksel yöntemlerin dünya kaynaklarını karşılamakta zorlanacağına dikkat çekerek şöyle dedi: “Enerji verimliliği, geri dönüşüm, malzeme kullanım ömrünün uzatılması ve karbon ayak izinin azaltılması, sektörümüzün küresel rekabet gücünün ayrılmaz bir parçası olacak. Türkiye olarak bu dönüşümü yakalayacak bilgi birikimine ve teknolojiye sahibiz.”

“Türkiye’de yapılanı Türkiye’de kullanalım”
Özellikle kamu projeleri ve büyük ölçekli yatırımlarda yerli malzeme kullanımının teşvik edilmesinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Küçükoğlu, “Bugün ithal edilen ürünlerin önemli bir bölümü Türkiye’de üretilebiliyor. Ar-Ge yatırımlarının artmasıyla katma değerli ürünlerde de dışa bağımlılığı azaltma potansiyeline sahibiz. Yerli malzeme kullanımının artması hem cari açığın azalması hem de katma değerin ülke içinde kalması açısından stratejik bir adım” diye konuştu.
“Dış ticarette güçlü bir denge oluşuyor”
Türkiye inşaat malzemesi sanayisi, 2024 yılı sonunda 154 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne ulaşmış durumda. Sektör, deprem bölgesindeki yeniden yapılanma hareketinin etkisiyle yüzde 1,4 oranında büyüme kaydederken, yıllık ihracatını beş yıl içinde 21 milyar dolardan 29 milyar dolara çıkardı. Türkiye inşaat malzemesi sanayisinin dış ticarette geleneksel olarak güçlü bir denge yakaladığına dikkat çeken Küçükoğlu, sektörün bugün, 29 milyar dolar ihracat, 9,7 milyar dolar ithalat, ithalatın 3 katı ihracat hacmi ve ürünleriyle 200’e yakın ülkeye ulaşan ihracat ağı gibi etkileyici bir yapıya sahip olduğunun altını çizdi. Yaklaşık 2 milyon kişiye istihdam sağlayan sektör, Türkiye’de toplam istihdamın yüzde 6,4’ünü karşılarken, ülke ihracatı içindeki payı da yüzde 11 olarak öne çıkıyor. Bu veriler, inşaat malzemesi sanayisinin hem dayanıklılığını hem de küresel rekabet gücünü net şekilde ortaya koyuyor. Sektörün 2025 yılı hedefleri arasında 31 milyar dolarlık ihracat ve 165 milyar dolarlık toplam pazar büyüklüğü yer alıyor.
