Salı, Aralık 16, 2025

ASO’dan Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Yüzyılında Yazılımın Sanayileşmesi Zirvesi

Sanayinin dijital dönüşümüne yönelik çalışmalarını sürdüren Ankara Sanayi Odası, yazılım sektörünün tüm paydaşlarını “Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Yüzyılında Yazılımın Sanayileşmesi Zirvesi”nde bir araya getirdi. ASO Bilgisayar Yazılım Sanayi Meslek Komitesi’nin koordinasyonunda, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen ve ASO Başkanı Seyit Ardıç’ın ev sahipliğinde gerçekleşen zirveye, TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu Başkanı, AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, TÜRKSAT Başkanı Prof. Dr. Kemal Yüksek, ASO Bilgisayar Yazılım Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Nuray Başar, ASO 1. OSB Başkanı Serdar Tütek, Ostim OSB Başkanı Orhan Aydın, ASO Yönetim Kurulu Üyeleri, kamu ve özel sektör temsilcileri, sanayiciler, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.


“Dijitalleşme, sanayi sektörünün iş modelini kökten değiştiren yapıya dönüştü”

Zirvenin açılış konuşmasını yapan ASO Başkanı Seyit Ardıç, son yıllarda teknolojik gelişmelerin doğrusal çizgide ilerleyen bir süreç olmaktan çıktığını söyledi.  

Dijitalleşme, yapay zekâ, otomasyon, nesnelerin internetinin birbirini besleyen, çarpan etkisi yaratan bir yapı içinde ilerlediğini dile getiren Başkan Ardıç, bu tablonun sanayi sektörü için artık sadece bir verimlilik artışı fırsatı değil; iş modelini, rekabet bileşenlerini ve değer zincirindeki etkileşimini kökten dönüştüren bir yapıya dönüştüğünü ifade etti. 

Mekanik, elektronik, yazılım ve veri analitiğinin artık iç içe geçtiğini anlatan Başkan Ardıç, “Bugün sanayide kullandığımız üretim hatları, sadece çalışan tezgâhlardan ibaret değil; sensörlerle veri toplayan, uzaktan izlenebilen ve yazılımla güncellenebilen akıllı sistemler haline geldi. Bu da klasik makine parkına sahip olmanın tek başına rekabet avantajı olmaktan çıkması anlamına geliyor. Makinelerin kullanım ölçeği, girdi ve enerji ihtiyacı, işgücü makine etkileşimi, atıkların sürdürebilirlik çerçevesinde yönetimi gibi birçok yerleşik yapının etkin birleşimi gerekiyor artık” dedi.

Yapay zekâ, robotik teknolojiler ve nesnelerin interneti ile dördüncü sanayi devriminin tam ortasında bulunulduğunun altını çizen Başkan Ardıç, her sanayi devriminin kendi içinde yıkıcı sonuçlar ürettiğini ancak üretim süreçlerinin asli taşıyıcı altyapısı haline gelen yazılımın bu kez etkisinin bugüne kadarki tüm dönüşümleri gölgede bırakacak ölçüde olduğunu vurguladı.


Sanayide yeni bir paradigma inşa ediliyor”

Nesnelerin interneti ile her noktadan veri toplandığını ve bu verilerin yapay zekâ ile anlamlandırılıp akıllandırıldığını anlatan Başkan Ardıç, şunları kaydetti: 

“Üretim zincirinin her aşaması dijitalleşiyor, karanlık fabrikalar yaygınlaşıyor, robotik teknolojiler emeğin niteliğini kökten değiştiriyor, akıllı üretim sistemleriyle sanayide yeni bir paradigma inşa ediliyor. Bu süreç, yalnızca teknolojiyi değil; iş yapma biçimlerini, rekabet kurallarını ve değer zincirinin tamamını yeniden şekillendiriyor. Geleneksel imalat sanayii, yerini bilişim teknolojileriyle iç içe geçmiş, yazılım tarafından koordine edilen entegre üretim sistemlerine bırakıyor.”

Dijital dönüşümün merkezinde artık yazılımın kendisinin bulunduğunu dile getiren Başkan Ardıç, “Yazılım, yalnızca makinelerin etkin ve koordineli çalışmasına destek olan unsuru olmaktan çıkıyor, başlı başına ürünleşen, ihracatı ve markası olan yeni bir sanayi koluna dönüşüyor. Bugün konuştuğumuz şey sadece sanayinin dijitalleşmesi değil; aynı zamanda yazılımın da sanayileşmesi; yani yazılımı ölçeklenebilir, sürdürülebilir, yüksek katma değerli ve küresel pazarlarda rekabet eden bir üretim alanına dönüştürme meselesidir” diye konuştu.

Küresel verilerin bu dönüşümün boyutunu net biçimde gösterdiğini anlatan Başkan Ardıç, “Dünya yazılım pazarı 2024 yılı itibarıyla yaklaşık 731 milyar dolar seviyesinde. 2030’a kadar 1,4 trilyon doların üzerine çıkması bekleniyor. Bunun içinde özellikle endüstriyel yazılım pazarı 2024’te 160 milyar doları aşmış durumda ve yıllık yaklaşık %12–13 bandında büyüyor. Yani sanayileşen sadece fiziksel üretim değil; üretimin kendisi yazılım üzerinden yeniden inşa ediliyor” bilgisini paylaştı.


“Proje bazlı iş yapmaktan çıkıp, ölçeklenebilir ürünler ve küresel markalar yaratmak zorundayız”

Avrupa’da 10 milyondan fazla kişinin, toplam istihdamın yaklaşık %5’inin artık bilgi teknolojileri uzmanı olarak çalıştığını, bu oranın son 10 yılda iki katına çıktığını vurgulayan Başkan Ardıç, bazı ülkelerde, Finlandiya’da, işgücünün %7,5’inden fazlasının bilişim profesyoneli olduğunu söyledi.

Söz konusu tabloya dair değerlendirmelerde bulunan Başkan Ardıç, şu ifadeleri kullandı: 

“Sanayide rekabet, giderek makineye yatırım yapan ile koda, veriye ve ürüne yatırım yapan arasındaki farkla belirleniyor. Ülkemizin potansiyel ise yüksek, ancak ölçek hâlâ sınırlı. Bilgi ve iletişim teknolojileri pazarımız 2024 yılında Türk lirası bazında bir önceki yıla kıyasla yüzde 53 oranında büyüyerek 1 trilyon 203,5 milyar liraya ulaştı. Sektörün gayrisafi yurtiçi hasılamızdaki payı %2,8’e, toplam ihracatımızdaki payı ise %1,3’e çıkmış durumda. Bu performans kıymetli, ancak küresel ligde hâlâ başlangıç çizgisindeyiz. Küresel pazardan aldığımız pay binde 7 civarında. Hizmet ihracatımız içinde bilgi teknolojileri hizmetlerinin payı %4,2 düzeyinde. Oysa bazı ülkelerde, örneğin İrlanda’da bilgisayar hizmetleri tek başına hizmet ihracatının %50’sinden fazlasını oluşturuyor. Doğru yönde ilerliyoruz ama hızımız küresel rekabet için yeterli değil. Özellikle yazılımda, proje bazlı iş yapmaktan çıkıp, ölçeklenebilir ürünler ve küresel markalar yaratmak zorundayız.”

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM