Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın ikinci Finansal İstikrar Raporu’nu yayınladı. Kasım ayına ilişkin raporda, küresel belirsizlik ve jeopolitik risklere bağlı olarak finansal piyasalarda oynaklıkların devam ettiği ve bu durumun da gelişmiş ülke faizlerinin yüksek seyretmesine sebep olduğu ifade edildi. Ticaret politikalarında Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) uzun vadeli enflasyon beklentilerinde süregelen belirsizliklerin etkisiyle doların diğer gelişmiş ülkelerin para birimlerine karşı değer kaybettiği ve değerli metal fiyatlarının ise zirveye yükseldiği belirtildi.
Hanehalkı borçluluğunun milli gelire oranla düşük seyrettiği ve finansal varlık kompozisyonunda TL cinsi varlıkların ağırlığını koruduğu dile getirildi. Raporda, “Hanehalkı finansal borcunda, bireysel kredi kartı ve kredili mevduat hesabı bakiyelerinin payı artarken, konut ve taşıt kredilerinin payı zayıf seyretmeye devam etmektedir. Sıkı finansal koşullar ve bireysel kredilerde tarihsel ortalamaların altındaki vadeler, borç/gelir uyumsuzluğu bulunan bireylerin kredi riskinde artışa neden olmaktadır. Hanehalkının mevduat hesaplarında TL tercihi güçlü seyrederken kur korumalı mevduat ürünlerinin payı azalmaktadır. Ayrıca, hanehalkının menkul kıymet yatırım fonu ve emeklilik yatırım fonları gibi alternatif finansal varlıklar ile tasarruflarını çeşitlendirme eğilimi devam etmektedir” ifadeleri kullanıldı.
Kredi büyümesinde ılımlı seyir
Raporda sıkı parasal duruşun neticesinde kredi büyümesinin ılımlı bir seyir izlediği kaydedildi. Ticari kredilerin yataya yakın bir patikada büyüdüğü ve ticari kredi büyüme kompozisyonunda, yabancı para kredi büyümesindeki yavaşlama ile birlikte TL’nin ağırlığının arttığı belirtildi. Bireysel krediler, bireysel kredi kartı ve ihtiyaç kredisinin belirleyici etkisiyle toplam kredi büyümesine yukarı yönlü etki ettiği kaydedilirken sıkı para politikası duruşu ve yabancı para kredilere yönelik sıkılaştırıcı adımlar ile birlikte kredi büyümesindeki ılımlı seyrin devam etmesinin beklendiği ifade edildi.
Raporda, bankacılık sektörünün aktif kalitesi görünümünde sınırlı bir bozulma izlenirken, bireysel kredi ve firma kredisi tahsili gecikmiş alacak oranları arasındaki ayrışmanın sürdüğü kaydedildi. Bireysel kredi tahsili gecikmiş alacak oranının yükselişinde ihtiyaç kredisi ve bireysel kredi kartının etkili olduğunu, temmuz ayında devreye alınan kredi yapılandırma imkânının etkisiyle bireysel kredi tahsili gecikmiş alacak oranındaki yukarı yönlü eğilimin yavaşladığı belirtildi. KOBİ kredisi tahsili gecikmiş alacak oranlarının diğer firma tahsili gecikmiş alacak oranlarına göre daha yüksek seyrettiği açıklandı. Bankaların yüksek karşılık ayırma politikasını sürdürdüğü ve karşılıkların kredi riskinin banka bilançoları üzerindeki etkilerini sınırlandırdığı ifade edildi.
Raporda bankacılık sektörü sermaye yeterlilik oranları kâr üretimi ve yurt dışına ihraç edilen sermaye benzeri borçlanma araçlarıyla desteklendiği ifade edilirken, şu ifadeler kullanıldı: “Yasal oranların üzerinde tutulan ilave sermaye tamponları, bankaların kısa ve orta vadede ortaya çıkabilecek risklere karşı dayanıklılığını artırırken, kredi kullandırım kapasitesine katkı sunmaktadır. Ayrıca, bankaların zarar karşılama kapasiteleri, sermaye tamponlarına ek olarak ayrılan ihtiyari serbest karşılıklarla desteklenmektedir.”
Banka kârlılığında yatay seyir
Raporda bankaların kârlılığının yılın ilk yarısında yatay bir seyir izlerken, faiz indirimlerinin de etkisiyle üçüncü çeyrek itibarıyla iyileştiği yer aldı. Net faiz marjının 2024 yılı ikinci çeyreğinde artan fonlama maliyetleri ile gerilediği ve yılın ikinci yarısında politika faizinde yapılan indirimlerin TL kredi ve mevduat faiz oranlarına beklentilerle uyumlu olarak yansıdığı mevduatın daha kısa vadeli olmasının etkisiyle stok kredi mevduat faiz farkının yükseldiği belirtildi. Bu gelişmenin net faiz gelirini artırdığı ve bankaların kârlılık performansını olumlu etkilediği ifade edildi. Ayrıca, bankacılık ücret, komisyon ve hizmet gelirlerindeki güçlü seyir kârlılığı desteklerken, kredi risk maliyetindeki artış kârlılık artışını sınırlandırdığı açıklandı.
