Perşembe, Eylül 19, 2024

Gıda Güvenliği

İkinci Büyük Savaş yılları için ülkemiz adına büyüklerin anlattıklarından en çarpıcı olanı üzerinde yaşadığımız topraklarda ekmeğin karne ile dağıtıldığı günler ile ilgili olanlarıydı. Oysa bir ziraat ülkesi olan, o zamanlar nüfusunun büyük bölümü kırsal kesimde yaşayan bir ülke için bugün bir tespit mahiyetinde; sadece müdahil olunmamış bir büyük savaş nedeni değil türlü bahanelerin arkasındaki nasiplenmelerin ülke coğrafyasını alakadar eder tuhaf görüntüleridir.

30.5 milyon km2 alana sahip olan Afrika kıtası Dünya tarım arazilerinin %60’ına sahip iken, kıta içerisindeki bazı ülkelerde yaşanan açlık sınırı tehdidi ile önemli bir hububat üreticisi olan Ukrayna’dan çatışma ortamı dolayısı ile yapılan tahıl koridoru anlaşmasının kritik önemi de aslında birlikte türlü soru işaretleri barındırır. Birleşmiş Milletler 1922 raporları geçen yıl dünyada açlıkla mücadele eden insan sayısını ortalama 735 milyon olarak gösterdi. Afrika, Asya başta dünyanın çok bölgelerinde kendisini gösteren bir sorun olarak hissettiriyor.

Gıda krizlerinin dolaylı etkenler ile kıtlık ve açlık şeklinde ortaya çıkmasının yanısıra yine insanlığı ilgilendiren sağlık konusu pandemi(covid-19) dünya çapında son üç senenin en önemli küresel manşetidir. Virüsten, tedaviye, aşıdan tedariğe uluslar ve kurumlar başta olmak üzere idareler ve tedarikçiler arasında yaşanan skandal dönemi hem devletleri, idareleri, kurumları ilgilendiren garip hadiseler ile doludur.

Uluslar arası gündemde yer bulan konu başlıkları görünebilen ve takip edilebilir olan daha çok sıcak gelişmeleri dünya kamuoyuna servis ederken sahne gerisinde bazan gelişmelere, bazan zamana bağlı bir güç mücadelesinin örtülü savaşları devam eder. Bu bakımdan dünya ekonomisindeki sektörel payının giderek küçülmesine rağmen tarımın önemi azalmadan sürüyor.

Tüm ülkeler her şeyden önce gıda güvenliliği ve kendine yeterliliği sağlamak, üçüncü ülkelere bağımlı olmamak için yoğun çaba sarfediyor. Ayrıca beslenme için önemli hassas tarım ürünleri ticaretinin gıda ihtiyacı olan ülkelere karşı kullanılmasının uluslar arası politikada etkin bir rol oynadığını ve bu rolün giderek artacağını belirtmek gerek. 

1.5 milyarlık nüfusunu beslemek için bedelini ödese bile her zaman istediği kadar ürünü bulamayabileceği tehdidini açıkça görmüş olan ki; Henri Kissinger’ın “petrolü(enerjiyi) kontrol ederseniz, ülkeleri, gıdayı(beslenmeyi) kontrol ederseniz insanları denetlersiniz” sözünden olarak üretimini arttırmak için tarımı desteklemeye önemli fonlar ayırmış olan Çin, ‘Yol ve Kuşak projesi’ çerçevesinde pek çok gelişme yolundaki ülkede ‘tarımsal üretim üsleri’ kurma çalışmalarını arttırmıştır.

Demir Uzun

Diğer Yazarlar