Z kuşağının her geçen gün iş hayatında daha fazla yer almasıyla birlikte çalışma modelleri değişmeye devam ederken işte kalma süreleri de kısalıyor. 20’li yaşlarının başındaki yeni mezun çalışanların sıklıkla iş değiştirdiğini söyleyen Suit Your Job Kurucusu Aysu Bilgin, “Araştırma sonuçlarına göre milenyum kuşağı ve Z kuşağı 30’larına geldiğinde en az 6-7 şirkette kısa süreli deneyim sahibi oluyorlar. Z kuşağının bir işte kalma süresi ortalama 2 yıl 3 ay” dedi
“Kariyer planları iş değiştirmeye dayanacak”
Z kuşağının beklentisi kendini özgürce ifade edebildiği ve hiyerarşiden uzak bir iş yeri olduğunu belirten Bilgin, “Çalıştığı şirketten emekli olmayı bırakın, yılsonuna kadar kalacaklarının bile garantisi yok. Eskilerden bildiğimiz şirket içinde pişerek kariyer basamaklarını atlama artık söz konusu değil; bir şirketten diğerine hatta bir endüstriden başka bir endüstriye geçerek yükseliyorlar. Ki Z kuşağının yakın zamanda çalışan nüfus içinde önemli bir oyuncu olacağını düşünürsek, gelecekte kariyer planlamanın iş değiştirmeye dayanacağını da bugünden rahatlıkla söyleyebiliyoruz” diye konuştu.
Z kuşağının çalıştıkları şirketlerin ve özellikle satın alım yaptıkları markaların değerlerine odaklandıklarını ifade eden Bilgin, “Dünyanın ve çevrenin geleceğiyle ilgilenirken aynı zamanda kendi hayatlarını da daha esnek bir şekilde yaşamak istiyorlar. İş-özel hayat dengesine çok önem veriyorlar. Deloitte’in araştırmasına göre Z kuşağının yüzde 27’si nerede çalışacağına kendi karar vermek istiyor. Örneğin akşam iş çıkışı ofise daha yakın bir yerde arkadaşlarıyla buluşacaksa o gün ofiste çalışmak istiyor; eğer evde yapacak çok işleri varsa o gün evden çalışmak istiyorlar gibi. Yani Z kuşağının iş dünyasında yapacağı en büyük değişiklik bana kalırsa esneklik ve gelenekselden uzaklaşmak olacak” cümlelerini kullandı.
“Z kuşağı çalıştığı yere aidiyet hissetmiyor”
Z kuşağının çalıştığı yere aidiyet hissetmediğini belirten Bilgin, “Hatta Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre Z kuşağı çalışanların yüzde 83’ü kendisini ‘işten işe atlayanlar’ olarak tanımlıyor. Çalışanların toplamda yüzde 65’i çalıştıkları iş yerinde 2 yıl ve 2 yıldan daha az süre kalacaklarını söylüyor. Bunun pek çok sebebi var tabi ki ama en büyük sebeplerden biri yine sağlıklı bir iş-özel hayat dengesi sağlayabilmek. Sonuçta kendilerini çalıştıkları şirketlere ait hissetmiyorlar; işlerini hayatlarını idame ettirecek bir araç olarak görüyorlar. Tabi bu temelde sağlıklı bir bakış açısı olabilir ama ekstremlere çekildiğinde uzun vadede hem çalışanlar hem de şirketler için istikrarsızlık yaratacak” dedi.