Bu ara hastaneden randevu almak çok zor. Hele görüntüleme işleri falan varsa kim bilir artık ne zaman sıra gelir bilmem… Sağlık sistemi hastalanmış, pek sağlıklı olduğu söylenemez.
Belediyeler yine başladı eskiden kalma fosil anlayışı devam ettirmeye. Seçim öncesi yollar kazılıyor, kaldırımlar yıkılıyor, taşlar sökülüyor vs. Çalışıyoruz çabalıyoruz safsatası işte… Boşa sarfiyat, zaman ve enerji kaybı ve vatandaşın gündelik yaşamına zorluktan başka bir şey değil.
Seçim propagandası yapan partiler, parti araçları marifetiyle sığ ve iğreti şarkılarını yüksek seste halka dinleterek seçim kazanmayı planlarken halkın zamlardan ötürü çıkacak sesi de kalmadı.
İş güvenliği yasasının kamuyu ve az tehlikeli iş yerlerini ilgilendiren kısmı ertelenmeye devam ederken iş kazaları da hız kesmeden yoluna devam ediyor. Kazaların ertelen kanun ile pek bir ilgisi yok. Yani en azından direkt bir ilişkisi yok. Direkt ilişkisi olan iş sağlığı ve güvenliğinin asli konuları daha ön planda ama kimse direkt sebepler ile ilgilenmeyi istemiyor. Her alanda olduğu gibi… Herkes yakar topu başkasına atma peşinde. Kolaycılık içten içe bitirdi bizi! İş güvenliği uzmanlarının büyük bir kısmı hala işin uzmanı olamamışken İSG yöneticileri hala yönetimi öğrenemedi. Camianın kamera sever fosil prensleri meslek ve toplum namına elini hiçbir şeye sürmezken eleştiri adı altında suikast düzenlemeyi iyi beceriyorlar. Gel şu işin ucundan tut desen, daha lafı bitirmeden kaç para alırım diye soruyorlar. Kameralar ışıklarını yakınca ise unutmadık, unutturmayacağız, iş güvenliği uzmanı günah keçisi değildir vs. Anladınız siz onu… Yüzünün, baretinden daha fazla kırmızı olması gerekenler temizlik, dürüstlük, bilgi ve tecrübe timsali gibi caka satıyor. Kumsalda iki çocuk yan yana gelse kumdan hanlar, hamamlar yapıyor da bunca İSG derneği, sendikası, federasyonu, organizasyonu ayrı yahut birlikte kayda değer iki satır iş yapamıyor. (yapanları tenzih ederim.) Akademisyenimiz teori, uzmanımız pratik, bürokratımız, hizmet, yazarımız yazmak, yöneticimiz sistem, öğrencimiz merak nedir bilmiyor. Al sana büyük ama etkisiz ve tepkisiz bir İSG camiası…
İyi bir taraf yok mu? Var elbette de şimdi napalım oturup gece gündüz iyiyi anlatıp kendimizi mi teselli edelim yani? İyiler zaten iyi ve onları takdir ediyoruz. Lakin konumuz onlar değil. Çünkü onlar ile ilgili bir sorun yok. Kendi işini de güzel yapıyor, toplumsal ve mesleki sorumluluk anlamında payına düşeni de fazlasıyla yapıyor. Hiçbir taşın altından elini eteğini sakınmıyor vs. Onların reklama, anlatılmaya falan da ihtiyacı yok. Mesele diğer büyük kitleye bu küçük kitlenin özelliklerinin aşılamak.
Bu meseleler ile ilgilenmesi gereken İSG alanındaki STK’lara buradan sesleniyorum: Bırakın artık bayatlaşmış konuları konuşmayı, gereksiz suni gündemler oluşturmayı ve ezber söylemlerde bulunmayı. Yapılması gereken bir sürü sosyolojik, yönetimsel, iletişimsel ve eğitim alanında çalışmalar var. İSG multidisipliner bir alan değil mi? Eee nerede öyleyse diğer branşlar üzerinden yapılması gereken okumalar ve pratikler. Yok! Varsa yoksa yüksekte çalışma, yangından kurtulma, eğitici eğitimi, KKD kullanımı vs. Yahu bunlar İSG’nin ana ve temel konuları yanında ıvır zıvır kalır. Asıl olan yaklaşımsal, bakış açısı ile ilgili olan konuları doğru bir zemine oturtmaktır. Beraberinde sosyolojik, yönetimsel ve eğitim ile ilgili konuları halletmek en öncelikli şeyler iken üç beş tane basit ezbere sıkıştırdınız bizi. İSG yöneticilerimiz yönetim bilmiyor, sistem bilmiyor, planlama bilmiyor. Dolayısıyla kendini doğru konumlandıramıyor. Uzmanlarımız ha keza ekseriyetle nerede duracağını, nasıl yaklaşacağını bilmiyor. İşçiler ile köşe kapmaca, kör ebe nevinden oyunlar oynuyor. İşverenden güvenlik dileniyor vs. Gelin bunları düzeltin STK olarak. Bu sorunlar için bir hamle yapın ki sektörün çehresi düzelsin, kaliteli ve gerçekten profesyonel bir hal alsın. Yoksa öyle İSG profesyoneli demekle profesyonel olunmuyor işte.
Vesselam…
