Cuma, Eylül 20, 2024

Nezaketin Ekonomisi

Nazik, kibar, müşfik olmak; verici olmak, diğerlerine karşı yardımcı olmak, umursayan bir kişiliğe sahip olmak, diğer insanlara ilgi göstermek ve tüm bunların karşılığında hiçbir şey beklememek olarak tanımlanabilir. Zamanla diğer insanlardan nezaket görebiliriz. Ancak bizim diğer insanlara karşı nazik olmamız bu beklentiyle oluşmaz. Karşılıksızdır. Bir liderlik ortamında gereken şeyleri açığa çıkarırken, genellikle birkaç bileşene değiniriz. İlki empatidir. Yani, kendimizi karşıdakinin yerine koymak, onların bir durumu, bir olayı nasıl algıladıklarını anlayabilmek, kişisel motivasyonlarını ve mental-düşünsel modellerini dikkate almaktır. Liderlerin sahip olmaları gereken bir diğer özellikleri düşük egoya sahip olmalarıdır. Bir diğer kişinin faydasına olacak biçimde, kişinin kendi egosunu bir kenara bırakması nezaketi mümkün hale getirmektedir. Aynı şekilde, her zaman haklı olmak zorunda olanı, kendi istediğini yapan, konuşmaya hakim olan ve ne kadar çok bildiğini gösteren bir kişiyseniz, nezaket sahibi olma erdemi o denli uzakta kalacaktır. Müşfik olmanın sunacağı fırsatları göremezsiniz. 

Düşük egolu liderliğin iki büyük kazancı

Düşük düzeyli ego liderliğinin sağladığı iki büyük kazanımı anlamaya başlama zamanındayız. Liderlerin yönettiği takımlardaki çalışanlar için, kurumlar için ve son olarak da liderlerin kendileri için. İlki için işi egoların önüne koymalarıdır. Doğru cevaba ulaşmayı onu bulan kişi olmaktan daha çok önemserler. Bu yaklaşım iş birliği ve inovasyon için çok sayıda fırsat barındıracaktır. Çünkü diğer insanların sizinle çalışmayı tercih etme olasılıkları artacak, siz bu şekilde çalışmayı tercih etme olasılıkları artacak, siz bu şekilde davrandıkça sahip oldukları en iyi fikirleri paylaşma olasılığı artacaktır. İkinci büyük fayda takımlarımızda daha büyük kapasite yaratma olanağı bulacaksınız. Çünkü sizin için önemli olan ekibinizin ne kadar öğrenmeye açık olduğudur. Her zaman cevabı bilme ihtiyacının olmaması, Liz Wiseman’ın ifade ettiği gibi; her şeyi bilenler olmamanız çalışanlarımızın kendi alanlarında uzmanlıklarını geliştirebilme imkanı doğuracaktır. O zaman düşük düzeyli ego bu denli iyi bir meziyetse, neden bu kavram popüler bir biçimde ele alınmamaktadır? 

Anılmaya başlıyor. David Rock, sessiz liderlik olarak anılan boyut hakkında araştırmalar yapmakta; Brene Brown ve Adam Grant bu alanlara katkıda bulunmaktadır. Liderlik literatürü incelendiğinde, MIT’den Ed Schein tevazunun öneminin altını çizmiştir. Tevazu sahibi liderler açık fikirli olurlar. Aynı zamanda bu erdeme sahip liderler konuşmalarında bir konunu veya bir fikrin derinine inilmesinde daha doğru bir biçimde dahil olabilme özelliği taşırlar. 

Etkin liderlerde müşfik-nazik olmanın rolü

Ulaştığımız nokta bizi kritik bir noktaya taşımaktadır. Nazik olmak ile düşük egolu olmak arasındaki bağı incelemek, zor kararlar vermek ve bunları açıklamaya hazır olmak çoğu zaman en iyi liderleri diğerlerinden ayıran şeydir. Bunu, bu zorlu kararlardan etkilenen bireylere empati gösterecek şekilde yapmak çok önemlidir. Zorlu kararların başarılı olmayan kararlara ulaşılmasında nezaketi suçlu, hatalı ve sorumlu olarak nitelememek gerekir. Bazı insanlar nezaketi iyi olmakla eşdeğer tutarlar. Halbuki gerçekte nezaket sahibi olmak ile iyi olmak sıklıkla birbirinden farklı unsur olma özelliği taşımaktadır. Gerekse zaman zaman birbiriyle zıt anlam taşırlar. Örneğin bir çalışma arkadaşınıza performansını iyileştirebilmek için negatif bir geri bildirimde bulunmak zorundaysanız ve bu geri bildirimi iletmekte geç kalıyorsanız, nezaketi yanlış yorumlamaktasınız. Gerçek manada o kişinin uzun vadeli menfaatlerine dönüşmüş olmazsanız. Zor da olsa kabullenilmesi gereken bir gerçek.

Selçuk Karaata

Diğer Yazarlar