Merhaba değerli okur,
Bu defa yeni penceremizden kitap sevgimize bakalım istedim.
Bakalım kimler, ne kadar kitapsevermiş?
Minik bir soru dizisi hazırladım sizlere, yanıtları evet ya da hayır olan. Evet olan yanıtlarınızı sayarak buyurun soruları cevaplamaya;
- İçinizde az ya da çok kitap okuma isteği var mı?
- Kitap kokusunu sever misiniz?
- Hiç kitap fuarınıza gittiniz mi?
- Evinizde bir kitaplık var mı?
- Hayran olduğunuz kitap var mı?
- Bu yıl bir kitap okudunuz mu?
- Bütçenizin bir kısmını kitaplara harcıyor musunuz?
- Tatiller için okunacak kitap hazırlığı yapar mısınız?
- Sizin olduğunuz yerlerde genellikle kitap olur mu?
- Hediye olarak kitap alır ya da verir misiniz?
- Okunmamış kitaplarınız varken de kitap alır mısınız?
- Kitap kulüpleriyle bağlantınız var mı?
Kaç tane evetiniz var?
- 1-4 arasında evetiniz var ise siz bir kitapseversiniz, kutlarım!
- 5-8 arasında ise siz çok kitapseversiniz, kutlarım!
- 9-12 ve hatta aklınıza gelen ilave soru cevaplarla ilerlemişseniz siz KİTAP İNSAN ya da benim söylemimle HER ŞEY siniz, kutlarım!
Nedir bu KİTAP İNSAN ya da HER ŞEY?
Yıllar önce evdeyiz; bizimkiler salonda film izliyorlar, ben de odamda çalışıyorum. Mola vermiş, elimde çayla salona girmiştim ki televizyondaki görüntüyle donup kalmıştım. Sahne şöyle; bütün duvarları kütüphane olan koca bir ev, yerlere saçılmış kitaplar, ne yaptığından emin duruşuyla yaşlı bir kadın, etrafta itfaiyeciler (bunlar söndüren değil, yakan itfaiyeciler) … Kadın “HER ŞEY” deyip, ateşi çakıyor, itfaiyeciler de ateş basıyor ve alevlerin ortasında dimdik duran kadın, kitaplar, kütüphane yanıyor…Kulaklarımda çınlayıp bedenime yansıyan HER ŞEY!
Bu sahne Fahrenheit 451 filminden. Tabii devamında filmi izlemeye katıldım. Sonra filmi başından alıp yeniden izledim ve derinden etkilendim. Arkasından aynı isimli kitabını okudum…
Tesir gücü yüksek yerler, insanlar, kitaplar, filmler, objeler vardır. İşte bu filmin tesir gücü benim için çok yüksekti!
Fahrenheit 451 sonradan filme uyarlanan, Ray Bradbury’nin 1953’te basılan distopik bilimkurgu romanıdır. Baskıcı bir gelecek toplumunun anlatıldığı kitap, görevi kitap yakmak olan itfaiyecilerin ve evlerinde dev ekranlarla yaşayan insanların hayatlarını konu alır. Televizyonun ve teknolojinin hüküm sürdüğü, kitap okumanın ve bulundurmanın yasak olduğu, KİTAPİNSAN larla savaşan bir dünya… 1953 yılının distopyası bugün için ne kadar gerçeklik?
Romanın kahramanı, “ Bir kadın kitaplar uğruna yanıyorsa, kitapların içinde bir şeyler olmalı. İnsanların, uğruna canlarını feda etmeyi göze aldığı bu kitapların içinde ne var? diye düşünür…
Film ya da kitaptan daha fazla içerik vermeyelim, yazımıza dönelim.
İşte ben bu filmi seyrettiğim günden bu yana daha fazla kitapsever oldum. Ve bu farkındalığımı çevreme de taşıma gayretindeyim. Ne mutlu ki bu konuda kıymetli bir örneğimiz var; Mustafa Kemal Atatürk (*) En büyük ilham kaynağımız cephede bile kitap okumuşsa bir kitap sever olmaktan öte çok kitap sever, KİTAP İNSAN olmak için bizim neye ihtiyacımız var? Ne dersiniz değerli okur?
(*) Anıtkabir Resmi internet listesinden okuduğu 3997 kitabın detaylı listesine ulaşmak mümkün. https://www.anitkabir.com.tr/icerik/9/kitap-yayinlari
