Cuma, Eylül 20, 2024

İş dünyası sesini sokak hayvanları için yükseltti

Sokak hayvanlarını öldürmenin vicdana aykırı olduğunu belirten iş dünyası temsilcileri, çözümün kısırlaştırma olduğunu vurguladılar

Yakın zamanda ‘Hayvan Hakları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilerek yasalaştı. Kanunla ‘yakala-kısırlaştır-sal’ metodu terk edilirken, sahipsiz hayvanların bakım evlerinde barındırılması ve rehabilite edilmesi öngörülüyor. İş dünyası temsilcileri de bu karara sessiz kalmadı. İzmir Ticaret Odası’nın (İZTO) temmuz ayı meclis toplantısında konuşan iş dünyası temsilcileri, sokak hayvanlarını öldürmenin vicdana aykırı olduğunu ve çözümün kısırlaştırma olduğunu vurguladılar.


“Barınaklar için ciddi mali kaynak lazım”

İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Çorum Belediyesi’nin yaptığı bir uygulamayı örnek göstererek, “Çorum Belediyesi hem hayvanseverleri hem de hayvanlardan doğal olarak korkan vatandaşlarımızı memnun edecek ortak çözüm nasıl üretiriz diye düşünüp bu amaçla Çorum Sahipsiz Sokak Hayvanları Birliği’ni kurdu. Birliğe mali kaynak yaratabilmek adına tüm belediyeler ve özel odalar bir yıl önce gerçekleşen bütçelerinin binde 5’ini sokak hayvanları için ayırdı. Sokak hayvanlarının toplanıp korunaklı barınaklara yollanacağı söyleniyor ama bu kadar sokak hayvanını toplayıp bakabilecek barınaklar nerede mevcut? Olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu barınakları inşa edebilmek için ciddi bir mali kaynak lazım. Böyle bir çözüm olması halinde, oda olarak bize düşen maddi desteği tüm kalbimizle vermemiz gerektiğini vurgulamak istiyorum” diye konuştu.


“Hiçbir canlı acı çekmeden bu sorunu çözelim”

Çözümün toplamak ve barınaklara götürmek değil, sokak hayvanlarını kısırlaştırarak şehirlerde görünmesinin önüne geçmek olduğunu belirten Özgener, “Medeni ülkelerde sokakta sahipsiz hayvan görmüyoruz. Ancak çözümü kısırlaştırarak çözelim, barınaklara yollayarak sahiplendirmenin çok ciddi zorluklar yaratacağını düşünüyorum. Hiçbir canlı acı çekmeden, hayatını kaybetmeden bu sorunu çözelim. Uygulama yönetmeliği çok önemli. Yönetmelikte bizleri tereddütte düşüren şeyler çözülürse bu kanun herkes tarafından ortak uygulanır hale gelir. Farklı belediyelerin farkı uygulamaları sorunu çözeceğine daha da büyütür” dedi.


“Yasaya şiddetle karşı çıkıyorum”

İZTO 49. Gayrimenkul Faaliyetleri Grubu Meclis Üyesi Dilek Katal, hak ve adaleti savunurken hayvanların hak ve adaletinin de savunulması gerektiğini söyleyerek, “Bu yasaya şiddetle karşı çıkıyorum. Bu hak ve adalet değil. Umarım bu karardan ivedilikle geri dönülür” dedi. Konuya ilişkin örnek paylaşan Katal, 3 Haziran 1910’da yaşanan Sivriada vakasından bahsetti. Katal, “İstanbul’da o dönemde 2. Mahmut’un kararıyla 80 bin sokak köpeği Sivriada’ya mahkum edildi. Akabinde halkın ayaklanması sonucunda hayvanlar serbest bırakıldı ancak sonra tekrar toplatıldı. Bu hayvanlar orada açlığa ölüme terk edildi. Tarih tekerrürden ibaret derken bunu bir daha mı yaşayacağız?” sözlerine yer verdi.

İzmir’de bazı veteriner hekimler ve belediye başkanlarının kesinlikle bu yasaya uymayacaklarını açıkladıklarını hatırlatan Katal, “Ama meclis görüşmelerini sonunda çıkan karar sonucunda bu yasaya uymayanlar hakkında çok ciddi cezalar uygulanacağı belirtildi. Üzerinde çip olup sokağa bırakılan hayvan sahiplerine 60 bin TL ceza kesilirken bu kararı uygulamayan görevlilere hapis cezası önerildi. Bu hak ve adalet mi? Türkiye’de yeni bir sektör oluşuyor. Hayvan mezarlığı sektörü. Şu anda kedi köpekleri gömüp buradan para kazanmak için gözden ırak arsa arazi aranıyor” diye konuştu. 


“Kanun, siyasete malzeme yapılmamalı”

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan değişikliğe ilişkin görüşlerini paylaşan İZTO 05. Süs Bitkileri, Peyzaj ve Ev Hayvanları Grubu Komite Başkanı Ali Osman Öğmen, “Bu süreçte asıl görüş alınması ve danışılması gerekenler hukukçular, veteriner hekimler odası ve birlikler olmalı. Söz konusu değişen kanun 2004 yılında TBMM’de alışık olunmadığı şekilde tüm partilerin ortak görüşü ve oy birliğiyle kabul edilmiş. Kanunun temel fikri ise ‘kısırlaştır-tedavi et-aldığın yere bırak’ olarak belirtilmiş. Popülasyonun artmaması için 2004 yılındaki kanun yerine getirilmiş olunsaydı bunları yaşamayacaktık. Sonuç olarak bu günlere gelindi. Bu kanun hangi parti olursa olsun siyasete malzeme yapılmamalı. Sorun insani değerlerimiz ve Türk halkının gelenek ve görenekleriyle ilgili. Bu şekilde ele alınmalı. Belediyeler tarafından kanunun öngördüğü kısırlaştırma ve bakım merkezleri yapılmamış. Kanun gerekçelerinde belirtilmiş bin 400 küsur belediye var bunların sadece 320 tanesi kanuna uymuş. Bu aslında görev ihlalinden başka bir şey değil. Bütçelerinden ayırmaları gereken bütçeler ayrılmamış” ifadelerinde bulundu. 


“Vicdanlar bu yasayı kabul etmiyor”

İZTO 26. Ev Aletleri Grubu Meclis Üyesi Metin Aztekin ise “İnsan vicdanının kabul etmediği yasalar hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu bir vahşet yasası ve bunun mutlaka değiştirilmesi ve düzenlenmesi gerekiyor. Çünkü vicdanlar bu yasayı kabul etmiyor. Bu yasanın değiştirilip o dilsiz hayvanların, can dostlarımızın yaşamlarını devam ettirebilmesi gerekiyor” dedi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM