Cuma, Eylül 20, 2024

“Hayvanlara olan duyarlılığımız güçlendi”

Çevreli, “Medyanın rolü, yasal düzenlemeler ve sosyal sorumluluk projeleri, hayvan haklarına olan farkındalığı pekiştiriyor” dedi


Üsküdar Üniversitesi Deneysel Araştırma Birimi (ÜSKÜDAB) Sorumlu Yöneticisi Veteriner Hekim Burcu Çevreli, son dönemde sokak hayvanları yasası olarak bilinen kanuni düzenlemeyle gündemde olan hayvanlara karşı toplumsal duyarlılık konusunu değerlendirdi. Son yıllarda, hayvanlara yönelik toplumsal duyarlılık giderek arttığını ifade eden Çevreli, “Medyanın rolü, yasal düzenlemeler ve sosyal sorumluluk projeleri, hayvan haklarına olan farkındalığı pekiştiriyor” dedi.

İnsanların özellikle kendilerini yakın hissettiği, destek bulduğu bir varlık olarak hayvanların, her zaman onların hayatında bir yer edindiğini ve edinmeye de devam ettiğini dile getiren Çevreli, “Hayvanların da hakları olduğu bilinci gelişti. Özellikle sokak hayvanlarının sorunları daha görünür hale gelerek sosyal sorumluluk projeleri geliştirildi” diye belirtti.


Hayvan hakları ve refahının önemi daha fazla dile getiriliyor

Son zamanlarda hayvanlara karşı duyarlılığın, toplumda giderek daha görünür hale geldiğini kaydeden Çevreli, şöyle devam etti: “Medya ve iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle, hayvanlarla ilgili bilgilere daha hızlı bir şekilde erişilebiliyor ve bu bilgiler ışığında, onların bize karşılıksız gösterdiği ilgi ve sevgi sayesinde empati yeteneğimiz de gelişiyor. İlkçağlara kadar uzanan insan-hayvan ilişkisi daha çok insanların çıkarlarına dayansa da son yıllarda hayvan hakları ve refahının önemi daha fazla dile getirilmeye başlandı. Hayvan hakları savunucuları, bu konuda toplumsal farkındalık geliştirdi. Yasalara aykırı muameleye maruz kalan ve kendi haklarını savunma şansı olmayan hayvanların haklarını savunmak insanlara düşmektedir. Her geçen gün binlerce hayvan, işkence boyutuna varan kötü muamelelerle karşı karşıya kalırken, etik düşüncelerle hareket eden insanlar, hayvanları koruma gereğini daha da güçlü bir şekilde hissetmektedir. Bu da hayvanlara karşı toplumsal duyarlılığı pekiştirdi.”


İnsanlar yerleşik hayata geçerken bazı türleri evcilleştirdi

İnsanların, Neolitik dönemde avcılık ve toplayıcılıktan yerleşik hayata geçerken çeşitli türlerde hayvanları evcilleştirdiğini hatırlatan Çevreli, “O dönemde insan-hayvan ilişkisi büyük ölçüde ekonomik boyutta değerlendirilirken, günümüzde bu ilişki daha çok sevgi, arkadaşlık ve yalnızlığı paylaşma gibi duygusal boyutlarda ön plana çıktı. Hayvan hakları ise, insanların sahip olduğu haklardan farklı olarak, hayvanların ekosistem içinde sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmeleri için sağlanması gereken hakları ifade etmektedir. Hayvanların yeryüzü çevresinin bir parçası olarak bazı haklara sahip olması ve bu hakların hukuk çerçevesinde korunması düşüncesi, doğanın özgün yapısının bozulmasının insan yaşamını doğrudan etkilemesi nedeniyle önem kazanmaya başladı” diye konuştu.


Hayvan beslemek ruhsal gelişimi de destekliyor

Yapılan araştırmaların, hayvan destekli uygulamaların kişilerin bedensel ve ruhsal sağlığına katkıda bulunduğunu göstererek insan-hayvan ilişkisine yeni bir boyut kazandırdığını vurgulayan Çevreli, sözlerini şöyle tamamladı: “Çocukların çevre ve doğa hakkındaki algılarının şekillenmesinde ise eğitim belirleyici bir rol oynamaktadır. Özellikle doğa ve hayvan sevgisi ile çevre korumacılığının kalıcı davranışlar ve yaşam biçimine dönüşmesinde eğitimin etkisi büyük. Evcil veya sokaktaki bir hayvanı sevmek, beslemek ve onlarla ilgilenmek, çocuğun ruhsal gelişimi ve hayal dünyasına ömür boyu olumlu katkılar sağlamaktadır.”

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM