SMO Suriye, Irak, İran, BOP, Kuveyt, Katar, Suudi Arabistan… Henry Kissinger’ın yakarım dediği Ortadoğu. Ünlü Amerikan devlet adamı ve siyasetçi 100 yaşında öldü (29 Kasım 2023). Birçok önemli sözü ver, birisi şöyle: “Petrolü kontrol edersen ulusları kontrol edersin, yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin.” Başlı başına kitap yazılabilecek bir söz.
Suriye petrol zengini mi? Hayır! Suriye’nin petrol üretimi yılda 10 milyon varil, Türkiye’nin 22 milyon varil. Irak yaklaşık 1,8 milyar varil ile dünya üçüncüsü. Irak, Saddam zamanında Suriye’ye petrol yardımı yapıyordu. Şimdi Suriye’nin petrol üretimi PYD / YPG’nin elinde ve petrolü Suriye’ye ve yabancılara satarak terör ordusunu besliyorlar. Petrol kuyularının yakınında konuşlanan ABD güçleri PYD / YPG’ye koruma şemsiyesi sunuyor. Teröristleri kontrol ederken düşürülen SİHA’mızı hatırlayınız. ABD onu bir tehdit olarak gördüğü için düşürdüğünü söylemişti.
4 Temmuz 2003’te çuval olayı var. Öncesi ve sonrası birçok ABD kabalığı, tehdidi filan… Uluslararası ilişkilerde soğukkanlı ve sabırlı olmak şart. Bir harekât planlandığında ulusal ve uluslararası ortamda yaratılacak hava çok önemli. Türkiye Cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş yöneticilerine bakıldığında devlet yönetiminin bu konuda başarılı olduğunu söyleyebiliriz.
ABD gibi Türkiye’nin de HTŞ ile “diyalog halinde olduğunu” söyleyebiliriz. Fransa da HTŞ, PYD / YPG ile yakın ilişkili. Zaten Lafarge beton şirketinin Suriye’de görevlendirilmesinin bir nedeni var. Bu konuyu ayrıca işleyeceğim.
Dışişleri ilişkileri ihtiyatlı olmayı gerektirir. Suriye’de Esad dönemi sona erdikten sonra, hızlı hareket eden Türkiye önce MİT başkanı İbrahim Kalın’ı Şam’a yolladı. Kalın, HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani’nin sürdüğü araba ile Emevi Camiine geldi ve namazını kıldı. Bu arada, düzenlemeler konusunda gerekli konuşmalar yapıldı. Ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Şam’a kara yoluyla giderek HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani ismini bir yana bırakarak asıl ismini, Ahmed Hüseyin el Şara’yı kullanan HTŞ lideri ile olumlu bir basın toplantısı yaptı.
ABD el Şara’nın başına konan 10 milyon dolarlık ödülü hemen kaldırdı. Bu arada Suriye Milli Ordusunun bazı komutanları Türkiye’ye geldiler, Devlet Bahçeli’yi ziyaret ettiler. Bu ziyareti yapanların daha önce de, 16 Temmuz 2024’te Türkiye’ye gelip Bahçeli’yi ziyaret ettikten bir gün sonra ülkücü mafya Alaattin Çakıcı’yla bir araya gelmeleri zihnimde soru işaretlerine neden oldu.
Vatandaş bu tür soru işaretini taşımak zorunda değil kuşkusuz. Suriye’de az hasarla yapılan yönetim değişikliğine Erdoğan “Suriye devrimi” diyor. Bugün için Esad rejiminin devrilmesi kitlelere mutluluk ve sevinç kattı. En azından diktatör gitti, şimdi mevcut kitleler ve örgütle daha güvenceli bir yaşam için sokaklara çıktı, mikrofonlara derdini anlatmaya başladı. Bu görüntülerin arka sayfasında neler oluyor, orası henüz aydınlığa çıkmadı.
Yönetimin değişmesi, bazı komutanların Türkmen olduğunu gururla dile getirmesi, MİT başkanı ile Dışişleri Bakanı Fidan’ın Şam’a gidip liderlerle konuşması, Emevi camiinde namaz kılmaları Türkiye’de halkın düşüncesinde olumlu yankı buldu.
Erdoğan’ın pozitif söylemi kitleler üzerinde sakinleştirici etki yapıyor. “Suriye devriminin lideri Sayın Eş-Şara (Colani) ile yakın diyalog halindeyiz” sözü de bu haftanın sözü oldu.
Muhalefet yeni mesajlar, çözümler üretmekte yetersiz kaldı. Orta doğuda bugünkü değişim önemli değil, yarın neler olacak biliniyor mu? BOP Projesi kapsamında Türkiye’ye verilen misyon hakkında kimler ne biliyor?
Bekleyip göreceğiz.