Pazar, Aralık 29, 2024

Uzun ince bir yol

Son iki asrın ana teması sanayileşme ile harekete geçen ve merkezlerden çevrelerine doğru bölgeleri etkileyerek nihayetinde küreselleşmeye doğru meyleden ve bu akışta yerelden tekrar çıkış noktasına bu kez ortak standartlar halinde dönüşümüdür tezidir.

Özellikle milenyuma(2000) doğru bilhassa iktisadi ve mali alanlarda kullanılmaya başlanan ‘küreselleşme’ kavramı retrospektif(geriye dönük) bakış ile başından beri ‘özel’in karşısındaki ‘genel’ olan her şeyi temsil eder. Zaman içerisinde özel ile genel arasındaki her nevi münasebet kümülatif olarak genelleşme tabiatındadır.

Tarihsel süreç henüz bir varsayım olarak insanın özne olduğu her türlü değişim ve gelişmenin tümevarım haline doğru doğanın tümdengelim nitelikler karşısında mücadelesi şeklinde. Modern felsefe her türlü öznesinden arındırılmış yerellik ve küresellik kavramlarını bir bütün halinde kabule yatkındır.

Kabul edilebilirliği eski tabirle su götürür, ancak tatbiki, Aydınlanma Döneminden günümüze iliştirilmeye münasip bir düzenin iddialı olduğu ekonomi tabanlı ‘sosyolojik patronaj’, etkinliğini ondan destek alarak küresel boyuta taşıyabilmeliydi.

Onun için bu sürecin anahtar şifrelerinin sırası ile “rekabet”, “maliyet”, “verimlilik” olduğu son iki asırdır yaşanmışlıkların yanı sıra yol kazaları dahil yaşanan gelişmeler ışığında barizdir. Açılımları, geleceğe dönük ‘sürdürülebilirlik’ çabaları ile zamanın ruhuna uygun çözüm arayışları sergiliyor.

Gerçekte hiçbir ülkenin bir başına üstesinden gelemeyeceği; toplumun, ekonominin, siyasetin ve kültürün içinden geçen bir krizle karşı karşıyayız. Mobilitenin artışı, iklim değişiklikleri, yapay zekânın itişi ile gelecek almış başını giderken gelecek korkusu artıyor.

Halklar, bilinmeyene giden bu trenden lokomatifi durdurmayı kendilerine vaat eden her kim olursa, arkasından giderek inmek istiyor. 20. Asırdan beri gerçek demokrasiler addedilen ülkeler seçmenleri dahil ve diğerleri giderek en son Atlantik ötesindeki seçim sonuçlarına göre hizalanmakta.

Geliyor gelmekte olan derken son iki asırdır uluslar arası diplomasi de dahil tüm branşlarda etkin olan ‘bürokrasinin’, verimlilik adına pragmatizme boyun eğeceği ortaya çıktı. Seçilmiş Başkanın danışmanı, dünyanın en zengin iş insanı Avrupa siyaseti hatta seçimlerine kabaca ‘el atıyor’. Bundan ala küreselleşme mi olur?

Demir Uzun

Diğer Yazarlar