Kapısından her zaman tedirgin bir şekilde girer ve neredeyse her seferinde de istediğimi tam olarak alamadan çıkardım. Belki bu onun, benim hiçbir zaman anlayamadığım bir yöneticilik taktiğiydi ama sonunda zarar gören, yapmaya çalıştığım bir proje, bizzat kendim, ekibim veya paydaşlarım olurdu. Bana, “Bu adama derdini mi anlatmak istersin yoksa şu karşıda duran deveyi hendekten mi atlatmayı?” diye sorsalar, hiç düşünmeden deveyi seçerdim.
Zamanımı ve dikkatimi işe ayırdığım süre ve enerjiden çok daha fazlasını bu adama derdimi anlatmakla geçirir olmuştum. “Allah’ım ben ne şansız kulunum” diye düşünürken fark ettim ki yalnız değildim. Bu adamla çalışan diğerleri de aynı dertten mustariptiler. Adeta ortak kaderi paylaşan mutsuzlar topluluğuna dönüşmüştük.
Adam dinlemeyi bilmiyordu.
Dinlemeyi bilmemek
Dinlemeyi bilmemek, karşıdaki kişiyi anlamak için yeterli dikkat ve özeni göstermemek, onun söylediklerini tam olarak algılamadan tepki vermek ya da tamamen görmezden gelmek anlamına gelir. Bu durum sadece bireysel iletişimde değil, ekip çalışması ve liderlik gibi konularda da büyük sorunlara yol açabilir.
Dinlemeyi bilmeyen yöneticiler, genellikle çalışanlar üzerinde olumsuz etkiler yaratır ve iş yerinde motivasyonun düşmesine, verimliliğin azalmasına ve hatta çalışanların işten ayrılmasına neden olabilir. Bu tür yöneticiler, çalışanların kendilerini değersiz hissetmesine ve kuruma olan bağlılıklarının zayıflamasına sebep olabilirler.
Dinlemeyi Bilmemek Neden Önemli Bir Sorundur?
Dinlemeyi bilmemek gerçekten de çok önemli bir sorundur ve birçok olumsuz etkileri vardır.
Öncelikle çalışanların sesini duyuramaması durumu hasıl olur. Çalışanlar fikirlerini, sorunlarını veya önerilerini ifade edemezse, kendilerini göz ardı edilmiş hissederler.
Keza, yanlış karar alma riskini arttır. Çalışanların geri bildirimleri dikkate alınmadığında, yöneticiler sahadaki gerçeklere dayanarak değil, kendi algılarına göre kararlar alır.
İletişimsizlik, ekip içinde çatışmalara ve yönetime karşı güvensizliğe yol açabilir.
Sonunda da dinlenmediğini hisseden çalışanlar, başka iş fırsatlarına yönelmeyi, kariyerlerine başka şirketlerde devam etmeyi düşünmeye başlarlar.
Tabii ki birlikte çalıştığımız her yönetici için aynı şeyi söylemek pek adil olmaz, zira bir çok yöneticide de anlattığımın tam aksine son derece iyi dinleyici olma özelliği vardır.
Gelin biz bunları birbirinden nasıl ayırt edebiliriz kısaca ona da bakalım.
Dinlemeyi Bilmeyen Yöneticilerin Belirtileri
Aslına bakarsanız, bu tipler kendilerini diğerlerine nazaran çok daha kolay gösterirler. Zira, hatalarının (ya da eksikliklerinin) farkında değildirler.
İlk ve önemli belirtileri, çalışanlarının konuşmasını sık sık kesmektir. Adamın odasına girip de lafınızın kesilmeden derdinizi anlatmanız asla mümkün değildir. Sabrınızın sınırlarını zorlarcasına lafınızı keser, ta ki siz odadan kaçana kadar.
Geri bildirimlere ilgisiz veya savunmacı yaklaşırlar. Ona bir şeyler anlatmaya çalışırken, aslında aynı odada olmakla beraber aklının başka evrenlerde dolaştığını hissedersiniz. “Ben boşa konuşuyorum galiba” diye düşünmeye başlarsınız.
Ya da öyle bir savunma pozisyonuna girer ki odasından kendinizi suçlu hissederek çıkarsınız.
Sorunları geçiştirmek veya küçümsemek de bir başka özellikleridir. Net sorularınıza sislerin ardına gizlenmiş cevaplar alırsınız. Çoğu zaman sizce önemli olan meseleler onlar için küçük bir detay gibi görülür.
En sıkıcı olanı ise sadece kendi fikirlerini önceliklendirmek ve çalışanların katkılarına kulak asmamaktır. Bu nedenle monoloğa dönüşmüş, çalışanların ağzının kapatıldığı toplantıları deneyimlersiniz.
Dinlemeyi bilmeyen yöneticilerle başa çıkmanın yolları
Eğer dinlemeyi bilmeyen bir yönetici ile çalışıyorsanız hemen pes etmeyin. Onlarla başa çıkmanın da yoları vardır. Dinlemeyi bilmeyen yöneticilerle başa çıkmak hem profesyonel bir duruş sergilemeyi hem de stratejik bir yaklaşım gerektirir. Bu durum zorlayıcı olsa da etkili iletişim ve doğru taktiklerle ilişkiyi iyileştirmek mümkündür.
Durumu Anlayın ve Empati Kurun
• Sorunun Kaynağını Belirleyin: Yöneticinin dinlememe alışkanlığı mı var, yoksa yoğunluk ya da stres mi buna neden oluyor? Durumu doğru analiz edin.
• Empati Yapın: Yöneticinizin baskı altında olabileceğini veya farkında olmadan böyle bir tutum sergilediğini düşünün. Bu, yaklaşımınızı daha yapıcı hale getirebilir.
Mesajınızı Daha Net ve Dikkat Çekici Hale Getirin
• Kısa ve Öz Olun: Yöneticiler genellikle vakit darlığı yaşar. Söylemek istediklerinizi açık, net ve kısa bir şekilde ifade edin.
• Hazırlıklı Olun: Konuşmadan önce ne söylemek istediğinizi ve hangi sonuçları hedeflediğinizi planlayın.
Uygun Zaman ve Mekânı Seçin
• Zamanlama Önemlidir: Yöneticinizin meşgul olmadığı bir zamanı seçmeye çalışın.
• Birebir Görüşmeyi Tercih Edin: Kalabalık bir ortam yerine, birebir konuşmayı tercih ederek dikkatini toplamasını kolaylaştırabilirsiniz.
Sorununuzu Yazılı Olarak Sunun
• E-posta veya Not Kullanımı: Eğer yüz yüze iletişimde dinlenmediğinizi hissediyorsanız, mesajınızı yazılı bir şekilde iletmeyi deneyin.
• Belirli Öneriler Sunun: Sadece sorunları değil, aynı zamanda çözüm önerilerinizi de yazıya dökün.
Geri Bildirim Sağlayın
• Yapıcı Eleştiriler: Eğer uygun bir ortam varsa, yöneticinize dinleme konusundaki eksikliğini nazikçe dile getirebilirsiniz.
• Çözüm Odaklı Yaklaşım: Sorunu dile getirirken çözüm önerileri sunmayı ihmal etmeyin.
Destek Arayın
• İK veya Üst Yönetimle İletişim: Eğer yöneticinizle doğrudan çözüm bulamıyorsanız, İnsan Kaynakları birimi ya da üst yönetimle durumu görüşebilirsiniz.
• Takım Desteği Alın: Eğer bu sorun ekip içinde yaygınsa, birlikte hareket ederek yöneticinizin dikkatini çekebilirsiniz.
Bu haftaki yazımı şöyle sonlandırmak isterim. Dinlemeyi bilmeyen yöneticilerle başa çıkmak sabır ve strateji gerektirir. Amacınız, hem kendinizi etkili bir şekilde ifade etmek hem de iş ilişkisini iyileştirmek olmalıdır. Unutmayın, profesyonel iletişim becerileriniz, bu tür zorluklarla başa çıkmada en büyük yardımcınız olacaktır.
