Geniş para arzı M3, Aralık 2024 döneminde yıllık yüzde 39 büyümenin ardından Ocak 2025 döneminde yıllık yüzde 41,8 büyüdü
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından 2025 yılı ocak ayına ilişkin ‘parasal gelişmeler raporu’ verileri yayımlandı. Bu kapsamda, Geniş para arzı M3, Aralık 2024 döneminde yıllık yüzde 39 büyümenin ardından ocak 2025 döneminde yıllık yüzde 41,8 büyüdü. En dar para tanımı olan M1’in yıllık büyüme oranı ise bir önceki ay yüzde 32,3 olarak gerçekleşirken ocak ayında yüzde 29,7 olarak gerçekleşti.
Parasal sektör tarafından verilen kredilerin yıllık artış hızı, hanehalkı için Aralık 2024’te yüzde 43,5 iken Ocak 2025’te yüzde 42,5 oldu. Finansal olmayan kuruluşlara verilen krediler ise Aralık 2024’te bir önceki yıla göre yüzde 37,1 artmışken, Ocak 2025’te ise yüzde 36,9 arttı.
En büyük katkı vadesiz mevduatlardan geldi
Geniş para arzı bileşenlerinin para arzındaki yıllık büyümeye katkısı incelendiğinde; vadeli mevduatların para arzına en büyük katkıyı sağlayan kalem olduğu, bunu vadesiz mevduatların izlediği görüldü. Ocak 2025’te geniş para arzı M3’te gözlenen yıllık yüzde 41,8 oranındaki büyümede yüzde 23,7 ile vadeli mevduatlardaki artış etkili olmuş, bunu yüzde 11,8 ile vadesiz mevduatlar izlemiş ve diğer kalemlerin katkısı sınırlı düzeyde kaldı. Aylık yüzde 3 oranındaki büyümede ise yüzde 1,5 para piyasası fonları etkili olurken, onu yüzde 0,9 ile repo işlemlerinden sağlanan fonlar izlendi.
Geniş para arzı M3, Ocak 2025’te bir önceki aya göre 585 milyar TL’lik artış gösterdi. Bu artış büyük ölçüde para piyasası fonlarındaki artıştan kaynaklandı. Aynı dönemde M1, 5 milyar TL azalmış olup, bu azalışta vadesiz TL mevduatlar etkili oldu.
M3’teki yıllık büyümenin karşılık kalemlerine yansıması; yüzde 33,5’i özel sektörden, yüzde 8,7’si genel yönetimden, yüzde 1,6’sı banka dışı finansal kuruluşlardan ve yüzde 2,9’u net dış varlıklardan alacaklarda artış şeklinde oldu. Diğer taraftan diğer kalemler (net) yüzde 4,9 oranında azalış olarak katkı sağladı.
M3’teki aylık büyümenin karşılık kalemlerine yansıması; yüzde 2,4’ü özel sektörden, yüzde 0,6’sı genel yönetimden, yüzde 0,1’i banka dışı finansal kuruluşlardan ve yüzde 0,2’si net dış varlıklardan alacaklarda artış şeklinde oldu. Diğer taraftan diğer kalemler (net) yüzde 0,4 oranında azalış olarak katkı yaptı.
