Cumartesi, Mayıs 10, 2025

“Gıda enflasyonunu kontrol altına almayı hedefliyoruz”

Cevdet Yılmaz

Cevdet Yılmaz, “Modern teknolojilerin kullanımını yaygınlaştırarak, çiftçilerimizin rekabet gücünü artırmaya ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik etmeye odaklandık” dedi

Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Merkezi (TARPOL) tarafından düzenlenen iftar programında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Tarım ve gıda arz güvenliğinin önemine dikkat çeken bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Ramazan ayının bereketiyle birleşen tarımın, toplumların kalkınması için kritik bir rol oynadığını vurguladı. Yılmaz, Türkiye’nin güçlü tarım politikaları ve sürdürülebilir üretim stratejileri ile gıda arz güvenliğini sağlama amacında olduğunu belirtti. Yılmaz, gıda enflasyonuyla mücadelede önemli bir hedef koyduklarını belirterek, “Gıda enflasyonunu önümüzdeki dönemde kontrol altına almayı ve düşürmeyi hedefliyoruz” dedi. 

Türkiye’nin tarım alanında güçlü bir yol haritası oluşturarak önemli kazanımlar elde ettiğine dikkat çeken Yılmaz, “Bu süreçte, tarımsal üretimde modern teknolojilerin kullanımını yaygınlaştırarak, çiftçilerimizin rekabet gücünü artırmaya ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik etmeye odaklandık. Son 22 yılda gıda ve tarım ürünlerinde 107 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdik. Tarım sektörü, genel ekonomimizde kritik bir mesele olan cari açık konusunda, Türkiye’ye sürekli katkı sağlayan, istikrar sunan alanlardan biri oldu” diye konuştu.


“Gıda arz güvenliğinin çok önemli olduğunu görüyoruz”

Tarım ve gıda arz güvenliğini stratejik bir alan olarak değerlendirdiklerini dile getiren Yılmaz, bu alanın modasının hiçbir zaman geçmeyeceğini belirtti. Yılmaz, tarımın insanlıkla birlikte başladığını ve insanlık var oldukça devam edeceğine inandıklarının altını çizerek tarımdaki dönüşüm, verimlilik artışı ve gelişim seviyesinin bir toplumun kalkınma düzeyini gösterdiğini vurguladı. Yılmaz, Avrupa’dan Çin’e günümüz modern ekonomilerinin sanayi devriminden önce tarım devrimi ile bugünlere geldiğini unutmamalıyız. Bu çerçevede baktığımız zaman tarımı genel kalkınma perspektifimizin de çok önemli bir bileşeni olarak gördüğümüzü ifade etmek istiyorum. Tarımın bu tarihsel konumunun yanı sıra özellikle son dönemlerde iklim değişikliği, tedarik zincirlerinde kırılmalar, dünya nüfusunun geldiği nokta, afetler birçok unsurla birlikle gıda arz güvenliğinin çok önemli olduğunu görüyoruz. Pandemi, savaşlar, iklim değişikliği ve küresel tedarik zincirlerindeki kırılmalar, bize bir gerçeği tekrar hatırlattı: gıda arz güvenliğini sağlayamayan ülkeler, ekonomik ve sosyal olarak büyük bedeller ödemek zorunda kalıyor. Ukrayna-Rusya savaşında maalesef gıda arzının savaşlardan, jeopolitik gelişmelerden nasıl etkilendiğini gördük” açıklamasında bulundu.


“Çiftçimizi destekleyen programları genişletiyoruz”

Yılmaz, Türkiye’nin sebze üretiminde dünyada dördüncü, meyve üretiminde ise altıncı sırada olduğunu belirterek, 206 farklı tarımsal ürün yetiştirebilen bir ülke olarak, 2002 yılına kıyasla bitkisel üretimlerini yüzde 41 artırarak 2023 yılında 139 milyon tona ulaştıklarını ve bunun Cumhuriyet tarihinin en yüksek üretim rakamı olduğunu ifade etti. Yılmaz, “Tarımsal ihracatımızı artırmak için yeni pazarlar buluyor, çiftçimizi destekleyen programları genişletiyoruz. Türkiye gibi geniş ve farklı ekolojik bölgelere sahip bir ülkede, bölgesel kalkınma politikaları tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından ne denli önemli olduğunun da farkındayız. Bu bilinçle, GAP, KOP, DAP ve DOKAP gibi projelerle, her bölgenin kendi tarımsal potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmesini sağlıyoruz. Sulama yatırımları, üretim destekleri ve sanayi entegrasyonuyla, tarımı sadece daha verimli hale getirmekle kalmıyor, üreticilerimizin gelirini artırıyor, ihracat kapasitemizi güçlendiriyoruz. Tarımsal kalkınmayı, Türkiye’nin güçlü ve sürdürülebilir büyümesinin ayrılmaz” dedi.


“Küresel meseleler tarımı stratejik hale getiriyor”

Öte yandan meselenin sadece üretimi artırmak olmadığını, aynı zamanda tarımı geleceğe hazırlamak, bilim, teknoloji ve akıllı sistemlerle yönetmek olduğunu vurgulayan Yılmaz, su kıtlığı, iklim değişikliği ve karbon ayak izi gibi küresel sorunların, tarımı her geçen gün daha stratejik bir alan haline getirdiğini belirtti. Yılmaz, “Yeşil ve dijital dönüşüm, tarımda verimliliği artıran, kaynak kullanımını optimize eden ve üreticiyi destekleyen yeni modelleri beraberinde getiriyor. Bu noktada, akıllı tarım teknolojilerine yatırım yaparak sensör destekli sulama sistemlerinden yapay zekâ tabanlı tarımsal analizlere, gıda fiyatlarını öngören erken uyarı sistemlerinden blok zincir tabanlı tedarik zinciri yönetimine kadar birçok yeniliği devreye alıyoruz. Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı ve ekibinin ‘planlı tarım’ kavramı ile verimliliğe odaklanan yaklaşımını makro politikalarımızın önemli bir bileşeni olarak görüyoruz. Dezenflasyonda arz yönlü boyutu gözden kaçırmıyoruz. Halen devam eden Tarım ve Orman Şurası bu kapsamda katılımcı bir yaklaşım ile yeni fikirlerin ortaya çıkacağı bir platform sunmakta” diye anlattı.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM