Salı, Nisan 22, 2025

Aile yapısı küçülüyor, hane sayısı büyüyor

Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER), PwC Türkiye’ye hazırlattığı ‘İstanbul’un Gelecek 10 Yıllık Konut İhtiyacının Tespiti’ne yönelik strateji raporunu güncel veriler eşliğinde yeniden yayınladı. 2025–2034 yıllarına yönelik projeksiyon yapan araştırmaya göre İstanbul’a 10 yılda 1 milyon 220 bin yeni konutun kazandırılması gerekiyor. Geçtiğimiz yılın raporunda bu rakam 1 milyon 230 bin olarak kayda geçmişti. Göç hareketlerinin konut ihtiyacına etkisi raporun en çarpıcı bölümlerinin başında geliyor. Buna göre göç hareketleri ve geçici koruma kapsamındaki tersine göç sebebiyle İstanbul’da 127 bin ev boşalacak ve ihtiyaç buradan karşılanacak. 

Konut ihtiyacını belirleyen en temel değişimlerden biri, hane büyüklüğündeki dramatik düşüş olarak rapora yansıyor. Buna göre; 2012 yılında 3,57 olan ortalama hane halkı büyüklüğü, 2024’te 3,13’e ve 2034’te ise 2,68 kişiye kadar gerileyecek. Bu gerileme konut ihtiyacının daha hızlı artmasına sonuç veriyor. Buna paralel olarak, tek kişilik hanelerin oranı yüzde 17,1’den yüzde 21’e çıkıyor. Bekâr birey oranı yüzde 42’den yüzde 44’e yükseliyor.

İstanbul nüfusu yüzde 3 artışla 2034 yılında 16,2 milyona çıkarken demografik yapımızın değişmesiyle hane sayısı yüzde 20 artışla 6 milyona çıkıyor. İstanbul’daki hane halkı sayısı düşerken tekil yaşamda bir artış gözlemleniyor. Bu da konut tiplerini küçültüyor ve 1+0 gibi küçük metrekare evlere daha çok ihtiyaç olduğuna işaret ediyor.


Konut tipleri değişiyor

‘İstanbul’un Gelecek 10 Yıldaki Konut İhtiyacının Tespiti’ araştırması hakkında görüşlerini dile getiren KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova, “Hane yapısı ve demografik yapı değişiyor. Gerileyen hane halkı sayısının yanı sıra artan tek kişilik hane sayısı ve bekâr nüfustaki artış öngörüsü konut tiplerinde de bir değişime ve 1+0 gibi küçük metrekare evlere daha çok ihtiyaç olduğuna işaret ediyor. Üreticinin bu ihtiyacı karşılayabilmesi mevcut mevzuatla mümkün olmadığı için bunun tekrar gündeme gelerek tartışılmasını doğru buluyoruz. Geçmiş 5 yıldaki göç hareketlerinde pandemi ve ekonomik faktörler nedeniyle hızlı değişimler gözlemlense de önümüzdeki 10 yılda daha dengeli bir göç trendine dönüşeceğini öngörüyoruz. İstanbul’un ikametgâha dayalı nüfusunu ortaya koyan faktörleri de demografik yapının değişmesiyle izliyoruz. İkametgâha dayalı olmayan talepte ise ekonomik koşullara bağlı olarak daha hızlı değişimler yaşadığını araştırmamızda karşımıza çıkıyor. Kendi içindeki faktörlerin değişimlerinin sonunda geçen yıla yakın bir talep olduğunu görüyoruz” dedi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM