Pazar, Temmuz 6, 2025

Dönüşüm için çözüm; Konut Finansman Kurumu

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, afete karşı risk taşıyan konutların finansmanı için gelişmiş ülkelerde uygulanan Konut Finansman Kurumu modelini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıdı.

Avşar, Türkiye Konut Finansman Kurumu’nun kurulmasına dair kanun teklifini TBMM’ye sundu. Teklifin gerekçesinde; Türkiye’nin dünyanın en fazla diri fayına sahip ülkesi olmakla birlikte ülke genelinde 7,5 milyon riskli bağımsız birimin 2 milyonunun acil dönüşüm beklediğine dikkat çeken Avşar, yaşadığımız bu ekonomik şartlarda kapsamlı bir dönüşüm olanağının olmadığını ancak insanımızın riskli yapılarda kaderine terk edilemeyeceğini ve ivedilikle konut stokunun deprem dirençli hale getirilmesi gerektiğini belirtti. Çözümün ise; ranta dayanmayan arsa üretimi ve finans kaynağı üretmek olduğunu belirten Avşar, bu kaynağa ancak Konut Finansman Kurumuyla erişilebileceğini ifade etti.

Avşar, bu teklifle tüm gelişmiş ekonomilerde uygulanan, bütçeye herhangi bir ek yük getirmeyen ve orta ve dar gelirli vatandaşların konut finansmanına ulaşmasını kolaylaştıran Türkiye Konut Finansman Kurumu’nun kurulmasının amaçlandığını belirtti.


“Dünyanın en fazla diri fayına sahip ülkesiyiz”

6 Şubat ve en son yaşanan 23 Nisan depremlerine dikkat çeken Avşar, ülkemizin Dünyanın en önemli sismik kuşaklarından birisi olan Alp-Himalaya Kuşağı üzerinde yer aldığını, haritalanmış olan 485 diri fay ile toprakları üzerinde dünyanın en fazla diri fayına sahip ülkesi olduğunu ve bu fayların 14.500 km’lik uzunluğa sahip olduğunu belirti. Avşar “Bu jeolojik gerçeklikle birlikte yapı stokunun depreme karşı dirençlilik durumu yüksek risk oluşturuyor” dedi. Konut stokuna değinen Avşar, “Bakanlığın açıklamalarına göre ülkemizde 7,5 milyon riskli bağımsız birim bulunuyor ve bunların 2 milyonunun acil dönüştürülmesi gerekiyor. Hakeza İstanbul’da 1,5 milyon riskli yapının bulunduğu ve bunun 600 bini ise her an kendiliğinden yıkılabilecek durumda olduğu ifade ediliyor” dedi.


“Bu şartlarda kapsamlı bir dönüşüm olanağı yok”

Deprem ülkesi olmanın yanında konut stokunun da bu düzeyde riskli olmasının olası depremin etkisini katbekat arttırdığına dikkat çeken Avşar, ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik durum ve artan maliyetlerle birlikte 6 Şubat Depremlerinden etkilenen illerde konut üretiminin devam etmesi başta İstanbul olmak üzere ülkemizin geri kalan illerinde gerekli nitelikte dönüşümler yapılamasına imkan bırakmadığını belirtti.

Afete karşı dirençli bir toplum oluşturmak zorunda olduğumuzu belirten Avşar, yapılan dönüşüm ve hazırlıkların cılız kaldığını, insanlarımızın riskli konutlarda, depremi bekler durumda bırakmak kabul edilebilir bir durum olamayacağını, gerçek, sürdürülebilir, uygulanabilir ve fizibıl çözümlerin bulunması, gerekli finansmanın tedarik edilmesi ve projelerin geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Avşar, “Biz görmezlikten geliyoruz diye fay hatları kalkmıyor. Zira ülkemiz, Jeolojik açıdan, coğrafi yapısı ve yer şekilleri itibariyle bir afet bölgesi. O zaman yarından tezi yok başımızı soktuğumuz damı sağlamlaştırmak zorundayız” ifadelerine yer verdi.

Hızlı, ranta dayanmayan ve imar yasasına uygun arsa üretimi ile finans kaynağı tedariki gereklinin önemine dikkat çeken Avşar, orta ve dar gelirli vatandaşlarımıza, ucuz ve uzun vadeli kredi imkânı sağlayan, bütçeye ek bir yük getirmeyen Türkiye Konut Finansman Kurumunun kurulması gerektiğini belirtti. Avşar, “Bu model, ülkemizin ekonomik şartları, riskli konut stoku ve deprem gerçeği göz önüne alınarak hükümet, halk ve yerel yönetimlerin iş birliğinde finansman kaynağı ve üretim modelleri bakımından uygulanabilecek bir çözüm yolu” dedi. 


“Bu model tüm gelişmiş ekonomilerde uygulanıyor”

Avşar, bu Kurumun hemen hemen tüm gelişmiş ekonomilerde görülen bir model olduğunu Amerika’da 3, Almanya’da 1, Japonya’da bir örneğinin bulunduğunu ifade ederek, “Bu kurumun temel görevi, orta ve düşük gelirli vatandaşlarımız için konut finansmanını kolaylaştırıyor. Yani iç ve dış piyasadan büyük miktarda finansmanı sağlayıp o finansmanı gayri menkul teminat karşılığında konut kredilerine finanse ediyor. Bu kurum, dışarıya standartlaştırılmış menkul kıymet (tahvil, bono), varlığa dayalı menkul kıymet, hisse senedi ihraç ederek çalışıyor. Bu sistemle teminatlı bir şekilde hareket ediliyor ve açığa borçlanılmıyor. Yani sağlam bir gayrimenkul üzerine borçlanılıyor” diye konuştu.


“Bütçeye herhangi bir ek yük getirmiyor”

Kurumun kendisinin de hisse senedini çıkararak iç ve dış piyasadan bu şekilde standartlaşmış ürünleri ihraç edebildiği ve dolayısıyla hem iç hem de dış piyasadan taze nakit girişinin sağlandığını belirten Avşar, “Bütçeye herhangi bir yük getirmeyen kurum bu işleyişle topladığı bütün likiditeyi bankalara, finans kuruluşlarına oralardaki alacakları üzerine almak kaydıyla ödeme yapıyor. Kurum, bunlardan aldığı alacaklar karşısında bunların nakil ödemesini yapıyor. Bu yöntemle döngü tamamlanıyor ve taze kaynak oluşuyor” dedi.

Avşar, bu kanun teklifiyle söz konusu kurumun kurulması halinde; doğal afetler nedeniyle risk altında bulunan binaların, doğal afetlere karşı daha dayanıklı olmalarını sağlayacak şekilde kentsel dönüşüm kapsamında yeniden inşa edilmelerine imkân tanımak amacıyla orta ve dar gelirli vatandaşlara finansman desteği sağlanacağını, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile ilişkili, kamu tüzel kişiliğini haiz olacağını ve  ferdi ve toplu konut kredisi verilmesi ve riskli konutlar başta olmak üzere konutların dönüştürülmesi, toplu konut alanlarına arsa temin edilmesi, konut alt yapıları ile konut sektörü sanayiini teşvik için yatırım ve işletme kredisi verilmesi, afet mahallerinde konut yapımının teşvik ve desteklenmesi şeklinde faaliyetlerinin olacağını belirtti.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM