Çarşamba, Nisan 30, 2025

Deprem Oyuncak Değil


Sosyal medyada Şule Aydın bu paylaşımı ile televizyonlarda 5 gün süren izlenme oranını artırma çabalarındaki kaosu özetlemiş oldu. Elinde sopası olsun ya da olmasın, değerli uzmanların harita önünde verdiği kıymetli bilgilere bir sözümüz yok. Yapı Denetim Kuruluşları Ege Dernek başkanı ve Türkiye Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Genel Başkan Yardımcısı olarak deprem konusunda farkındalık yaratmanın yanı sıra, inşaatlardaki tüm imalatın inşaat mühendisliği kurallarına uygun olarak yapılması için meslektaşlarımla birlikte büyük çaba sarf ettik.

İnşaatta imalat dediğimiz zaman Türk Standartlarına göre demirin, çimentonun kullanılması, proje kriterlerine göre demir miktarının projede tarif edilen şekliyle yerleştirilmesi, beton dayanıklılığı için verilen gücü sağlayacak betonun kullanılması ve tabii ki betonun dökülürken sıkıştırılması. Basit şekliyle durum böyle.

Markete gittiğiniz zaman kurtlu pirinç alıp yıkayıp pilav yapmıyorsanız, bir binada da iskelet, projesine uygun olarak yapılınca sorun kalmaz. Burada mimari projeye göre binanın statik hesabının yapıldığını ve zeminde taşıma katsayısının jeofizikçilerce belirlendiğini kabul ediyoruz. Daha fazla ayrıntısı var ancak vurgulamak istediğimiz konu binanın sağlamlığı.

İstanbul’da 23 Nisan’daki 6.2 şiddetinde deprem, normal bir binaya hasar vermez. Bakan Murat Kurum 15 bin 013 binanın incelendiğini ve bu binalardan bin yirmi beşinin az hasarlı olduğunun tespit edildiğini açıkladı. Evet, İstanbullu şanslı ki deprem 6.2 şiddetinde oldu. Binada az hasar var deyince, oturmaya engel bir durum yok. Depremde can kaybı olmadı ama camdan, balkondan atlayan 150 vatandaşımız yaralandı. Bilgilendirme doğru olsa, 13 saniyelik depremde kimse yerinden kımıldamazdı.

Depremin şiddeti 6.2 yerine 7.5 olsaydı, daha önce yapılan çalışmalara göre beklenen ağır ya da çok ağır hasarlı bina sayısı 50bin kadar olacaktı.

Televizyonlardaki deprem uzmanlarının görüşlerini olabildiğince izlemeye çalıştım. Sonunda onlar da 23 Nisan’da 6.2 şiddetindeki depremlerden ziyade olası büyük depremler konusunda düşüncelerini aktardılar. Hepsinin haklılık payı var. Ancak birçok televizyon programında 6 yıllık İmamoğlu yönetimine gönderme yaparak belediyenin görevini yapmadığı, üzerine konuştular. Bunun adı tabii ki siyaset. Vurgulamaya çalıştığım konu, insan yaşamı siyasetin üstündedir. İnşaatlar doğru dürüst hesap kitapla yapılmıyorsa, burada herşeyi belediyeye yüklemek mümkün değil. Mal sahibinin, yapı denetim kuruluşunun, yüklenicinin her birinin sorumluluğu var ve bu sorumluluğun ortak olduğunu herkes iyice anlamalı.

Güvenli evler yaşam konforunu yaygınlaştırır. Her ne kadar hesabı yapılsa da 30- 40- 50 katlı binaların prestij görünümü altında, gerçekte rant için yapıldığını gözlemlemek üzücü. İstanbul’da 72 katlı rezidans inşaatı ile ilgili Şişli belediyesinin projeye göre bazı yerlerde daha ince demir baz kullanıldığı için belediyenin mühürlediği inşaatın mührünü kayyum kaldırmış. Teknik olarak tam ağlanacak bir durum.

Yanlış yapılan inşaat düzeltilmeli. Siyasi olarak devam edin demek, gelecekte yaşamın tehlikede demek.

Deprem değil, yanlış yapı, yani bunu yapan insan öldürür. Bunu unutmayalım.

Önceki İçerik

İskender Odabaşoğlu

Diğer Yazarlar