Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınmada Kadın Derneği’nin (USKD), yaşama geçirdiği ‘Sürdürülebilir Kalkınma İçin Kültürel Mirasına Sahip Çıkan Genç Kadınlar’ projesi kapsamında düzenlenen panelde kültürel mirasın korunması ve dijitalleşmenin önemi vurgulandı. T.C. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle yürütülen projede, Yaşar Üniversitesi Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen ‘Sürdürülebilir Kalkınma İçin Kültürel Mirasını Yaşatmak’ başlıklı panele iş dünyası ve akademisyenler büyük ilgi gösterdi. Panelde, Kültürel Mirasın Korunması ve Geleceğe Taşınması, Başarı Hikayeleri ve Kadınların Dijital Gücü başlıklı 3 ayrı oturumda, topluma rol model olan önemli isimler deneyimlerini öğrencilerle paylaştı.
“Genç kadınlarımıza yepyeni bir yol haritası sunduk”
Panelin açılış konuşmasını yapan USKD Yönetim Kurulu Başkanı Ayla Alkan, İzmir’in kültürel mirasını dijital çağın gereklilikleriyle buluşturmak ve genç kadınların bu alanda yetkinlik kazanmalarını desteklemek amacıyla projeyi başlattıklarını söyledi. Geçmişle geleceği buluşturan güçlü bir adımın heyecanını hep birlikte yaşadıklarını vurgulayan Alkan, “Kültürel miras, yalnızca taş binalar, eski eşyalar ya da gelenekler değildir; o, bir toplumun hafızası, ruhu ve kimliğidir. Sürdürülebilir kalkınmadan söz ediyorsak, bu hafızayı yaşatmak, korumak ve dönüştürmek zorundayız. Bu dönüşümde en kritik unsur, gençlerimiz. Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınmada Kadın Derneği olarak biz, sadece geçmişe saygı duymakla yetinmedik. Aynı zamanda geleceğe yatırım yaptık. İçişleri Bakanlığının desteğiyle, NEET grubuna mensup 20 genç kadınımıza yepyeni bir yol haritası sunduk. Bu genç kadınlar, artık sadece izleyici değil; anlatıcı, belgeleyici, aktarıcı konumundalar. Sanat tarihi ile donandılar, dijital fotoğrafçılıkla kültürel izleri belgelemeyi öğrendiler. Metin yazımı ve hikâye anlatıcılığı sayesinde geçmişin sessiz tanıklarına yeni bir ses verdiler. Sosyal medya becerileriyle bu mirası dijital dünyanın kalbine taşıdılar. Bu panel, bir sonucun değil, bir başlangıcın ifadesidir. Kadının ekonomik özgürlüğü, dijital çağda kültürle harmanlanarak bambaşka bir boyuta taşınıyor. Bugün burada hep birlikte tanık olduğumuz şey, sürdürülebilir kalkınmanın; toplumsal cinsiyet eşitliği, kültürel koruma ve dijital dönüşümle nasıl kesiştiğinin en somut örneğidir” diye belirtti.
“Yalnızca bilgi değil ilham da aldık”
Panelde kendi deneyimlerini paylaşan proje katılımcısı Ayça Nur Efecik ise aldığı eğitimlerle birlikte kendi hayallerinin somut adımlara dönüştüğünü söyleyerek, “Haftalar boyunca çok değerli eğitmenlerle bir araya geldik. Her biri bizlere yalnızca bilgi değil ilham da verdi. Düşünme biçimimizi ifade şeklimizi ve üretim anlayışımızı da geliştirdik. Dijital içerik üretimi, fotoğrafçılık, sanat tarihi, metin yazarlığı ve hikâye anlatıcılığı eğitimleriyle düşüncelerimizi ve gördüklerimizi daha etkili ifade etmeyi öğrendik. Proje kapsamında şu anda kendi içerik projem olan nazar boncuğu kültürünü ele alıyorum. Çünkü nazar boncuğu sadece biri süs eşyası değil iyi dileklerin ve dayanışmanın da sembolü. Bu projeyle böylesine köklü ve anlamlı bir değeri dijital dünyada görünür kılmak istiyorum” dedi.
“Dünyada her şey kadınların eseri”
“USKD’nin yaşama geçirdiği ‘Sürdürülebilir Kalkınma İçin Kültürel Mirasına Sahip Çıkan Genç Kadınlar” projesinin sadece ismi bile etkileyici!’ diyerek sözlerine başlayan Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi ve Büyükelçi Yeşim Kebapçıoğlu, “Genç kadınlarımızın yapay zekâ ve dijital çağımızda bu etkinliği düzenlemeleri takdire şayan. Dışişleri Bakanlığımızın İzmir’deki temsilcisi olarak aranızda olmaktan gurur duyuyorum. Kültürel miras her toplum için var. Türkiyemiz ve ulusumuz bu bağlamda eşsiz bir konum ve zenginliğe sahip. Kültürel mirasımız Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan geniş bir coğrafyayı kapsar. Anadolu’nun tarihi de neredeyse insanlık kadar eski. Ülkemizin farklı kültürel zenginlikleri BM’nin ihtisas kuruluşu UNESCO tarafından da tanınmakta ve kayıt altına alınmakta. Sürdürülebilir kalkınma unsurlarının arasında kadının yeri ve rolü kanımca ilk sıralarda yer alır. Kadınlar aklıyla emeğiyle yaratıcılığıyla toplumlara yön verirler. Mustafa Kemal Atatürk, ‘Dünyada her şey kadınların eseridir’ derken bu temel gerçeğe işaret etmiş” dedi.
