Hakan Ürün, dışa bağımlılığı azaltacak yatırımlar ve ikiz dönüşüme yönelik desteklerin, yatırımcılara yeni bir motivasyon sağlayacağını belirtti
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) haziran ayı meclis toplantısı İZTO Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Ürün, ekonomideki sıkışıklık yatırım planlarını ötelerken, yeni teşvik sisteminin açıklandığını ifade etti. Ağırlıklı olarak Türkiye Yüzyılı Kalkınma Hamlesi ile proje bazlı teşviklere odaklanılmasının, nitelikli yatırımlar adına son derece önemli olduğunu belirten Ürün, “2030 yılına kadar geçerliliğini koruyacak ve Türkiye’ye ivme katacak olan yatırımlar kuşkusuz bu tür katma değerli, nitelikli yatırımlar. Özellikle dışa bağımlılığı azaltacak yatırımlar ve ikiz dönüşüme yönelik destekler, üretim yapısının kırılganlığını azaltırken, dayanıklılığını artıracak, yatırımcılara yeni bir motivasyon sağlayacak. KOBİ’lerin ulaşabileceği destekler, sektörel ve bölgesel teşvik kategorisinde kurgulanmış olup, oldukça sınırlı kalıyor. Yatırım iştahının yeniden artması açısından özellikle KOBİ’lerin faydalanacağı desteklerin artırılması son derece önemli. Ayrıca, geçen haftalarda, orta yüksek ve yüksek teknolojili yatırımlar için ‘Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi’ programının büyüklüğünün 500 milyar TL’ye çıkartılması da yatırım iştahının yeniden oluşturulması açısından önemli” dedi.
Yeşil dönüşümün önemine vurgu
Dijital Dönüşüm Programı veya Yeşil Dönüşüm Programı yatırımları ile iki konunun öncelikli yatırımlar destek kapsamına alınmış olmasının sürdürülebilir sanayi adına çok kıymetli olduğunu vurgulayan Ürün, “İlki, imalat sanayii işletmelerinin öz tüketimine yönelik olarak gerçekleştirilecek enerji üretimi faaliyeti kapsamında bağlantı anlaşmasındaki sözleşme gücü ile sınırlı olmak kaydıyla, güneş enerjisine dayalı elektrik üretim tesisi yatırımları ile rüzgâr enerjisine dayalı elektrik üretim tesisi yatırımları. İkincisi, sanayi sicil belgesine sahip mevcut tesislerde yapılacak deprem veya yangın riskine karşı yapılan yatırımlar” diye konuştu.
Bir başka önemli desteklerin de yeşil dönüşüme ilişkin verilenler olduğunu aktaran Ürün, “Giderek zamanımız daralıyor ve bu rekabet ortamında firmalarımızı yeşil dönüşüme ne kadar hazır hale getirebilirsek o kadar avantajlı olacağız” ifadelerinde bulundu.

“Sanayileşmekten vazgeçilmemesi en önemli husus”
Yılın ilk çeyrek büyüme verisinin yüzde 2 olarak açıklandığını belirten Ürün, “Ancak, imalat sanayi yüzde -2,4 oranında küçüldü. İmalat sanayinin, son 4 çeyreğin 3 çeyreğinde büyümeye katkısı negatif. Ve 2022 2. çeyreğinden bu yana imalat sanayi genel büyümenin altında bir seyir izliyor. Vergi yükü arttı. İşgücü maliyeti arttı, kur sabite yakın. Ama enflasyon ve faiz çok yüksek. Bu tablonun karşılığı, büyümede çok net kendini gösteriyor. Sıcak savaşlar, enflasyon baskısının devam edeceğini gösteriyor. Merkez Bankası da savaşın etkisi ile FED gibi faizleri sabit bıraktı. Ancak, temmuz ayında genel görünüme bağlı olarak değişme sinyali de verildi. Savaş ile birlikte brent petrol 69 dolardan 77 dolar seviyesine yükseldi. Ve ateşkes haberi ile de tekrar 68’lere geriledi. Uzmanların değerlendirmesi petroldeki her 10 dolarlık artış, enflasyonumuza 2-3 puan, cari açığa 4-5 milyar dolar artı olarak yansır. Her savaş durumunda, elimiz yüreğimizde bu riski taşıyoruz. Küresel ekonominin bu denli risk taşıdığı bir ortamda, sanayicimizi savunmasız bırakma lüksüne sahip olmadığımız inancındayım. Bu grafik, elbette düzelecek. Hiçbir yükseliş veya düşüş sonsuz değil. Ancak, üretime kalıcı zarar verilmemesi, sanayileşmekten vazgeçilmemesi en önemli husus” dedi.
“Küresel görünüm giderek daha zorlu hale geliyor”
OECD tarafından açıklanan Ekonomik Görünüm Raporu’ndan bazı öngörülere değinen Ürün, “Bu tahminler, bugün bir savaş, yarın başka bir kriz ile birlikte çok daha riskli noktaya gelecek. Küresel görünüm giderek daha zorlu hale geliyor. Ticarette önemli ölçüde artan engeller, sıkılaşan finansal koşullar, zayıflayan iş ve tüketici güveni ile artan politika belirsizliği, kalıcı olmaları halinde büyüme beklentileri üzerinde belirgin olumsuz etkiler yaratacak. Küresel GSYH büyümesinin, 2025 yılının devamında da zayıf seyretmesi beklenirken, Küresel büyüme beklentisi yüzde 2,9’a, AB büyüme beklentisi yüzde 1,6’ya geri çekildi. İhracat pazarlarımız olan Euro Bölgesi’nde beklenen büyüme yüzde 1, Almanya’da binde 4. Küresel ticaretin, tarife artışları öncesinde yaşanan yoğun ihracat dalgasının ardından, 2 yıl içinde ciddi şekilde yavaşlaması bekleniyor” diye konuştu.