Salı, Temmuz 8, 2025

İhracat yapmak cezalandırılıyor

İhracatın büyümeye katkısının negatife döndüğünü belirten Jak Eskinazi, iki çeyrektir ihracatın büyümeye pozitif katkı sunamadığını söyledi

Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanları, 2025 yılının ilk yarısını değerlendirmek ve 2025 yılının ikinci yarısıyla ilgili öngörülerini paylaşmak amacıyla ‘2025 Yılı İlk Yarı Değerlendirme Toplantısı’ düzenlediler. Toplantıda konuşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye’de her üç markadan ikisinin kira uyuşmazlığı nedeniyle mağaza sahipleriyle mahkemelik olmasının derinleşen yapısal maliyet krizini gözler önüne serdiğini belirtti. Bu tablonun ihracatçının hareket alanını daraltırken, dış pazarlarda rekabetçiliğini de doğrudan etkilediğini belirten Eskinazi, “Türkiye, global alıcıların gözünde ‘yüksek maliyetli üretim ülkesi’ konumunda. Türkiye’de üretim yapan firmaların yüksek enerji fiyatları, kur istikrarsızlığı ve işçilik maliyetleri karşısında nefes alma alanı daralıyor. Bazı firmalar konkordato ilan ederken, bazıları ise üretimlerini ve sermayelerini yurt dışına taşıyarak kurtuluş arıyor. İhracat yapmak adeta cezalandırılır hale geldi. İhracatçının kâr marjı, finansmana erişim sıkıntısı ve kur baskısı altında erirken, ‘kazandıkça kaybettirilen’ bir denklemle karşı karşıyayız. Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 2 büyüdü. Ancak ihracatın bu büyümeye katkısı negatife döndü. İki çeyrektir ihracat büyümeye pozitif katkı sunamıyor. Bu tablo, sadece bir ekonomik istatistik değil; Türkiye’nin dış ticaretteki rekabet gücünün alarm verdiği bir durum. Ama bu gidişatla, sadece 2025’in değil, 2026’nın da kayıp hanesine yazılma riskiyle karşı karşıyayız” dedi.


“Tekrarın ötesine geçmemiz gereken bir eşikteyiz”

Son bir yıldır dile getirilen sorunların güncelliğini koruduğu bir dönemde olduklarını belirten Eskinazi, “Sadece Ege Bölgesi değil, Türkiye’nin dört bir yanındaki ihracatçılar olarak hepimiz aynı başlıkları tekrar ediyoruz. Bu sorunlar artık münferit değil, sistemik bir hal aldı. Artık tekrarın ötesine geçmemiz gereken bir eşikteyiz. İSO İmalat PMI verisinin haziran ayında yeniden daralma bölgesinde yer alması, üretim ve ihracat odaklı sektörlerdeki baskının devam ettiğini ortaya koydu. Ancak ilk yarı rakamlarımız ihracatçımızın tüm zorluklara rağmen üretimden ve dış pazarlarda var olmaktan vazgeçmediğinin en somut göstergesi. EİB’in 2025 yılının Ocak-Haziran döneminde ihracatı 9 milyar dolar olurken, sanayi ihracatımız yüzde 2 artışla 4,8 milyar dolar, tarım ihracatımız ise 3,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. 6 ayda 209 ülke ve bölgeye ihracat gerçekleştirdik. 109’una ihracatı artırdık” dedi. 

En fazla ihracat yapılan ilk üç ülkeyi sıralayan Eskinazi, “Almanya 851 milyon dolarla ilk, ABD 792 milyon dolarla ikinci, İtalya yüzde 6 artışla 548 milyon dolarla üçüncü sırada yer alıyor. Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliğimizden ise 2025 yılının ilk 6 ayında 259 milyon dolar ihracat gerçekleştirilmiş olup bir önceki yılın Ocak-Haziran dönemine göre yüzde 27 artış gerçekleşti. 2025 Ocak-Haziran dönemi itibari ile en fazla ihracat pamuk, suni sentetik örme kumaş, yatak çarşafları ve halıdan gerçekleştirildi. En fazla ihracatı yüzde 69 artışla Çin’e yaptık. Çin’den sonra en fazla ihracat yaptığımız ülkeler sırasıyla Pakistan, Bangladeş, Ürdün, Vietnam ve İtalya olarak sıralanıyor” diye konuştu.


“Finansman mekanizmaları devreye alınmalı”

Jak Eskinazi, Ege İhracatçı Birlikleri olarak şu çağrıda bulundu: “Kur politikasında öngörülebilirlik sağlanmalı, ihracatçının maliyet hesabı yapabileceği bir reel kur düzeyi korunmalı. Sektörel kredi limitleri yeniden yapılandırılmalı, özellikle tekstil, hazır giyim, tarım ve gıda sektörleri gibi emek yoğun sektörlere özel finansman mekanizmaları devreye alınmalı. Enerji maliyetleri üzerindeki yük hafifletilmeli, ihracatçıya sanayi tarifesi dışında destekleyici fiyatlamalar sağlanmalı. Sermaye göçünü engelleyecek teşvik mekanizmaları ivedilikle uygulanmalı. İhracat gelirleri üretim ve yatırıma kanalize edilmeli, ihracat kazancının yeniden üretime ve yatırıma aktarılmasına imkân tanıyacak düzenlemeler yapılmalı. Temmuz sonuna kadar yüzde 3’e yükseltilen TCMB TL dönüşüm desteğinin yıl sonuna uzatılması. Ayrıca bu desteğin uygulamasının kolaylaştırılmasını, Günlük reeskont kredisi limitinin artırılması, 3 aya varan bekleme süresinin 30 günün altına düşürülmesini, DİR rejimini kullanan firmaların KDV iadesinde yaşadıkları KDV Kanunu sistematiğine uygun olmayan idari uygulamalar kaynaklı sorunların giderilmesini istiyoruz. Ve en önemlisi, Türkiye’nin üreticiye ve ihracatçıya sahip çıkan bir ekonomi politikası benimsemesi artık ertelenemez bir zorunluluk.”


İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM