Üretime elverişli, verimli ve geniş tarım alanlarına ek olarak ekolojik farklılıkları sayesinde Türkiye, dünya genelinde meyve-sebze üretiminde önemli rol oynuyor ve toplam meyve-sebze üretiminde yüzde 2,3’lük payıyla dünya sıralamasında Çin, Hindistan, Brezilya, Amerika ve Endonezya’dan sonra altıncı sırada yer alıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Bitkisel Üretim verilerine göre, Türkiye’de 2023 yılında üretilen yaklaşık 59,2 milyon ton yaş meyve-sebze hem iç hem de dış pazarda tüketildi. Aynı döneme ait Hal Kayıt Sistemi verileri, toplam yaş meyve-sebze tüketiminde ihracatın payının yüzde 10 olduğunu işaret etti. Ancak mevsimsel değişkenlik ve düzensiz üretim, meyve-sebze fiyatlarında yüksek dalgalanmalara neden oldu.
Gıda arz güvenliği ve sürdürülebilirlik öne çıkıyor
Gıda arz güvenliği son yıllarda küresel ölçekte giderek önem kazanmaya başladı. ABD, Rusya ve Avrupa Birliği ülkeleri bu konuda kapsamlı raporlar yayımladı. Dünyanın en büyük tarım üreticisi ülkelerinden biri olan Türkiye’de de açıklanan yeni tarım politikaları paketinde ‘gıda arz güvenliği’ ve ‘sürdürülebilirlik’ ön plana çıkan maddeler arasında yer alıyor. Üretim, stok ve talep durumuyla ilişkili olan gıda arzı gerek sürdürülebilirlik gerekse piyasa ve fiyat istikrarı bakımından da kritik rol oynuyor.
HKS bazlı Taze meyve fiyat endeksleri
Taze meyve-sebze grubu ürünler, mevsimsel etkiler nedeniyle fiyatlarda dalgalanmalara yol açabiliyor. Bu dalgalanmalar, geleneksel para politikası çerçevesinde dışsal fiyat şoku olarak kabul ediliyor. Ancak, Türkiye’de gıdanın tüketici enflasyonundaki yüksek payı ve toplum üzerindeki etkisi göz önüne alındığında bu dalgalanmalar, enflasyon görünümünü olumsuz etkiliyor. Aynı zamanda, vatandaşların enflasyon beklentileri üzerinde de bozucu bir etki yaratabiliyor.
Hal Kayıt Sistemi verileri kullanılarak oluşturulan fiyat endeksleri, taze meyve ve sebze gruplarındaki tüketici fiyat hareketlerini yakından yansıtıyor. Taze meyve grubunda Hal Kayıt Sistemi ile TÜİK verileri arasındaki korelasyon aylık bazda 0,56; yıllık bazda ise 0,74 olarak ölçüldü. Taze sebzelerde ise bu oranlar sırasıyla 0,87 ve 0,96’ya kadar çıktı. Bu yüksek korelasyonlar, Hal Kayıt Sistemi verilerinin fiyat eğilimlerini doğru şekilde yansıttığını gösteriyor. Ayrıca, miktar ve fiyat endekslerinin aylık değişimleri birlikte incelendiğinde iki gösterge arasında beklenen negatif yönlü ilişki görülüyor. Örneğin, Temmuz ve Ağustos aylarında her iki endeksin de birlikte düşüş göstermesi, tüketici talebinde bir daralmaya işaret ediyor.