Cumartesi, Temmuz 19, 2025

Hedefler, Beklentiler

Tarihi olguların içerisinde uzun dönemler boyunca etkileyicilinin sürekliliği açısından devletlerin ömürlerini hayli aşanlardan birisidir göç. Bir önemli nedeni kitlelerin yerleşik yaşamaktan ziyade çok çeşitli sebepler ile hareketli bir yaşamda yer alma zorunluluğudur. Yer değişimlerinin coğrafyalar başta olmak üzere zamanın ötesine doğru neticeleri ile bu uzun seyir başlamıştır.

Toplu yaşamın kurumsallaşmaya doğru yönelmesinde günümüz ‘devlet’ formunun billurlaşması, 20.asrın başlarında ideolojik taslakların çeşitli coğrafyalarda test edildiği büyük iki savaş arası dönemden başlamak üzere 2.Dünya Savaşı sonrası Soğuk Savaş yıllarında devam etti. Sosyal ve kültürel propagandaların zemininde, iktisadi yönden kamusal ağırlıklı plan ve programlar kontrollü biçimde dünya devletler coğrafyasında serpiştirilerek yer buldu.

Bütün bir 20. asır boyunca üretim araçlarının önce kamu kesimi ağırlıklı, sonrasında özelleştirmeler ile mülkiyet devri; tüketim unsurunun kamu bütçelerinden özel kesimlere ve bireylere intikali ile sağlandı. Savaş ve Barış dönemlerinde endüstriden tarıma gelişmişlik, kalkınma hedeflerinde sermayenin sürdürülebilir büyümesinin önceliği tartışmasızdır. Devlet’in kurumsal kimliğinin kuruluş-yükseliş-gerileme profili isimler ve kadrolara bağlı gibi görünse de büyük çapta iktisadi ve sosyal koşulların yönlendirdiği siyasi doldur-boşalt mekaniği ile yürür.

Zamana yayıldığında son yarım asırdır genelde devlet kurumunun güç kaybına uğrayıp küresel nitelik kazanan sermayenin yaygın kitlelerin ihtiyacına merhem olacağı zannı yaşanan biteviye iktisadi krizlerle pekişmişse de, küresel sermayenin öncülüğü biraz da yapısı gereği ürkekliği gelinen noktada küresel sistemin eleştirisi; küresel finansal sistemin korunması ve buna yönelik düzenlemelerin yapılmasının farklı ülkelerin farklı düzenlemeler içerisinde olmaları nedeniyle çok zorlu bir iş olduğu sanısı üzerinedir.

Ütopik görünen bu hedefe doğru bu nedenle uluslararası ortak düzenlemelere ulaşmada zorluk yaşanacaktır.  Bir başka açıdan Dünyada kapitalizmin zaferinden bahsedilirse  de, tercih edilen idari sistem olan demokrasinin zaferi henüz ufukta yoktur. Bugün dünyada hakim olan siyasi ve iktisadi şartlar ile toplumsal beklentiler arasında ciddi uyumsuzluklar vardır.

Küresel iktisat var olsa da, siyasi düzenlemeler hala sıkı bir şekilde devletin egemenliğine dayandırılmaktadır. Aslolan global işbirliği temeline dayanan  Küresel Sermaye ile Küresel Devlet Kapitalizmi arasında, bugüne kadar yaşanmış küresel ile bölgesel-yerel ikileminden öte karşıt vaziyet alış ve çekişme vardır. Dünya’da devlet kurumsalı, kullanışlı bir araç olmasından dolayı temelde çekişmelerin ve ilgili siyasetlerin öznel olarak odak noktasında yer almaktadır.

Demir Uzun

Diğer Yazarlar