Yaz aylarında personel sayısının azalması ve dikkatin dağılması, siber suçlular için fırsata dönüşüyor. Bu durum, birden fazla müşteri ortamını yöneten MSP’leri kimlik saldırılarına açık hale getiriyor ve yapay zekâ destekli sosyal mühendislik yöntemleriyle insan kimliğini hedef alan saldırıların hızla yayılmasına sebep oluyor. 2024’te telefonla yapılan kimlik avı (oltalama) vakalarında görülen yüzde 442’lik artışın tehdit boyutuna dikkat çeken WatchGuard Türkiye, Yunanistan ve MEA Bölge Müdürü Yusuf Evmez, yaz döneminde kurumsal ağların etkin şekilde korunabilmesi için güvenlik altyapısında vazgeçilmez olan güvenlik bileşenlerine dikkat çekiyor.
“Yaz aylarında MDR hizmetleri kritik rol oynuyor”
Siber güvenlik alanında güncel tehditlere karşı alınması gereken önlemlere dair değerlendirmelerde bulunan Yusuf Evmez, “Kimlik odaklı güvenlik kontrolleri, günümüz tehdit ortamında artık tercihe bağlı bir uygulama olmaktan çıkmış durumda. Çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) ve kullanıcı davranış analitiği, güvenlik mimarisinin merkezine yerleşirken; tek bir kullanıcı bilgisinin sızdırılmasının bile tüm sistemin güvenliğini riske atabileceği vurgulanıyor. Bu nedenle, kimlik doğrulama kontrollerinin ihmal edilmeden uygulanması, kurumların temel güvenlik önlemleri arasında yer alıyor. Öte yandan, yaz aylarında iç kaynakların sınırlı olduğu dönemlerde, yönetilen tespit ve müdahale (MDR) çözümleri öne çıkıyor. Gerçek zamanlı tehdit algılama ve uzman müdahale kabiliyeti sağlayan bu hizmetler, 7 gün 24 saat izleme ve analiz yaparak tehditlere karşı sürekli ve proaktif bir koruma sağlıyor. Ağ tabanlı tespit ve müdahale (NDR) teknolojileri ise geleneksel uç nokta çözümlerinin gözden kaçırabileceği ağ içi anomalileri yakalayabiliyor. Bu sayede olası ihlaller henüz erken aşamada belirlenebiliyor ve potansiyel olarak büyük çaplı saldırıların önüne geçilebiliyor. Tüm bu çözümlerin etkinliğini artıran bir diğer unsur ise güvenlik mimarisinin esnek ve ölçeklenebilir olması. Her müşterinin güvenlik ihtiyacının farklılık gösterdiği bir ortamda, altyapının kolay uyarlanabilir bir yapıya sahip olması önem taşıyor. Merkezi yönetim, operasyonel sürdürülebilirlik ve yüksek koruma dengesini aynı anda sunabilen yapılar, güvenlikte başarıyı beraberinde getiriyor” açıklamasında bulundu.