Cumartesi, Kasım 23, 2024

Muvazenet

Eski tabiri ile muvazene(denge) insan hayatında hüdayinabit kabilinden zerk olunmuş mucizevi hediye gibidir. Zamanın şartları çerçevesinde henüz müreffeh addedilecek yaşam standartlarının tüm topluluklar için eni konu ortaya çıkmamış bulunduğu, farklılıkların ise muvazenet dahli bulunarak tahkim edildiğidir. İhtimal bu tahkimatta ilhamını tabiattan alan ‘güç’ metodolojisi uzun dönemler boyunca önce hükümran bilahare mer’i ve muteber oldu.


İlmîn mevzuen kainata dair; bilimin ise tedrici tasarruf edilen malûmatın muhtevası çerçevesinden olayların izahına şamil, envai çeşit farklılıklar ve farklılaşmanın düşünce ve fiiliyatta ‘mukayese’(karşılaştırma) kabiliyetini ihsan etmesi, muvazenenin temininde tabiatın, gücün yanında diğer saiklerin ortaya çıkmasına yol açtı. Teferruatına girmeden ‘güç’, ‘denge’, ‘karşılaştırma’, ‘veri’ vb. mühim ibarelerin neticede birbirleri ile rabıtalı karmaşık münasebetlerinin tesiri önemlidir. Tarihi müktesebat gösterdi ki meydana gelenlerin sembolik etiketlenmesi ile hem bireysel hem de kurumsal materyaller aleminde ‘güç’ şekillenmesi çok geçmeden iktisadı kapsayacak şekilde tezahür etti. 

Dolayısıyla küresel bir dengenin arayışlarında standardize yaklaşımın nirengi noktası mutlaka Kapitalist Avrupa ve Anglo-Sakson Amerika’nın ‘refah-hukuk-demokrasi’ modelinin merkez kabul ettirilmek suretiyle çevreye bir anlamda yüklenmenin mukadder çözüm olamayacağıdır

Kolonyal dönem ertesinde 18.asırdan itibaren Batı cihetinden ‘aydınlanma’ refakatinde başarılıp merkezden yarı merkez ve çeperlere doğru servis edilen sanayi kapitalizmi modeli, 20. asrın başlarından sonra eninde sonunda bu defa  ‘kalkınma’, ‘ulusları kurtarma projesi’ menzilinde post kolonyal açılıma yöneldi.

Kapitalist uygulamalar ve tabi yönlendiren zihniyet refah, hukuk, demokrasi üçlüsünü tüketim-üretim sosunda vaadler ile kredilendirilip, dünya kamuoyuna özendirirken bir seraba dönüşen ‘cihanda sulh’ ilkesi yanında derinleşen kapitalist krizler ile inandırıcılığını da kaybediyordu.

Ezcümle fukaralık, işsizlik, artan uyuşturucu kullanımı, hayat pahalılığı, durgunluk, yasa dışı göç, dirilen faşizm, borç çıkmazı, türlü algı cambazlığının ortalığı ‘deli damına’ çevirdiği ortamın derlenip toparlanması her türlü mukayesenin ötesinde gün geçtikçe uzak bir hayal gibi görünüyor.

Demir Uzun

Diğer Yazarlar