Batı’dan göç ettikleri için Avrupalı doğulular olarak tanımlanan Levantenlerin nüfusu yurtdışına yapılan göçler nedeniyle her geçen yıl azalıyor
Geçmiş yüzyıllarda küçük ve sakin bir kasaba olan İzmir, 18. yüzyılın sonunda ticaret yapmak için kente gelen Avrupalı tacirlerle birlikte, Türkiye’nin Batı’ya açılan kapısı haline geldi. İzmir, 19. yüzyıl sonlarında büyük bir metropol haline gelerek, dünyanın en tanınmış kültürel ve ticari merkezlerinden biri oldu. Bahsi geçen yüzyıllarda İzmir’de Rum, Ermeni, Yahudi ve Müslüman nüfusunun yanı sıra yaşamını sürdüren, daha çok Fransız, İtalyan ve İngiliz kökenli halkın oluşturduğu Levantenler de kentin ticari, sosyal ve kültürel hayatında etkin rol oynadı.
Batı’dan göç ettikleri için Avrupalı doğulular olarak tanımlanan Levantenler, Türk toplumu içinde çoğunlukla seçkin bir sınıfı temsil eden kişiler olarak öne çıktı. Levantenler, yüzyıllarca kültürlerarası bir uzlaşmayla kimliklerini korudu. Geçtiğimiz yüzyılda farklı nedenlerle yurtdışına göç eden yeni nesiller, kentteki Levanten nüfusunun azalmasına neden oldu. Yüzyıllardır süregelen Levanten kültürü, her geçen gün yaşlanan nüfus nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
İzmir’de yerleşik Levanten nüfusunun 600-800 kişi arasında olduğunu dile getiren İzmir Levantenler Derneği Başkanı Giuliano Gloghini, kentteki Levanten nüfusunun yüzde 80’inin 65 yaş ve üstünde olduğunu söyledi. Levantenlerin ve Levanten kültürünün yok olmakla karşı karşıya olduğunu belirten Gloghini, 2016 yılında kurulan İzmir Levantenler Derneği vasıtasıyla; Levanten tarihini ve kültürünü yeni nesillere aktaracak çalışmalar yaptıklarını ifade etti
“Levantenler, 3’üncü, 4’üncü, 5’inci nesildir yaşamını sürdürüyor”
Türkiye Avrupa’nın doğusunda olduğu için Levantenlere Avrupa’nın doğuluları olarak bakıldığını belirten Gloghini, “Fransızcadan türeyen ‘Levant’ kelimesi, güneşin doğduğu yer anlamını taşıyor. ‘Levanten’ kelimesi bu nedenle halk arasında Batı’dan göç eden Avrupalı halkı ifade ediyor. Levantenler bir milliyet değil, birçok farklı memleketlerden oluşan topluluk. 17. ve 18. yüzyılda daha çok Fransa, İtalya, İngiltere, eski Yugoslavya, Hollanda, Malta gibi ülkelerin vatandaşları bu topraklara ticaret yapmak için göç ediyor, sonrasında kalıyorlar. Levantenler, İstanbul’da Galata Kulesi ve çevresinde ilk yerleşimi yapıyorlar. İstanbul’dan başlayıp İzmir, Mersin, İskenderun, Lazkiye, Beyrut, İskenderiye gibi denize kıyısı olan şehirlere göç etmişler. Levantenler, bu topraklarda 3’üncü, 4’üncü, 5’inci nesildir yaşamını sürdürüyor” dedi.
Türkiye’de bulunan Levanten halkının büyük bir kısmının yıllar içerisinde yurtdışına göç ettiğini aktaran Gloghini, “Levantenler süreç içerisinde farklı yıllarda bu topraklardan kendi memleketlerine veya farklı ülkelere göç ettiler. Bunun da çok sebebi var. Özellikle Türkiye’nin arka arkaya gelen darbe yıllarında, dönemin gençleri üniversiteyi yurtdışında okumayı ya da göç etmeyi tercih etti. O gençlerin yüzde 90’ı geri gelmedi. Dolayısıyla bu ciddi bir erozyona sebep oldu. Kalanlar da hayatlarını burada devam ettiriyorlar” diye konuştu.
“İzmir tarihine damga vurdular”
Levantenlerin İzmir’in ticari ve sosyal hayatında çok önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Gloghini, “Levanten olan yabancı uyruklu halk İzmir’de her dönem ticareti yaşatmaya çalıştı. Ticari ve sosyal hayatta hem kendileri önemli noktalara geldiler hem de şehri önemli bir yerde tuttular. Farklı milletlerden ve kültürlerden de olsalar özellikle kilise çatısı altında ortak sosyal etkinlikler düzenlediler. Partiler, maskeli balolar, dans geceleri, Paskalya kutlaması, Noel yemekleri gibi etkinlikler ön plandaydı” diye konuştu.
İzmir’deki Levanten ailelerinin kentin tarihine damga vurduğunu aktaran Gloghini, “Arkas’ın yanısıra günümüzde halen İzmir’de yaşayan İtalyan kökenli Aliberti Ailesi otomobil sektöründe faaliyet gösteriyor. Bornova’da Giraud Ailesi yaşamaya devam ediyor. Bu aileler, kültürdeki yerini koruyorlar” dedi.
Levantenler ticarette öne çıktı
Birçok dil bildikleri için Levantenlerin ticarette öne çıktıklarını söyleyen Gloghini, “Levantenler ticarette avantajlıydı. Farklı milletlerden olup aynı yerde yaşadıklarından dolayı her Levanten 3-4 dil biliyordu, hala da öyle. Bu da tabii dış ticaret anlamında çok önemli bir avantaja dönüşüyor. O yıllarda özellikle yabancı dil bilen çok yoktu. Dolayısıyla bu avantajları en iyi şekilde değerlendirip; İzmir’den dış ticaret anlamında önemli işler yaptılar. Çok önemli halı fabrikaları vardı. Üzüm, kayısı, incir ve tütün sektöründe ön plandaydılar. Bugünkü adıyla lojistik dediğimiz deniz taşımacılığı sektöründe, acentelik anlamında çok önemli yerleri vardı. Bugün kullandığımız İzmir-Aydın demir yolunun yapılmasında da özellikle İngiliz Levantenleri önemli bir pay sahibi” diye konuştu.
İzmir’e futbolu Levantenler getirdi
Spor faaliyetlerini Türkiye ve İzmir’e Levantenlerin getirdiğini aktaran Gloghini, “Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında ilk futbolu Levantenler oynadı. İzmir Bornova’daki ‘Futbol Club’ isimli takım ilk Levanten futbol kulübü. Özellikle Whittal ve Giraud ailelerinin spor faaliyetlerinde çok önemli yerleri var” diye konuştu.
Günümüzde popüler olan ancak Türkiye’de tam anlamıyla oturmamış golf sporunun geçmiş yıllarda Levantenler tarafından oynandığını belirten Gloghini, “İzmir’de 2023 yılında hala golf sahası yokken, o yıllarda Bornova’da golf sahası varmış. İnsanlar kentte golf oynuyormuş. Öte yandan, atçılık da hem yatırım hem sportif faaliyet anlamında Levantenler için önemli bir spordu. Sultanın at yarışlarını ilk defa burada görüp etkilendiği, İstanbul’a taşıdığı anekdotlar var Levantenler ve atçılıklarıyla ilgili. Dolayısıyla Levantenler İzmir’de spor, sosyal hayat, eğlence hayatı ve ticarette öne çıkmış” sözlerine yer verdi.
Spor kulüpleri 1994’e kadar dönemsel bazda varlığını sürdürdü
Levanten spor kulüplerinin artık kentte faaliyet göstermediğini dile getiren Gloghini, “Dünya konjonktüründe spor daha profesyonel bir noktaya geldikten sonra, şartlar Levanten spor kulüplerinin devam etmesini engelledi. Fakat dönemsel bazda İzmir’de yaşayan Levantenlerin amatör de olsa futbol kulüpleri oldu. 1994 senesinde İtalyan-İzmir Konsolosluğu’nun da desteğiyle İtalyan Levantenleri tarafından kurulan, benim de kurucuları arasında yer aldığım Azzuri adlı bir futbol kulübümüz vardı. Takımımızla İzmir’de düzenlenen Master Ligi’nde mücadele etti. Ancak şu anda faaliyetimiz durdu. Esas son Levanten takımı Derthona’ydı. Azzuri biraz daha İtalyan Levantenlerine hitap ediyordu ama Derthona takımı sporcuların tamamının Levantenlerden oluştuğu son futbol kulübüydü. Fransız Levanteni, İtalyan Levanteni, İngiliz Levanteni de kadroda vardı. Bizden önce babalarımız hep farklı isimle takım kurmuşlar. Yeni nesiller de ileride bir takım kurabilir. Çünkü geçmiş takımlar çok köklü” sözlerine yer verdi.
“Levanten köşkleri sahipsiz kaldı”
İzmir’deki Levanten köşklerinin durumunu değerlendiren Gloghini, “İzmir’deki köşk sahiplerinin çoğu Kurtuluş Savaşı ve sonrasındaki dönemde kentten gittiği için sahipsiz kaldılar. Son dönemde Levanten köşkleri belediyeler tarafından koruma altına alınıyor. Devlet dairesi olarak da kullanılanlar var. En azından o şekilde ayakta duruyorlar. Halihazırda Bornova’da Whittall Köşkü’ne Giraud ailesi bakıyor. Kamunun değerlendirdiği birçok bina var. En son Mattheys Köşkü’nü Lucien Arkas yeniledi. Arkas bu konuda çok ciddi çalışmalar yapıyor, Bornova’da Arkas Deniz Tarihi Merkezi olarak kullanılan bir köşk var. Köşkleri bir şekilde ayakta tutmaya çalışıyoruz. Yine Bornova’da hem restoran hem otel olarak işletilen Villa Levante var” dedi.
“Köşkler ayakta durduğu sürece ‘Levanten’ adı hep geçecek”
Köşklerin en çok bulunduğu bölgelerin Alsancak, Bornova, Karşıyaka ve Buca olduğunu dile getiren Gloghini, “Bu bölgelerde kısmen ayakta duran, restore edilmiş veya edilecek olan yaklaşık 60 köşk bulunuyor. Özellikle de son 10 yılda bu köşklere karşı bir merak uyandı ve restorasyonlarıyla ilgili bütçeler oluşturuluyor. İzmir’de özellikle Lucien Arkas, belediyeler, dernekler ve köşklerin sahipleri Levanten köşklerini ayakta tutmaya çalışıyor. Köşkler çok önemli yapılar, somut anlamda çok önemli. Dolayısıyla bu köşkler ayakta durduğu sürece bu topraklarda Levanten adı hep geçecek” diye konuştu.
Öte yandan, Levanten mutfağının da kültürleri açısından önemli olduğunu Gloghini, “Levanten yemekleri çok önemli ama yemekler yüz yıllar içerisinde değişime uğruyor. Ancak köşkler aynı şekilde varlığını sürdürüyor” dedi.
“Levanten tiyatrosu göz bebeğimiz”
Levantenlerin kültür ve sanatta kente katkılarının yadsınamaz olduğunu vurgulayan Gloghini, Levantenlerin tiyatrosunun 1900’lü yıllarda okuma şeklinde sergilendiğini söyleyerek, “Okumalar daha sonraki yıllarda da yavaş yavaş tiyatroya dönüşmüş. Tiyatro geleneğimiz günümüzde de devam ediyor” dedi. Levanten kültürünün İzmir Amatör Levanten Tiyatosu’nda yaşatıldığını dile getiren Gloghini, “İzmir Amatör Levanten tiyatrosu bizim göz bebeğimiz. Oyuncularımızın tamamı Levanten eşi ve Levantenlerden oluşuyor. Oyuncularda mutlaka Levanten aileden olma şartı var. Tiyatro, 2008 yılında Ugo Braggiotti ve Linda Braggiotti adında iki kardeş tarafından kuruldu. Levanten tiyatromuzun yaşamasını önemsiyoruz. Çok ciddi bir kesime hitap ediyor, İzmir’de çok tanınıyor” diye konuştu.
Levantenlerin tiyatro geleneği İzmir’de yaşatılıyor
İzmir Levanten Tiyatrosu’nun kökleri yüz yılı aşan bir geleneğe dayanıyor. 1800’lü yıllarda İzmir’e göç eden Levantenler tarafından okuma tiyatrosuyla başlayan gelenek, 1900’lü yılların ortasında bugünkü halini alarak varlığını sürdürüyor. Levantenlerin tiyatroya her dönem önem verdiğini dile getiren İzmir Amatör Levanten Tiyatrosu kurucularından Ugo Braggiotti, “Dedelerimiz, dedelerimizin babaları 1800’lü yıllarda okuma tiyatrosunu ortaya çıkarmışlar. Okuma tiyatrosunda herkese kitap dağıtılıyor, yuvarlak şekilde oturularak roller okunuyor. Genellikle İngilizce ve Fransızca olarak yapılan okumalar Levanten tiyatrosunun başlangıcını oluşuyor. 1960-1970 yıllarında roller ezberlenerek dönemin iş adamları ve kadınları tarafından küçük kilise salonlarında sunuluyor. 2008’de İzmir Amatör Levanten Tiyatrosu’nu kurarken Türkçeye geçmemiz gerektiğini hissettik, 2009’da tiyatromuzu ilk defa Türkçe olarak Atatürk Lisesi’nin salonunda sergiledik. Çok güzel bir kara komedi oyunu sunuldu. Beklediğimizin üzerinde bir talep alınca devamına karar verdik. 2009’dan itibaren düzenli bir şekilde yani her yıl bir oyun çalışıyoruz. Tiyatro kurulduğundan beri 15 yıl içerisinde 13 oyun oynandı. Pandemi dolayısıyla 2 yıl ara verilmişti, sonrasında devam ettik. Önümüzdeki hafta bu yılki oyunun temellerini atacağız ve şubatın ortasında oyunumuzu sergileyeceğiz” ifadelerinde bulundu.
Oyuncularda Levanten aileden olma şartı var
İzmir Amatör Levanten Tiyatrosu’nda 10-15 kişinin görev aldığını dile getiren Braggiotti, “Her yaştan kişiler var. 18 yaşından 80 yaşına kadar oyuncularımız var. Sahne önünde ve arkasında çalışıyorlar. Bizim için rol veya başrol önemli değil. Grubun içinde olmak ve bu projenin başarılı olmasını sağlamak önemli. Onun için 8-10 kişi sahnede, gerisi sahne arkası ve organizasyonda çalışıyor. Oyuncuların tümü gönüllü. Yani tiyatro geçmişi olan hiç kimse yok. Oyuncularda Levanten ya da Levanten aileden olma kuralı koyduk tiyatro özelliğini kaybetmesin diye” diye konuştu.
Braggiotti, sözlerini şöyle sürdürdü: “Amacımız elde edilen gelirleri hayır kurumlarına bağışlamak ama diğer taraftan dedelerimizin yıllarca sürdürdüğü geleneği devam ettirmek. Yok olmaya yüz tutan Levanten adını tanıtmak. Nitekim başarılı olduk çünkü tiyatromuz aracılığıyla Levanten adı tekrar duyulmaya başladı. İzmir’de tiyatromuza ve kurumumuza çok ilgi var. Her sene iki bin kişi geliyor, son 4-5 yıldır kapalı gişe oynuyoruz.”