Zorlu Enerji, yenilenebilir enerji varlıklarını temsil eden Zorlu Yenilenebilir Enerji Anonim Şirketi’nin (ZORYEN) paylarının bir kısmının halka arzı için hazırlıklara başladı. Türkiye’deki elektrik üretiminin yüzde 100’ünü yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarından sağlayan Zorlu Enerji, büyüme ve sürdürülebilirlik stratejisinin bir parçası olarak bu halka arzdan elde edilecek gelirle şirket sermayesini güçlendirmeyi, yatırım ve kapasite artışı projelerini hayata geçirerek iş kapasitesini büyütmeyi, Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerini genişletmeyi hedefliyor.
“Yenilenebilir enerji kaynakları açısından elverişli bir ülkeyiz”
Enerji sektöründe 30 yıllık deneyim ve uzmanlığı bulunan Zorlu Enerji, enerji üretiminden satışına, elektrikli araç şarj istasyonları işletmeciliğinden güneş paneli satış ve dağıtımına kadar her alanda enerji çözümleri üretiyor.
Zorlu Enerji’nin yenilenebilir ve temiz enerjiye yaptığı yatırımlarla ülkenin enerjide dışa bağımlılığının azaltılması ve iklim hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunduğunu belirten Zorlu Enerji CEO’su Sinan Ak, ülkemizin yenilenebilir enerji kaynakları açısından elverişli bir ülke olduğunun altını çizdi. Ak, “Günümüzde enerji arzının çeşitli kaynaklardan sağlanmasının, özellikle de yenilenebilir kaynaklarla geleceği kucaklamanın önemini hepimiz biliyoruz. Bu nedenle yıllardır sadece yenilenebilir enerjiye yatırım yapıyoruz. Yakın zamanda enerji şirketlerinin, özellikle de yenilenebilir enerji şirketlerinin halka arzının büyük bir ilgiyle karşılandığı ve yatırım iştahının yeniden oluştuğu bir dönemdeyiz. Küresel trendler ve ülkemizin ekonomik ihtiyaçları doğrultusunda yenilenebilir kaynaklarla üretim yapmanın büyük bir önem taşıdığı içinde bulunduğumuz dönemin halka arz için uygun olduğunu düşünüyoruz’’ açıklamasında bulundu.
Zorlu Yenilenebilir Enerji şirketi altında geliştirilen ve ek kapasite artışı yapılacak projelerinden de bahseden Sinan Ak, ‘’Mevcut jeotermal kurulu gücümüz ile Türkiye’nin toplam jeotermal enerji üretim kapasitesinin yüzde 18’ini karşılıyoruz. Ülkemizde jeotermal kaynaklardan elektrik üretimine yönelik 5 bin megavatlık potansiyel mevcut. Bizim de lisansına sahip olduğumuz Alkan, Alkan 2, Tekkehamam jeotermal enerji santral projelerimiz ve Ağrı, Bitlis, Kütahya gibi farklı coğrafyalarda ruhsatını aldığımız ve arama çalışmalarına başladığımız sahalarımız var. Mevcut 305 megavatlık kurulu güç kapasitemizi bu sahaları da devreye sokarak yaklaşık 600 megavata çıkartmayı hedefliyoruz” dedi.
“104 megavatlık güneş santrali kurulumu gerçekleştireceğiz”
Ak, “Sahip olduğumuz jeotermal, rüzgâr ve hidroelektrik santrallere güneş enerjisi kurulumu yaparak santrallerimizi Birleşik Yenilenebilir Enerji Santraline dönüştürmek için süreçlerimizi yürütüyoruz. İlk olarak Alaşehir Jeotermal Enerji santralinde 3,75 megavatlık güneş santralini bu senenin başında devreye aldık. Diğer santrallerimizde de gerçekleştireceğimiz kapasite artırımı çalışmalarımız sonunda toplamda 104 megavatlık güneş santrali kurulumunu daha gerçekleştireceğiz. Rüzgâr gücü bakımından verimli olan Trakya bölgesinde yaptığımız ön lisans başvuruları kapsamında Tekirdağ Yeniçiftlik ve Lüleburgaz Hamitabat projeleri ile toplamda 375 megavatlık depolamalı rüzgâr enerjisi santrali ön lisansını almaya hak kazandık. Ön lisans alımının hemen ardından rüzgâr ölçüm direklerinin montajını sağlayarak mühendislik çalışmalarımızı başlattık. Ayrıca, güneş enerjisi depolamalı santralleri kurulumu ile ilgili olarak da 240 MWp’lik güneş enerjisi ön lisans başvurularımız EPDK tarafından değerlendiriliyor” diye konuştu.
Türkiye’de yenilenebilir enerji kurulu gücünün artmasında önemli bir mekanizma olarak nitelendirilen YEKDEM’in Mayıs 2023’de üçüncü kez devreye girmesi ile birlikte elektrik alım garanti süresi, jeotermal enerji santralleri için 15 yıl, diğer yenilenebilir enerji santralleri için 10 sene olarak belirlendiğini hatırlatan AK, “Bu düzenlemenin, ülkemizde yeni yapılacak yenilenebilir enerji yatırımları için finansmana erişim ve yabancı yatırımcının ülkemize çekilmesi noktasında son derece önemli bir etkisi olduğuna inanıyorum. Türkiye’nin çeşitli coğrafi bölgelerine yayılmış ve farklı yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşan üretim portföyümüz, temelleri bugünden atılmış proje yatırımlarımız, dengeli finansal yapımız, dijital enerji yönetim ve mühendislik becerilerimiz ile çevresel, sosyal ve yönetişim odaklı yönetim anlayışımıza inanarak 2024 yılının ilk yarısında tamamlamak istediğimiz bu halka arza, yerli ve yabancı yatırımcıların yeterli ilgiyi göstereceğini düşünüyoruz.Yeni nesil enerji şirketi olarak halka arz sonrasında da teknoloji ile enerjinin kesiştiği her noktada faaliyet göstermeye devam edeceğiz. Edindiğimiz bilgi birikimi ve deneyimi, ülkemizin sürdürülebilir ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmak ve şirketimizin büyüme hedeflerine ulaşması amacıyla en faydalı şekilde kullanacağız” şeklinde konuştu.