Seda Gök / Ticaret Sohbetleri
Ankara’da kurulan ve yeni yılda etkinliğini yeni şubelerle artırmaya hazırlanan GGYD Genel Başkanı M. Nezih Allıoğlu ile ekonomideki son gelişmeleri, otomotiv sektöründeki güncel durumu ve İzmir’in kendileri için ne ifade ettiğini konuştuk.
Orta Vadeli Planı(OVP) gerçekçi buluyor musunuz, hedeflerin tutturulabileceğini düşünüyor musunuz?
Öncelikle piyasaların rahatlaması için bu hedeflerin tutturulması gerekiyor. Programın gerçekçi olduğuna inanmaya ihtiyacımız var. Dolayısıyla, bu programın gelecek yıla kadar en azından ciddi şekilde ele alınması, seçim bahanesiyle programın dışına çıkmadan temel hedefe odaklanılması gerekiyor. Ülkemizin ve piyasanın bir an önce rahatlaması gerekiyor. Program hedeften uzaklaşmadan doğru şekilde uygulanırsa doğal olarak enflasyon da düşecektir. Sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada her şey çok hızlı değişiyor. Bazen öngörülerimizin ötesinde yeni gelişmeler ortaya çıkabiliyor ve bu gelişmelerin nereye gideceğini kestiremiyoruz. Dolayısıyla olağanüstü bir durum olmazsa doların da yılın sonunda 31 TL lira bandında olmasını bekliyorum.
Yeni ekonomi yönetiminin işbaşına gelmesinden bu yana ekonomideki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Yabancı sermayenin ülkemize ilgisi artıyor mu?
Ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası’nın gerçekçi olduğunu düşünüyorum. Ekonomi yönetimi bence ekonomiyle ilgili tahlilini iyi yaptı, röntgeni iyi çekti ve tedaviye başladı. Siyasetten uzak, gerçek enflasyonu, döviz kuru hedeflerini, ekonomi hedeflerini oy kaygısından uzak bir şekilde belirlediler. Program iyi, ancak programı doğru ve başarılı şekilde uygulamak önemli. Merkez Bankası’nın, piyasa koşullarına uygun olarak politika faizini artırmaya devam edeceğini düşünüyorum. Faizlerin yükselmesi ticari anlamda işime gelen bir durum değil, ancak bu içilmesi gereken acı bir ilaçsa, ileride standardımız biraz yüksek olsun diye hep birlikte bu acı ilacı içmeliyiz.
Yabancı yatırımcının ilgisinin arttığını düşünmüyorum. Bir ülkeye ciddi bir sermaye yatırımı yapacak olursam, ilk olarak yatırımımın garantide olmasını isterim. Yabancı yatırımcı, yatırım yapacağı ülkede önce hukuk ve hukukun doğru şekilde uygulanmasını ister. Maalesef şu anda yabancı yatırımcı hukuk sistemimize olan güven eksikliği yüzünden gelmek istemiyor.
Bölgemizde patlak veren çatışmaların Türk ekonomisine ne gibi etkileri olacak? Türk ekonomisinin geleceğine ilişkin beklentileriniz nedir?
Çatışmalar petrol fiyatlarını etkileyeceği için Türk ekonomisine olumsuz yansımaları olacaktır. Çünkü Türkiye’nin en büyük gider kalemini dışa bağımlı olduğu petrol oluşturuyor. Türk ekonomisinin geleceğinin iyi yönetilirse güzel olacağına inanıyorum. Çok zengin, çok büyük ve çok köklü bir ülkeyiz. Türkiye geçmişte olduğu gibi bu zorlu günleri de atlatacak tecrübeye ve birikime sahiptir.
Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren bir iş insanı olarak, otomotivde durumu nasıl görüyorsunuz, satışlar nasıl gidiyor?
İnsanlar, enflasyon yüksek olduğu halde bankaların mevduata düşük faiz vermesi yüzünden parasının değerini korumak için araç alımına yöneliyorlar. Yani otomobil hala yatırım aracı olmaya devam ediyor. Merkez Bankası’nın faizi artırmasıyla kredi faizleri yükseldi ve bankalara fazla kredi vermeme yönündeki tedbirlerinden dolayı verilen kredi miktarı azaldı. Buna rağmen, otomobil ve hafif araç satışlarının ocak-eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 64’ün üzerinde artarak, 857 bin rakamını aştı.
Türkiye’de bu yıl araç satışlarının 1 milyon 100 bini bulmasını bekliyoruz. Bugüne kadar görülmemiş bir rakam olacak. Daha önce araç satışlarımızın en iyi olduğu yıllarda bu rakam 970-980 bindi.
Elektrikli araçların ülkemizdeki geleceğini nasıl görüyorsunuz? |
Elektrikli araçlarda da bataryanın ömrü uzadıkça bu araçlara ilgi artacak. Bugün satılan araçların menzilleri, araçların fonksiyonlarını kullanmanıza ve hızınıza göre 300 ila 500 kilometreyi buluyor. İki üç yıl sonra batarya kapasitesi ve menzilleri artınca insanlar elektrikli araçtan başka seçenek düşünmeyecek. Avrupa’da elektrikli araçların satışları daha hızlı artarken, ülkemizde bunun alt yapısının hızla oluşturulması, insanların elektrikli araçları istemesi elektrikli araç satışlarını artırır. Türkiye’de eylül ayında otomobil ve hafif ticari araç satışı 96 bini geçerken, bu rakamın yüzde 13,5’ini elektrikli araçlar oluşturdu. Elektrikli araç satışlarında geçen yılın ortalaması yüzde 1 seviyesindeyken, bu yılın ortalaması yüzde 5,9’a ulaştı. |
“Fiyatlarda gerileme var”
Fiyatlarda tabii ki gerileme var, bunun nedeni alınan tedbirler ve faiz oranlarının artmasıdır. Yani parasını yüzde 20 yerine, yüzde 45 ile değerlendirebilenlerin araç almaktan vazgeçmesinin de fiyatlarda düşüşünde etkisi var. Türkiye’de yerli yabancı 80’den fazla otomotiv markası var, bunların hepsinin satış hedefleri var. Yılsonu yaklaşıyor, dağıtımcı firmaların döviz kurlarında çok ciddi hareket olmadığı için biraz daha önlerini gördüklerinden en azından içinde bulundukları ayı koruyacak kadar fiyatlarını daha da düşük tutmaları gerekiyor. Firmalar yılsonuna kadar şu kadar araç satacağım diye yurt dışındaki üreticilere taahhütlerde bulunurlar. Dolayısıyla, bu firmalar yılın son çeyreğinde biraz daha fazla agresif olup, hedefleri tutturmak için çok daha ciddi kampanyalar düzenliyorlar.
İkinci el piyasasında fiyatların istikrara kavuştuğu yorumlarına katılıyor musunuz?
İkinci el piyasası sıfırdan etkilenerek oluşan bir piyasa. Eğer bir aracın sıfır fiyatı düşüyorsa, doğal olarak ikinci el fiyatı da düşüyor. Bir aracın sıfırı eğer bulunabiliyorsa, ikinci elin fiyatı yine düşüyor. Geçtiğimiz 3-5 ayda sıfır araçlarda 3 ay sıra bekleniyordu. Talep çoktu. Şimdi bu süre 20 gün ile 1 aya düştü. Yani bugün 10 araç sattıysak bunun 2 tanesi hazır, 2 tanesi 20 gün sonra gerisi de bir ay sonra geliyor. Aslında öyle hazırda tıklım, tıklım araba yok hiçbir yerde.
Başkanlığını yaptığınız GGYD’nin İzmir’de de şubesi bulunuyor. İzmir sizin için ne ifade ediyor? |
Ankara’dan sonra ilk şubemizi İzmir’de açtık. İzmir bizim için tarihi ve sanayi kenti olarak çok şey ifade ediyor. Ülkemizin batıya açılan kapısı İzmir, yüzyıllardır farklı kültürlere, dinlere ve medeniyetlere ev sahipliği yaptı. Türkiye ekonomisine katkı veren illerin başında gelen, önemli ticaret ve sanayi merkezlerinden biri olan İzmir’de, Ege Bölgesi’ndeki ekonomik faaliyetlerin hemen hemen yarısı yapılıyor. Ayrıca ülkemizde ilk uluslararası fuar 1936 yılında İzmir’de düzenlenmiştir. Ege Bölgesi’nin liderliğini yapan İzmir’de şube başkanlığı görevimizi Levent Çeker üstlendi. Şu anda İzmir’de 80 olan üye sayımızı yılsonuna kadar 100’e çıkarmayı hedefliyoruz. Başkanımız ve üyelerimiz çok başarılı işlere imza atıyorlar. Büyük bir ihracat limanına ev sahipliği yapan İzmir’de hedeflerimiz yüksek. İzmir şubemiz de genel kurulunu yaparak 1’inci yaşını kutladı. İzmir’de yeni yıla, yeni hedeflerimizle daha güçlü başlayacağız. |