Cumartesi, Kasım 23, 2024

“Alım gücünün azalması, tağşişli peynir üretimini tetikliyor”

peynir

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı basın açıklamasıyla ülkedeki peynir üretimi ve taklit tağşiş sorununu vurguladı. Peynir de çok fazla çeşidin bulunması, taklit ve tağşiş yapmanın boyutlarını artırdığını vurgulayan Bayraktar, “Bu kadar fazla ürünün takibi ve denetlenmesi zor olurken, son 2 yılda peynir fiyatlarında 4 kata varan artışların görülmesi tüketicimizin alım gücünü azaltıyor. Alım gücünün azalması merdiven altı diye tabir edilen tağşişli peynir üretimini de tetikliyor” dedi.


“Taklit ve tağşişe yeltenenlere müsaade edilmemesi gerekiyor”

Bayraktar, “Haksız kazanç sağlamak ve birim maliyetleri düşürmek için peynir yapımında; süt yağı haricinde yağ kullanımı, koyun ve keçi peynirlerine inek sütü karıştırılması, ürün yapısını sertleştirmek için nişasta kullanımı, küf ve maya oluşumunu engellemek amacıyla izin verilen miktardan fazla natamisin kullanımı gibi değişik yöntemlere başvuruluyor. Özellikle piyasada tost peyniri, üçgen peynir ve kahvaltılık peynir gibi eritme peynirler sorunu çok daha önemli hale getiriyor. Bu peynirler birçok peynir çeşidinin süt tozu ve tereyağı bazlı süt ürünlerinin ve homojenliği sağlayıcı kimyasal maddelerin karıştırılması ile yüksek sıcaklıklarda işlenerek elde edildiği için tağşişe en açık ürünlerdir. Tüketicilerimizin bütün tağşiş ve taklitleri fark etmesi de mümkün değil. Halk sağlığını tehdit eden bu konuda kontrol ve denetimlerin sıkılaştırılarak, taklit ve tağşişe yeltenenlere müsaade edilmemesi gerekiyor. Tüketicilerimizin de ürünleri ambalajlı ve etiketli, güvendikleri markalardan almaları yararlarına olacak. Etiket bilgisi çok önemli ve tüketicilerin etiket bilgisini dikkatli incelemesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.


“Türkiye’de 200’e yakın peynir çeşidi bulunuyor”

Dünyada yaklaşık 22 milyon ton peynir üretiliyor ve 39,3 milyar dolarlık ihracat yapıldığını belirten Bayraktar, “Ülkemiz 723 bin ton üretim ile dünyanın 9’uncu, Avrupa Birliği ülkeleri arasında 6’ncı sırada yer alıyor. Dünya peynir üretiminde ABD 6,4 milyon ton ile ilk sırayı alırken, ABD’yi 2,5 milyon tonla Almanya, 1,7 milyon tonla Fransa, 1,2 milyon tonla İtalya, 1,1 milyon tonla Rusya, takip ediyor. Türkiye gerçekleştirilen üretim ile dünyanın en büyük peynir üreticilerindendir. Ülkemizin yöresel zenginliği peynirde çeşit sayısını artırıyor. Üretimi yapılan peynir çeşidinin 200’e ulaştığı biliniyor. Türkiye’de tüketimi en yaygın olan peynirler; beyaz peynir, deri peyniri ve kaşar peyniri olmakla birlikte, yöresel peynirler yönünden de ciddi bir çeşitlilik bulunuyor” sözlerine yer verdi.


“Ülkemizde üretilen peynirin sadece yüzde 6,2’si ihraç ediliyor”

Peynir ihracatının, 2022 yılında 203 milyon dolar olarak gerçekleştiğini vurgulayan Bayraktar, “Fakat ülkemiz dünya peynir ihracatında hak ettiği konumda değil. Ülkemiz, Dünya peynir üretiminde 9’uncu sırada yer almasına rağmen ihracatta 25’inci sırada yer alıyor. 2022 yılında ürettiğimiz toplam peynirin sadece yüzde 6,2’si ihraç edildi. 2023 yılı Ocak-Ekim döneminde ise peynir ihracatımız 156 milyon dolar oldu. Bu rakamlar oldukça düşük. Almanya 6,2, Hollanda 5,4, İtalya 4,6 milyar dolar ile dünyanın en büyük peynir ihracatçılarıdır. Peynir ihracatının hak ettiğimiz değeri almamız ve ihracatta daha iyi seviyelere ulaşmamız gerekiyor. Türkiye yaklaşık 133 ülkeye peynir ihraç ediyor. Ancak ihracatın yüzde 76,5’i sadece 10 ülkeye, yüzde 23,5’i ise 123 ülkeye yapılıyor” diye konuştu.

Peynir ihracatında birim fiyatlarının diğer ülkelere göre düşük kaldığını dile getiren Bayraktar, “Türkiye bir kilo peyniri 4,18 dolara ihraç ederken, İtalya 2 kat, Fransa 1,4 kat, Hollanda ise 1,3 kat daha pahalıya satıyor. Bu durum hedef pazarlara girmek kadar mevcut pazarlardaki payımızın da artırılmasına yönelik çalışmaların artırılması gerektiğini gösteriyor” dedi.


“Peynirde markalaşma ve tanıtıma önem verilmesi gerekiyor”

Ülkemizin çeşitli yörelerinde üretilen zengin bir peynir kültürü bulunduğunu belirten Bayraktar, “Her çeşit peynirimizin kendine özgü üretim yöntemi, benzersiz bir lezzet profili var. Bu peynirlerden 40’ı coğrafi işaret alarak tescillenmiş, 18’i için de tescil başvurusu yapıldı. Ezine Peynirimiz ise Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret tescili alan ilk Türk Peyniri olmuştur. Ancak ülkemiz tüm bu zenginliğe rağmen dünya peynir ihracatından binde 5 oranında pay alıyor. Bu durum markalaşmanın ve tanıtımın ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Ülkemizdeki peynir çeşitlerinin her biri AB tescili alabilecek kalitededir. Amacımız bu lezzetleri dünya tüketicisiyle buluşturmak, Türk mutfağının vazgeçilmez bir parçası olan bu peynirleri bir marka haline getirerek sınırlarımızın dışına çıkarmak olmalı” sözlerine yer verdi.


“Hedefimiz 200’e yakın çeşit peynirimizi dünya tüketicisiyle buluşturmak”

Üretimde yaşanan sorunların çözüme kavuşturulmadan dış pazarlarda rekabet etmenin mümkün olmadığını vurgulayan Bayraktar, “Hedefimiz 200’e yakın çeşit peynirimizi dünya tüketicisiyle buluşturmak olmalı. Önceliğimiz; yem başta olmak üzere girdilerdeki fiyat artışlarına yönelik etkili tedbirler almak, üreticilerimize sürdürülebilir gelir, tüketiciye ulaşılabilir fiyattan gıda sağlayacak politikaları hayata geçirmek olmalı. Çiğ süt fiyatları değişen piyasa koşullarına göre güncellenmeli, süt üreticilerimiz mağdur edilmemelidir. Ülkemizde üretilen sütün büyük bir kısmı, çiftçilerimizi kırsalda tutan, küçük aile işletmeleri tarafından üretiliyor. Bu sektörü ayakta tutan aile işletmeleridir. Bu işletmeler üretime küstürülmemeli, ayakta kalması sağlanmalı” diye konuştu.

KAYNAKTZOB
İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM