Cumartesi, Kasım 23, 2024

“Acentelerin sağlık turizmindeki varlığı ihmal ediliyor”

Tüm dünyadan her türlü sağlık turistini çeken Türkiye, önemli bir sağlık turizm destinasyonu olarak öne çıkıyor. Geçen yıl 1,2 milyon kişiye hizmet veren sektör, 5 milyar dolarlık gelire imza attı. Bu rakamın ikiye katlanabileceğini belirten sektör temsilcileri, merdiven altı, simsarlar, klinikler ve vize sorununa vurgu yapıyor. 

Turizm alanında büyük rolü olan acentelerin sağlık turizminde içerisindeki varlığının ihmal edildiğini söyleyen Sanitas SPA & Wellness’ın kurucu ortağı ve Medulux Health&Travel Sahibi Dr. Şebnem Akman Balta, “Türkiye için büyük bir potansiyele sahip sağlık turizminde acentelerin rolünün ihmali ve sorunlarının göz ardı edilmesi, özellikle sorunların çözümü için hiçbir çalışma yapılmaması ülkemizde kayıt altına alınamamış bir akış yaratıyor. Rekabetin yarattığı denetim dışı hizmetler hizmet kalitesine ve ülke imajına olumsuz etki yapıyor. Bu sorunun çözümü için taban fiyat belirlenmeli ve bu fiyat dışı fiyatlama yapanlara ağır bir yaptırım uygulanmalı” dedi.


“Kliniğe bağlı olmayan acentelerin iş yapmasının önüne geçiliyor”

Kliniklerin içerisinde sağlık turizmi belgesi olmadan satış ekibi kurarak sosyal medyada yayınladıkları reklamlarla hasta getirdiğini söyleyen Balta, “Acente olarak TURSAB kaydı bulunup sağlık turizmi yetki belgesi olan acentelere komisyon vermemek için fiyatları ciddi şekilde düşük tutarak kliniğe bağlı olmayan acentelerin iş yapmasının önüne geçiliyor. Turizm geliri paket tur satış avantajlarını klinikler kaybettiriyor. Ana işi turizm olan ve sektörde hizmet kalitesini ve katma değeri artırma potansiyeli olan acentelerin yaşadığı sorunlar ve çözümleri için TURSAB ve Turizm Bakanlığı ortak bir çatıda buluşmalı. Bunlar yapılırsa sağlık turizminde 10 milyar dolarları konuşabiliriz” diye konuştu.

“Acentelere vergi desteği verilmeli”

Acenteler için teşviklerden yararlanma sürelerinin 6 ayı bulabildiğine dikkat çeken Balta, “Sektörde kayıt altında olan ve teşviklerden de yaralanma hakkı bulunan acentelerin teşvikleri alması bürokrasideki yavaşlıktan kaynaklı 6 ayı buluyor. Bu da hem maliyet dezavantajını derinleştiriyor hem de sektörde kayıtlı iş yapmayı zorlaştırıyor. Aslında burada yapılabilecek çok basit birkaç düzenleme ile pek çok sorunun önüne geçmek mümkün. Türkiye’ye gelen tüm hastalara medikal komplikasyon sigortasını zorunlu hale getirmek ve burada poliçe esnasında istenecek belgeler arasına aracı kurum, klinik ve doktorların sağlık turizmi yetki belgesini eklemek bir öneri olabilir. Sağlık turizmine yadsınamayacak düzeyde katkısı bulunan acentelerin yurtdışı firmalarla rekabet edebilmesi bakımından sağlık hizmetini veren kuruluşlarına sağlanan vergisel teşviklerin faydalandırılması gerekiyor. Sağlanan vergisel teşvik ve desteklerle maliyetlerini düşüren acenteler uygun komisyonlarla yurtiçi sağlık kurum ve kuruluşlarına hasta temin edilecek” ifadelerine yer verdi.


“Termal turizm daha fazla desteği hak ediyor” 

Türkiye’ de sağlık turizmi denince medikal turizm üzerine çalışmalar yapıldığına dikkat çeken Balta, “Türkiye’de termal turizm ve wellness alanındaki çalışmalar oldukça sınırlı kalıyor. Termal turizm yasası üzerinde de yeni bir çalışma yapılmasını bekliyoruz. Ülkemizin sahip olduğu doğal kaynaklar ve iklim, konum gibi avantajlar göz önüne alındığında termal turizm, spa‐wellnes turizmi ile yaşlı ve engelli kişilere yönelik bakım ve rehabilitasyon hizmetleri gibi büyük bir potansiyelden yeterince faydalanılamıyor. Bunların yaratacağı katma değer göz önünde bulundurulduğunda daha fazla desteği hak ettiği tartışmasız” dedi.

Maliyet avantajını kaybetmeye başlamış bir Türkiye’nin hizmet kalite dengesinin kritik eşikte olduğunun altını çizen Balta, “Bu seneki verilerde de gördüğümüz üzere sağlık turizmi gelirleri istendiği seviyede değil. Turizm en kıymetli ihracat sektörü olarak 2024’e sağlıklı hazırlanmalı” ifadelerini kullandı. 

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM