Cumartesi, Eylül 21, 2024

Savaş Fırsatçılarına Prim Vermeyelim…

Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e yaptığı saldırı üzerine İsrail karşılık verdi, Gazze’yi ateş yağmuruna tuttu ve Gazze’nin önemli bölümünü işgal etti.

İşgal edilen Gazze toprakları Filistinlilere ait ama, emperyal medya gücü savaşı İsrail – Hamas çatışması olarak zihinlere kazıdı. Bu arada 32 binden fazla Filistinli öldürüldü, 13 bini çocuk. 75 Bin de yaralı var.

İnsanın olduğu yerde yemek içmek için sebze, meyve, su gerekli. Hasta olanlara ilaç., ameliyat olacaklara tıbbi malzeme, hastaneye elektrik, hastane jeneratörlerine yakıt gerekli. Gel gelelim Gazze’ye elektrik kesildi, ürün sevkiyatına sınırlı izin verilirken, İsrail’e birçok ülkeden gemiler dolusu mal gidiyor. Bu ülkeler arasında Türkiye de var.

Gıda, demir çelik ürünleri, jet yakıtı, petrol ürünleri gibi birçok ürün satılıyor. Tabii ki ihtiyaç varsa satış da var. Ancak, 31 Mart’taki yerel seçim havası içinde “Kahrolsun İsrail” diye bağıranların bu satışta önemli rol oynadıkları devlet kaynaklarındaki verilerde ortaya çıktı. Bakanlık önce “biz ticaret yapmıyoruz” dedi, sonra “devlet yapmıyor, özel firmalar yapıyor dedi, en sonunda devletin de ticaretin içinde olduğu anlaşıldı. Üstelik İsrail ile ticaretimiz yok diyen Ticaret Bakanlığı da 54 mal için ticareti kısıtladığını ilan etti.

Yerel seçimler sırasında Yeniden Refah Partisinin AKP’ye yönelttiği eleştirilerden YRP olumlu yanıt aldı mı veya AKP kamuoyu desteğini yitirdi mi, bunları yapılacak kamuoyu araştırmalardan öğreneceğiz. Ancak, vurgulamak istediğim konu o ki, savaş da olsa ticaret her zaman sürüyor. Savaş sırasında en fazla kazanç sağlayanlar ise silah üreticileri ve tüccarlar.

İlke olarak sanayici aktif siyasetin içinde olmamalı. AKP ile durum değişti, bana destek olmayan sanayici hain düşüncesi sanki egemen oldu. Bir de Erdoğan’ın elinden tutup ülke ülke dolaştırdığı sanayiciler var ki, onlar AKP’nin ön saflarında siyaset yapmaktalar. Özellikle İstanbul büyükşehir belediyesi seçimlerinde yaptıkları ve yapmakta oldukları bir başka içler acısı durum.

Orda Doğu savaşına geri dönersek, birçok kışkırtma oldu, Lübnan’da Şam’da bazı merkezlere füzeler atıldı, insanlar öldü.

Bunlardan en sonuncusu, 2 Nisan 2024 günü oldu. İsrail, İran’ın Şam konsolosluğuna yaptığı saldırıda ikisi general 7 İranlı subayı öldürdü. İran Devrim Muhafızları, saldırıda ölen generallerin Kudüs Gücü’nün üst düzey komutanlarından Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahedi ve yardımcısı Tuğgeneral Muhammed Hadi Hacı Rahimi olduğunu açıkladı. İran’ın dini lideri Ayetullah Hamaney, “Onları bu ve benzeri suçları işlediklerine pişman edeceğiz” dedi.

Evet, İran misilleme yapacağız, uygun zamanda yapacağız, vuracağız deyip durdu ve 14 Nisan’da SİHA ve füze saldırısı yaptı. Basında yer alan iddialara göre İsrail kendisine yöneltilen SİHA ve füzelerin yüze 99’unu düşürdü.

Televizyonlarda uzmanlar, akademisyenler konuşuyor. Bu danışıklı bir saldırıydı. Amerika’nın haberi vardı, zaten sivillerin ve askeri tesislerin olmadığı yerlere atıldı filan gibi söylemler var.

Askeri ve politik değerlendirmelerin mutlaka bir dayanağı olmalı. Her sözün arkasında bir niyet okuma var.  Aynı yaklaşımları ekonomik alanda da görüyoruz.

Petrol fiyatları fırlayacak, Türkiye’de döviz patlayacak gibi sözleri sık duyar olduk. Ancak, bugün böyle söyleyenler yarın tersini söyleyebilir zira birçok “uzman, akademisyen” yıllardır bazı kanallara yapışmış gibi.

Bu kişileri dinlerken onların kaostan yarar sağlama çabasında olduklarını düşünürsek, kendimizi gerginliğin içine atmayız. Zira 31 Mart seçimlerinde ülke olarak görece bir rahatlama içine girdik, bunu da hak ettiğimizi düşünüyoruz.

İskender Odabaşoğlu

Diğer Yazarlar