Cuma, Eylül 20, 2024

Tüketici rafta doğru sinyalleri alamıyor

Özgener, yüksek enflasyonun tüketiciyi alımları hızlandırmaya teşvik ettiğini, bunun da fiyat farklılıklarına karşı duyarlılığı azalttığını söyledi


İzmir Ticaret Odası (İZTO) nisan ayı olağan meclis toplantısı İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz idaresinde gerçekleştirildi. İZTO Meclis Salonu’nda düzenlenen toplantıda 2021-2022 Yılı Vergilendirme Dönemi Gelir ve Kurumlar Vergisi’nde İzmir ilinde rekortmen İZTO üyelerine ödül takdimi gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, işgücü maliyetleri çok yüksek olduğu için özellikle hizmet sektöründe yüksek fiyat artışları yaşandığını söyledi. Özgener, “Sonuç olarak tüketici seçimlerinde doğru sinyalleri alamıyor. Bundan dolayı asgari ücret diğer maliyet ve ücretlere göre normalleşmeli” dedi.

Yüksek enflasyonun, tüketicileri alımları hızlandırmaya teşvik ettiğini bu durumun da fiyat farklılıklarına karşı duyarlılığı azalttığını aktaran Özgener, “Azalan duyarlılık, firmaların fiyatlama davranışlarında piyasa şartları dışında fiyatlama yapabilmesine imkan veriyor. Son günlerde, farklı sektörlerde artan tüketici protestolarını, bu durumdan duyulan tüketici rahatsızlığı olarak değerlendirmek gerekiyor” diye konuştu.


“Enflasyon, tüketicileri alımları hızlandırmaya teşvik ediyor”

Uzun vadede enflasyonun en önemli olumsuz etkisinin tahsis verimliliğini bozması olduğunu söyleyen Özgener, “Yüksek enflasyon, ülkemizde de gördüğümüz üzere tüketicileri alımları hızlandırmaya teşvik ediyor bu da fiyat farklılıklarına karşı duyarlılığı azaltıyor. Azalan duyarlılık, firmaların fiyatlama davranışlarında piyasa şartları dışında fiyatlama yapabilmesine imkan veriyor. Son günlerde, farklı sektörlerde artan tüketici protestolarını, bu durumdan duyulan tüketici rahatsızlığı olarak değerlendirmek gerekiyor. Şirketler kesimi açısından, enflasyonun yarattığı tahribat bu noktada önem taşıyor. Enflasyonla birlikte farklı verimliliklere sahip firmalar arasındaki ayrımlar bulanıklaşıyor. Bu durum hem iş gücü hem de sermaye gibi kaynakların yanlış tahsisine yol açıyor. Enflasyondan dolayı verimli ve verimsiz firmaların daha az ayırt edilebilmesi önemli bir refah kaybı. Ayrıca uzun vadede ülke büyümesine en öncelikli katkının kaynağı olan toplam faktör verimliliğini de aşağı çekiyor” dedi.


“Asgari ücret diğer maliyet ve ücretlere göre normalleşmeli”

Sanayide üretim devamlılığı ve enflasyonla mücadele açısından asgari ücret kararının belirleyici olacağını ifade eden Özgener, “Tahsis etkinliğinin azalmasında ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmada, asgari ücretin 2023 başından 2024 başına yüzde 100 civarında artması etkenler arasında yer alıyor. Asgari ücretin 540 dolar civarında olması, ülkemizde şu ana kadar belirlenmiş en yüksek seviye. İşverene maliyeti ise yol ve yemek ücretleri de dahil edildiğinde 950 dolar civarında. Bu rakamlar, ihracatta rekabet ettiğimiz birçok ülkeden daha yüksek. Bu durum ihracat kapasitemiz açısından problem oluşturduğu gibi, fiyat belirleme davranışları üzerinde de olumsuz bir etkiye sebep oluyor. İşgücü maliyetleri çok yüksek olduğu için özellikle hizmet sektöründe yüksek fiyat artışları yaşanıyor. Sonuç olarak tüketici seçimlerinde doğru sinyalleri alamıyor. Bundan dolayı, asgari ücret diğer maliyet ve ücretlere göre normalleşmeli” ifadelerinde bulundu.

Zorlu ekonomik şartlarla mücadele eden üyelerin bir de boykot çağrıları gibi işini hakkıyla yapanların da cezalandırıldığı yaklaşımlarla mücadele etmek zorunda kaldığını ifade eden Özgener, “Bir haftadır sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen, fahiş fiyat iddiası ile restoran ve kafelere yönelik boykot çağrısı büyüyerek devam ediyor. Bu yöntemle, işini doğru yapan, hakkaniyetle fiyat belirleyen işletmelerin de cezalandırılıyor olmasını doğru bulmuyorum. Fiyatlarını, sunmuş oldukları kaliteli hizmet çerçevesinde makul ölçülerde belirleyen restoran ve kafelerin müşterilerince ayırt edilebileceği kanaatindeyim” dedi.


“İşgücü esnekliğini artırmak gerekiyor”

Türkiye’de toplam faktör verimliliğinin düşmesinin bir problem olduğuna değinen Özgener, şunları söyledi: “Enflasyonun tek haneye düşürülmesine yönelik Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın uyguladığı sıkı para politikasının devam ettirilmesi ve sıkı maliye politikaları ile desteklenmesi, yani bir an önce kamu harcamalarının da kontrol altına alınarak tasarruf tedbirlerinin hayata geçirilmesi gerekiyor. Şirketler arasında bozulan tahsis etkinliği açısından, vergi reformu kayıt dışını kontrol altına alacak şekilde uygulanmalı. Tahsis etkinliğini verimliliği yüksek firmalar adına artırmak için, işgücü esnekliğini de artırmak gerekiyor.  Uzun süredir konuşulan, işgücü sektör reformlarında, ülkemizde bir süredir azalan toplam faktör verimliliği dikkate alınmalı. Şirket içi verimlilik için de dünyada olduğu gibi teknolojiyi şirket içi verimliliğini artıracak şekilde kullanmayı öğrenmeliyiz. İnovasyon kapasitesini artırmayı ve yapay zekadan fayda yaratabilmeyi rakiplerimizden daha hızlı organize etmeliyiz. Şirketlerin bu süreçleri gerçekleştirebilmesi adına reform sürecinin, doğru teşviklerle tasarlanması önem taşıyor.”

KAYNAKİZTO
İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM