Pazartesi, Kasım 25, 2024

Kamu malına el uzatmak…

İktidar varsa yandaşı da vardır. Yandaşlık destekçi anlamında kullanılırsa bir inanışı yansıtır. Paydaşlık sözünü içerdiğinde ise insan gücünü yani emeği, makine ekipmanını, bilgi birikimini ve finansal katkıyı kapsar. Son olarak da yandaş denince genelde yağcılık yapan, rüşvet veren ve iktidar nimetlerinden pay almanın peşinde olanlardan söz ederiz.

Kurtuluş Savaşında yer alanlar savaşta canını vermeyi kabul etmiş, şehit gazi olanların paydaşlığını temsil eder. Onun için Mustafa Kemal Atatürk “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” derken din, dil, ırk ayrımı yapmadan bağımsızlık için savaşanlara teşekkür etmiştir. Bunda Osmanlının tüm halk anlayışının etkisi de kanımca vardır. Lübnanlı yazar Amin Maalouf babasının Osmanlı aidiyetini kitaplarında dile getirir.

Rüşvet Osmanlı döneminde de vardı. Osmanlı imparatorluğunun yükseliş döneminde rüşvet yasaktı, cezaları ağırdı. Zaman içinde bazı tımar sahiplerinin sadrazamlara rüşvetler vererek haksız kazanç elde ettiği görüldü. Sultan Abdülmecit’in 18 Şubat 1856 tarihinde yayınladığı Islahat Fermanı ile rüşvet yasaklanması yinelendi. İstanbul ve Anadolu’nun işgali sonrasında canlanan rüşvet olayı Kurtuluş Savaşında yavaşladı. Ancak Cumhuriyetin ilanından sonra, eğitim ve hukuk çalışmaları ile önlenmeye çalışılsa da, çürümeyi önlemek tam olarak mümkün olmadı.

Demokrasiye geçiş sürecinde bazı siyasilerin vaatlerinin “kamusal rüşvet” havası iktidar değişikliğini sağladı. Zaman içinde ekonomik olarak gelişen ülkemizde iktidar kendi müteahhitlerini yani inşaatçılarını yarattı. Giderek inşaatçıların yanına sanayiciler de eklendi.

Günümüze gelirsek, rüşvet ile bağış, bahşiş birbirine karıştırıldı. Bu olayın önüne geçmek için yazanlar, çizenler, konuşanlar var. En son konuşma Erdoğan’a ait. Erdoğan, Beştepe’de düzenlenen Vakıf Haftası 100. Yıla Özel 201 Eser Toplu Açılış töreninde şöyle dedi.:

“Kamu malına el uzatmak bizim nazarımızda ihanete eşdeğerdir”

Kamu malına el uzatanlar bunu yasal kılıf içinde de yapar öncelik belirlemek suretiyle de yapar. Burada Erdoğan büyük olasılıkla kamu malına sahip çıkmaya çalışıyor.

Bu söylemde geç mi kalındı? Bu söylem gerçeği yansıtıyor mu, yansıtmıyor mu?

Belediyelerde müthiş şatafatlı, altın kaplamalı dekorasyonlar, mobilyalar, bazılarının içinde, “gizli” geçitlerden geçilen özel odalar, gösterişli banyolar vardı. Bazı başkanlar belediyeyi kaybedince bunları ben evden getirdim, eşime ait geri istiyorum diyerek bir denemede bulundular.

Belediye borçları çılgın boyutlarda. Ancak yeni yönetimler bu borçları biraz zorlansalar da ödemek durumundalar. Erdoğan kamu malına el uzatanları nasıl bulduracak bilemeyiz. Bildiğimiz bir şey varsa eğitimde etik anlayış yerleştirilmez ve hukuk kuralları tam olarak uygulanmaz ise, sağcı-solcu fark etmez, bozuk düzen devam eder.

İskende Odabaşoğlu

Diğer Yazarlar