Amerika Birleşik Devletleri’nde Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi, küresel ticaret ortamında önemli bir dönüm noktasını işaret ediyor. Trump yönetiminin ticarete getirebileceği yeni değişiklikler, Türk ihracatçıları ve ABD pazarında büyümek isteyen Türk girişimciler tarafından büyük bir merak konusu. Oğuz Law’ın kurucusu ve Kaliforniya Barosu’na kayıtlı Avukat Dorukhan K. Oğuz, bu yeni dönemde Türk şirketlerinin karşılaşabileceği fırsatlar ve zorlukları değerlendirdi.
ABD ile 100 milyar dolar ticaret hacmi hedefi
Oğuz’a göre, Trump’ın ‘Amerika Öncelikli’ ticaret politikası, ABD’ye yapılan ithalat sürecinde gümrük vergileri ve ticari düzenlemelere özel bir önem veriyor. Bu politikanın bir sonucu olarak, Türk ihracatçıları bazı ürünlerde daha yüksek vergiler veya ek kotalarla karşılaşabilir. Özellikle gıda, ilaç ve teknoloji gibi düzenlemeye tabi sektörlerdeki firmaların, ABD Gümrük ve Sınır Koruma (CBP) kurallarına uyum sağlaması uzun vadeli başarı için kritik önem taşıyor. Öte yandan, Türkiye ve ABD arasındaki ticaret ilişkileri güçlü bir ivme kazanmış durumda. Dışişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, 2022 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 32,1 milyar dolarla rekor seviyeye ulaşırken, 2023’te ise 30,6 milyar dolar (TÜİK) olarak gerçekleşti. Her iki ülke de ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarma hedefini paylaşıyor. Bu ortak hedef doğrultusunda, Türk ihracatçılarının ABD pazarındaki fırsatları değerlendirmesi için iş birliği ve ticaret süreçlerine uyum sağlama çabaları önemini koruyor.
“Dijital pazarlama stratejilerine yatırım yapılmalı”
ABD pazarında başarı sağlamak isteyen Türk girişimcilerin, stratejik ortaklıklar kurmaları, güçlü bir yerel bağlantı ağı oluşturmaları ve dijital pazarlama stratejilerine yatırım yapmalarının önemine dikkat çeken Oğuz, yerel iş kültürüne uyum sağlamak, müşteriye hızlı ulaşan yenilikçi çözümler sunmak ve dijital platformlarda görünürlüğü artırmak, Türk girişimcilerin ABD pazarında rekabet avantajı elde etmelerine katkı sağlayacağı söyledi. Trump yönetiminin getirebileceği potansiyel ticari kısıtlamalara karşı hazırlıklı olmak için ticari sözleşme süreçlerinde dikkatli ve planlı hareket etmek önem taşıdığı ifade ettiğini belirten Oğuz, bu yeni dönemde karşılaşılabilecek riskleri en aza indirmek ve ABD pazarında sağlam bir yer edinmek isteyen Türk şirketlerinin, güvenilir ve deneyimli bir hukuk bürosundan hukuki destek almalarının kritik bir unsur olduğunu vurguluyor. Bu sayede, sözleşme süreçlerinde doğru stratejiler geliştirilerek olası hukuki sorunlara karşı proaktif çözümler üretilebilir ve ABD’de güçlü bir varlık gösterilebilir.
Teknoloji, sağlık ve yenilenebilir enerji sektörlerine öncelik
Trump yönetiminin teknoloji, sağlık ve yenilenebilir enerji gibi stratejik sektörlere verdiği öncelik, Türk girişimciler için çeşitli yeni fırsatlar doğurabileceğinin altını çizen Oğuz, özellikle temiz enerji, biyoteknoloji, yapay zekâ ve dijital sağlık gibi alanlarda faaliyet gösteren Türk şirketleri, bu teşviklerden yararlanarak ABD pazarında kendilerine sağlam bir yer edinebilecekleri ifade etti. Trump yönetimiyle birlikte ABD’de şirketler hukukunda yabancı yatırımcıları etkileyebilecek yeni düzenlemeler yapılabileceğini belirten Oğuz, “Yerli üretimi destekleme amacı taşıyan bu düzenlemeler, Türk şirketlerinin ABD’deki faaliyetlerini daha maliyetli hale getirebilir veya yeni regülasyonlara tabi olmalarına yol açabilir” dedi. Bu tür düzenlemelere uyum sağlamanın Türk şirketleri için rekabet avantajını korumada kritik rol oynayacağını belirten Oğuz, ABD’de faaliyet gösteren Türk şirketlerinin yasal uyum süreçlerini yakından takip etmeleri ve gerekli hukuki önlemleri almaları, uzun vadede başarılı olmaları açısından büyük önem taşıdığını belirtti..