Dünyanın düzeni yıllar içinde değişiyor. Günlük yaşam çabasıyla değişimi fark edemeyebiliriz, fakat onar yıllık, yirmişer yıllık dilimlere baktığımız zaman farkındalığımız artar. 1900’lerden 2000’lere doğru neler değişti, nasıl değişti?
1900’lerde tarım ve sanayi düzeyi farklıydı, yani bugüne göre çok geriydi. Bu nedenle insanlar zamanının çoğunu üretim için harcarken, iletişim kanalları zayıftı. 2000’lere geldiğimizde üretim hızlı, nihai tüketiciye sunum çabuktu. Bu hızlılık herkese kendisi için zaman ayırma şansı tanıdı. Bu zamanın nasıl kullanılacağı ise herkesin kendi yaklaşımına göre, kültürüne, eğitimine, beklentisine, ilgisine göre değişti.
Burada en büyük gelişme, daha doğrusu çeşitlenme gazetelerde yaşandı. 2020’lere gelindiğinde gazeteleri televizyonlar takip etti. Eskiden gazeteler siyaset ağırlıklıydı. 1980’lerde yavaş yavaş ekonomi sayfaları devreye girdi. Ekonomi sayfalarını okumak gazete alan için bir ıstıraptı. Ekonomi sayfasını koyan bazı gazetelerin ilk başlarda tirajının düştüğünü anımsıyorum. Yine 1980’lerde siyaset ve ekonomi yerine magazin haberleri ve “çıplak” fotoğrafların yer aldığı “bulvar” gazeteleri çıktı. İşyerlerinde masasının üzerine koyanlar da vardı, masasının altına saklayanlar da. Haftalık “Pazar” dergisini beklemeden benzer pozları günlük yansıtan gazetelerin tirajı da yüksekti.
Tabii ki diğer günlük gazeteler, genelde ilk sayfada kendi bakış açısına göre ülkedeki önemli olayları verirdi. İkinci sayfada okur yazıları, köşe yazıları. Üçüncü sayfada “kanlı” magazin haberler vardı. Daha ileriki sayfalarda bulmacalar, bölgesel haberler filan derken, son sayfalarda da spor haberleri yer alırdı.
Üçüncü sayfadaki haberlerde, aşırıya kaçmadan trafik kazaları, cinayetler yer alır, toplumsal eğitim açısından mesajlarla okur dikkate davet edilirdi.
Televizyonların magazini evlilik programlarından, kayıp programlarına geçince, ev kadınlarını oyalar oldu. Siyasi ortam gerilince, bölgesel savaşlarla bu gerilimler pompalanınca sabah programları ve öğleden sonra programları akşam saatlerine kadar uzatıldı.
Bazı medya programları siyaset yerine “üçüncü sayfa” haberlerine ağırlık vermeye başladı. Bu konuda eleştiri yapmak olası, ancak vatandaşın ekonomi haberlerindeki rakamlar yerine, birbirini kesen, vuran haberlerini daha ilginç bulduğunu söylemek yanlış olmaz.
Ev işi yaparken, yemek filan hazırlarken, komşularla çay- kahve içerken yapılan sohbetler yarışma programlarındaki kişiler üzerine yapılıyor, onların kişilikleri değerlendiriliyor. Bu konular “kadınlar” arasındaki iletişimi ve taraf tutmayı kolaylaştırıyor. Birçok insanın siyaset konuşmaktan hoşlanmadığını kabul etmek de gerçekçi olur.
Doğal olarak ülkenin siyasi ve ekonomik gidişatı önemlidir fakat herkesin bu konunun takipçisi olduğunu söylemek tabii ki mümkün değil. İşte iktidarın arayıp da bulamadığı fırsat, yazın minik çocukların öldürülmesi, kaybolması ile geldi. Kadına şiddet ve kadın cinayetleri de her gün haber olabilecek nitelikte olaylar. Kadın neden olmazsa onu öldürmezler gibisinden bir bakış açısı ortaya çıktı ama gösterilen tepki zayıf. Bu bakış açısı “faiz sebep enflasyon sonuç” gibi algılanır, yani bana sorarsanız, algılanamaz oldu.
Televizyonlar ne zaman üçüncü sayfa haberlerini daha az vermeye başlarsa, muhtemelen seçim kapıya dayanacaktır.