Tarihi gelişim içinde ticari faaliyetler ve ilgili kesimlerin tacir olarak tarif edildiği bir yapı her daim söz konusu oldu. Nüfus artışı, münasebetlerin çoğalması, ihtiyaçların çeşitliliği, üretimin gelişmesi vb değişimlerle giderek karmaşık hale gelse de, ortaya çıkan kriz ve sorunları bir şekilde yenilemeye matuf yeni araçların icadı da hiç durmadı. Zaman mekan kavramı dahilinde uygun kurumsallaşmaya meyilli biçimlerde devam edegeldi.
Eski devirlerde takas(değiş-tokuş) yerine ilk madeni paranın icadı(Lidya-MÖ 700)dan ilk kağıt banknot’un devreye girmesi(Birleşik Kırallık 17.yy) mal değişiminden ziyade hizmet karşılığı değer değişimine fiziksel değil itibari-sembolik hitap etmeye doğru bir küresel meyillilik gereğidir. Henüz dünyanın düzlem olduğu düşünülen zamanlar ile yerelliğin; 16.asırda yuvarlak olduğunu kanıtlayan Portekizli kaşif Macellan, küreselliğin şekli vurgusu olduğu bir tarafa, küresel-yerel kavramının geniş manada münasebetler neden ve sonuçlarının başta ekonomik, sosyal, kültürel vb açılardan farkındalık ve kavrayış ile yorumlanabilirliğidir.
Yöresel, bölgeye has iklim, flora, fauna gibi tabii unsurların yanı sıra kültür, etnik, inanç, gelenek, adetler gibi tabiat dışı unsurların birbirini etkileyerek çevreye yayılması ile küreselleşme istikametinde yeni kalıp ve anlayışlara yönelme meydana gelir. Her şey zıddı ile kaim düsturundan, küresel ile yerel nitelikli unsurların çeşitli saikler ve vasıtalar ile hem birbirlerine zıt hem de birlikte bir denge sağlamaları düşünülmelidir.
Rusya Federasyonunun en büyük, dünyanın kârlılık sıralamasına göre 18 sırasındaki firması Gazprom CEO’su Aleksey Miller, bir süre önce St.Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu(SPIEF)nun bir oturumunda, “iki sistemin gelişimine tanık oluyoruz birisi kaynak sistemi biri de merkez bankalarının (rezerv) sistemi. Merkez bankaları paranın kâğıt üstündeki değerini, faiz oranlarını ve döviz kurlarını regüle ediyor. Merkez bankaları kâğıt üzerindeki bu değerler üstünden de talebi yönetiyor ve kontrol ediyorlar..fakat hammaddelerin tedarikini kontrol etmiyorlar…Ürün-para ilişkisinde ağırlık ürünün yanına geçti. Bizim ürünümüz, bizim kurallarımız” değerlendirmesini yaptı.
Hal böyle olunca küresel finans sistemi ürünün akışı üzerindeki kontrolünü yitirdi. Kendisi güçlü bir enflasyon üreticisi haline geldi. Durum muhtelif vasıtalar ile üzerine çökme alışkanlıklarını aşıyor. Çünkü hammaddeye olan talep, döviz rezervlerine olan talebin yerine geçti. Bu da bizim için enerji kaynaklarının üretimi ve dağıtımı konusunda yeni bir imkanlar penceresi açtı.
Göreli olarak karşılıklı bağımlılıkların ekonomiler üzerindeki tesirleri, ülkeler ve guruplarının bünyesel bağışıklıklarını test mahiyetinde etkiliyor. Küresel tabloda oluşan neticeler genel olarak yaşanmakta olan sürece yansımakta. Görünen zaviyede ‘Bir kuşak bir yol’- ‘Baharat Yolu’, G 7- Brics, Kuzey Akım boru hattı – Kızıldeniz Ulaşım vb şeklinde uzadıkça; kısaca ticaret, ulaşım, enerji yolları konusundaki çatışmalar tam da yukarıdaki sözlerin etrafında dönüyor.