Dünkü yazıdan devam…
İnovasyon, 21. yüzyılda ekonomik büyümenin, yaşam standartlarının ve ulusal rekabet avantajının temel belirleyicisi durumundadır. Liderlik ağı ise Türkiye’nin dünyada inovasyon için üretken ve çekim gücü olan bir konumda olmasını sağlamak üzere oluşmuş, dönüşüme tabi bir güç olarak tanımlanmıştır.
Liderlik ağının içinde bulunabileceği ana çalışma alanları;
• İki yılda bir değerlendirme yapma imkânı verecek inovasyon karnesi oluşturmak, böylece ülkenin dünya ekonomisi içindeki inovasyon performansını izlemek. Yeterli nitelikte, konuya yakın ve doğru süreleri kapsayan ölçütler sayesinde kamuoyunun algılamasını, politika yapıcılara bir referans verebilecek, ülkenin performansını ölçebilecek, böylece politikaların ve iş dünyasının stratejisinin, inovasyon düzleminde performansının elde edilmesini destekleyecektir.
• Ulusal İnovasyon Ödülü için kamu-özel sektör arasında işbirliği platformu yaratılması. Bağımsız değerlendirme uzmanları tarafından belirlenecek ölçütler çerçevesinde, büyük veya küçük ölçekli firmalara verilecek ödülün sunulması.
• Uzun dönemli kamuoyu desteğinin sağlanabilmesi için inovasyona ilişkin genel kabul görmüş kuralların, uygulamaların, alışkanlık ve benzeri metodik yaklaşımların varolduğu İnovasyon Genellemelerinin oluşumunun artırılması/desteklenmesi; inovasyonun kendi ekosistemi içerisinde dinamik bir işbirliği yapısının sağlanması; medya organlarının sürekli bilgilendirecek bir destek sisteminin sürdürülmesi şeklinde sıralanabilir…
Bu girişimin tam anlamıyla çerçevelenecek biçimde kurgulanmış, tüm paydaşları tarafından yönetilmekte ve gerek duyulduğunda da uluslararası organizasyonlarla koordinasyon içinde olacak biçimde yapılanması önerilmektedir. Liderlik ağının yapılandırılması, etkinliklerini devam ettirmesinin sağlanmasında özel sektöre önemli bir sorumluluk ve görev düşmektedir.
İnovasyona İlişkin Yeteneklerin Oluşturulması
Gerek özel sektör içinde, gerekse de kamu kurumlarında olsun; gerek büyük ölçekli, gerekse de küçük ölçekli olsun; tüm girişimlerde gerçekleştirilen inovasyon, Türkiye’nin geleceğindeki refahın ve istikrarın sağlanabilmesi için anahtar öneme sahiptir. Ancak, Türkiye’de öğrencilere ve şirketlerde çalışanlara günlük işlerinde ihtiyaç duydukları güncel ve yaratıcı olacakları bilgi ve becerileri yeterli miktarda ve sıklıkta sağlayabilecek bir ortamın daha fazla gelişimine ihtiyaç duyulmaktadır.
İnovasyonu öğrenmek mümkündür ve bu süreçte birikimin süreci destekleyecek olan boyutu tahmin edilenden daha yüksektir. Bu bağlamda bir Ulusal Destek Ağı’nın oluşumu mümkündür. Bu ağın hedefi ise lise ve üniversitedeki öğrencilere inovasyon için gerek duyulan vazgeçilmez olan bazı becerileri kazandırmaktır. Sorun Çözümüne Yönelik Öğrenmeye ilişkin pedagojik yöntemin temellerine dayanarak, önerilen ağın İnternetin imkânlarından yararlanarak ülkedeki eğitimin karşısındaki engellerin çözümü için ihtiyaç duyulan kaynaklara ulaşılmasında ve bazı yapısal sorunların çözülmesinde çare bulabileceği düşünülmektedir.
ABD için verilen somut öneriler incelendiğinde, bu öneriler arasında; inovasyon alanında eğitim için çaba gösteren bölgesel düzeydeki 10 üniversite, İnovasyon Öğrenme Merkezleri’nin yapıtaşını oluşturacaklardır. Bu merkezler ilgili bölgelerde eğitim çabalarını destekler özellikler barındıracaktır.
Sözü edilen destek için;
• Ağyapıyı desteklemek amacıyla bilgi altyapısı konusunda anlaşma sağlamak ve bu bilgi bütününü temin etmek
• İnternet üzerinde ders yönetim yazılımını ve sorun odaklı öğrenmeyi ilke olarak benimsemiş şekilde tasarlanmış olan ders malzemelerini hazır hale getirmek
• “Eğitimcilerin Eğitimi” için İnovasyon Öğrenim Merkezlerini yaratmak
• Sorun temelli öğrenme metodunun (örnek olay) vaka çalışmalarının da aktarılarak önündeki engelleri tanımlamak…
Eğiticinin eğitimi modeline serbestçe ulaşabilmek, inovasyon konusundaki öğrenme sürecini hızlandıracaktır. Bu süreç değişim için gerekenlerin önündeki engellerin boyutlarını azaltacaktır. Süreci desteklemek için var olan bilginin ve en iyi uygulama yöntemlerinin paylaşılması, aynı zamanda inovasyon için gerek duyulan ve ulusal eğitim sitemi için gerekli olan yatırım tutarını da minimum seviyeye düşürecektir.
İnovasyon için Devlet Politikalarının Koordinasyonu
Sanayileşmiş ileri ülkelerde refah ve ulusal rekabet avantajının sağlanabilmesi yolunda inovasyon politikasının yeni bir çözüm yolu olduğunu söylemek mümkündür. Bu bağlamda ihtiyaç duyulan güçlü bir kamu politikası için strateji çalışmasını gündeme getirmek mümkündür. Politikanın amacı ise ulusal inovasyon yapısı için çevre koşullarının aktif hale getirilmesidir. TÜBİTAK tarafından geliştirilen ve Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu tarafından onaylanan Türkiye Ulusal İnovasyon Stratejisi bu politika için önemli ipuçları sağlamaktadır. Bu alanda misyonun Türkiye Cumhuriyeti devletinin – hükümetinin en üst düzeyinde sahiplenilmesini ve sahipliği sürdürmek gerektiğini düşünmek gerekir.
Kamu yönetiminin özellikle aşağıda sıralanan alanlara önem vermesi yerinde olacaktır:
• Detayları çok belirgin olan bir inovasyon gündeminin oluşturulması. Ekonomi danışmanlarının inovasyon politikaları üzerinde, mevcut ekonomi politikalarının nasıl bir etki yaratacağının ve hızlı ilerleme kaydedilebilecek konular üzerinde fırsatların belirlenmesinin sürekli denetlemesi gerekli olacaktır.
• Türkiye’de ulusal inovasyon sistemi içinde varolan kamu kurumlarının rolünün netleştirilmesi ve geliştirilmesi, böylece inovasyon alanındaki politika seçeneklerinin güçlendirilmesi de mümkün olacaktır.
İnovasyon için Gerekli Yeteneklerinin Edinilmesi
Gerek yüksek öğretim, gerekse de ilköğretim ve lise düzeyindeki eğitim, önemli derecede değişikliklere ihtiyaç göstermektedir. Burada gelecek yıllarda öğrencilerin lider ve girişimci olmaları beklenmektedir. Bu bağlamda öğrencilerin başarılı olabilmeleri için sistemin 21. yüzyılın gereklerine göre rekabeti teşvik edici yönde yapılandırılması gerekmektedir. Reform süreci olarak anılacak olan böylesine bir dönemeçte en önemli hedeflerden biri müfredatı Sorun Temelli Öğrenme modeliyle yaratıcı ve bütünleştirici bir içeriğe kavuşturmaktır. Sorun Temelli Öğrenmede disiplinler-arası ve farklı yapıların/takımların oluşumunda fayda vardır. Öğretmen eğitiminde, okulların organizasyon yapılarında, yönetimlerinde, destek-teşvik ve hesap verebilirliklerinde yeni metotlara ihtiyaç duyulmaktadır.