Tarımsal verimliliği yüksek olan kenevir, kısa sürede yetişmesiyle çiftçiler için cazip bir alternatif oluşturuyor
Türkiye’de son yıllarda yeniden gündeme gelen kenevir üretimi; birçok sektöre sağladığı katkılar ve çevre dostu özellikleriyle dikkat çekiyor. Tarımsal verimliliği yüksek olan kenevir, toprağı havalandırması ve böcek ilacı gerektirmemesi gibi avantajlarının yanı sıra, kısa sürede yetişmesiyle de çiftçiler için cazip bir alternatif oluşturuyor. Dünya genelinde yıllık binlerle ton tıbbi kenevir üretildiğini ve bunun üçte birinin uluslararası ticarete konu olduğunu söyleyen Enerama Çevre Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Cem Güvendiren, “Türkiye’de uzun yıllar gerileyen kenevir üretimi son yıllarda artış gözlemlense de hâlâ yeterli seviyeye ulaşmış değil. Kenevirin kullanım alanları oldukça geniş. Kağıttan kumaşa, izolasyon malzemelerinden kozmetik ürünlerine kadar pek çok sektörde değerlendirilen bu bitki, otomotivden biyoyakıta kadar yenilikçi alanlarda da kendine yer buluyor. Üstelik, kenevir lifi cam elyafına alternatif olarak otomotiv bileşenlerinde kullanılabilirken, tohumu ise gıda ve ilaç sektöründe önemli hammaddeler arasında gösteriliyor” dedi.
Ülkemiz için yeni bir fırsat; tıbbi kenevir
Türkiye’de tıbbi kenevir sektörünün iç pazarın yanı sıra ihracat fırsatları da oluşturduğuna değinen Güvendiren, “Bin metrekarelik bir yetiştirme ve kurutma tesisi için ortalama 1 milyon dolarlık yatırım maliyeti öngörülüyor. Yüksek kaliteli üretim için uluslararası standartlara uyum, özellikle GMP (Good Manufacturing Practices) standartlarının sağlanması, tıbbi kenevir üretiminde kritik bir öneme sahip. Üretim sürecinin profesyonel bir ekip tarafından yönetilmesi, kaliteyi artırırken aynı zamanda olası riskleri minimize etme açısından büyük bir avantaj sağlıyor. Türkiye’de tıbbi kenevir üretimi, öncelikli olarak ilaç fabrikaları ve eczaneler gibi belirli bir hedef kitleye yöneliktir. Ancak ihracat fırsatlarını da değerlendiriyor ve Avrupa pazarını bu alanda önemli bir potansiyel olarak görüyoruz. Sektörün kısa vadede ekonomik katkısının sınırlı olacağı düşünülse de, uzun vadede yüksek katma değerli ürünlerle ilaç sektörüne ve yerel ekonomilere önemli bir katkı sunmasını bekliyoruz. Türkiye’nin tıbbi kenevir sektöründe global bir oyuncu haline gelmesi, ancak doğru stratejiler ve sürdürülebilir yatırımlarla mümkün olabilir. Tıbbi kenevir sektörüne yapacağımız her bir yatırımı hem yerel ekonomiyi desteklemek hem de uluslararası pazarlarda rekabet gücümüzü artırmak için büyük bir fırsat olarak görüyoruz” dedi.
Tıbbi kenevir üretiminde %100 verim artışı
Kenevirin geçmişte önemli bir üretim alanına sahip olduğunu ancak işleme tesislerinin kapanmasıyla üretimin de gerilediğini söyleyen Güvendiren, “Ülkemiz, dünyanın önde gelen tarım ülkelerinden ve sayılı ileri teknoloji sera üretim merkezlerinden biri. Enerama olarak, örtülü ileri teknoloji tarım üreticilerinin projelerini hayata geçirme konusunda kararlıyız. Üreticilere, günümüzde ileri teknoloji örtülü tarımın önemini, sunduğu verimlilik ve kalite farkını anlatmak en büyük hedefimiz. Enerama, bugüne kadar yurt dışında tıbbi kenevir için toplam 860 bin metrekare sera ve iç mekân üretim ile kurutma tesisi kurmuş, bakım ve yönetimini üstlendi. Sektörde ileri teknolojiye ve tecrübeye sahibiz. ABD’de en büyük 10 üreticinin de içinde olduğu yetiştirme ve kurutma tesislerinin kurulumlarını gerçekleştirdik. Tıbbi kenevir üretiminde enerjide yüzde 30 ile 50 arasında tasarruf ve verimde de yüzde 100 artış sağlıyoruz. İstanbul Tuzla’daki fabrikamızda 4 bin 800 metrekare kapalı 2 bin metrekare de açık alanda üretim yapıyoruz. İstanbul’dan kurduğumuz bütün tesisleri 7/24 takibini yapıyoruz. Ülkemizde yalnızca kenevir değil; tüm odunsu olmayan bitkilerin de doğa koşullarından etkilenmeden, temiz, lezzetli, organik ve hızlı büyütülmesine katkı sağlamayı amaçlıyoruz” diye konuştu.