Yazılarımıza bir hafta ara verdik. Merak edenleriniz oldu. Sağolun, sağ olsunlar. İş, güç derken ufak bir tatil oldu. Bahara yaklaşıyoruz. Geçen yıllarda, tohumlarla ilgili olarak çokça yazdık. Bu yazıyı ufak bir anımsatma olsun diye kaleme alalım istedik. Tohumun yapısına bir göz atarsak birincisi tohumun bir kılıfı ya da kabuğu var. Bu kabuğun içinde, embryo yani döllenmiş daha sonra da belli bir düzeye kadar bölünmüş bitki taslağı vardır. Yanında da embriyonun besin kaynağı mevcuttur. Doğal olarak tohum yapısı tek ve çift çeneklilerde, az ya da çok değişimler gösteriyor.

Önce, embryo, endosperm gibi Türkçemize kazandırılamamış bir yığın sözcük olduğunu hatırlamadan geçmeyelim. Geçen sene, bir ara elimize Mustafa Kemal Atatürk’ün yazdığı geometri kitabı geçmişti. Osmanlıca’da dışbükey muhaddep, içbükey ise mukaar demekmiş. Sırf bunun için bile, Türkçemize kazandırdığı kavramlar için Atatürk’e teşekkür edebiliriz. Neyse şimdi dil tartışmalarini bırakalım da. Hızlı bir şekilde tohumları nasıl çimlendirebiliriz, konusuna dönelim?
Geçen sonbahar bir ara gündeme gelmişti. Tohumları nasıl saklayabileceğimizi ayrıntılı bir şekilde yazmıştık. Yalnız herkesin hemfikir olduğu bir nokta var. Siz sonbaharda yemişlerden elde ettiğiniz tohumları hemen, 6 ya da 7 sonraki ilkbahar aylarında ekeceksiniz, çok fazla da zorlanmanıza gerek yok. Kuru, ağzı kapalı bir kutu ya da cam şişede, kaloriferin çok yakınında olmayacak şekilde tohumları sakladıysanız, şimdi ekimlerinizi yapabilirsiniz.
Tohumlardaki çimlendirmeyi hızlandırabilmek için herkesin kabul ettiği bazı kısayol yöntemleri var. Bunlardan birincisi, özellikle erik, kayısı badem gibi kalın çekirdekli yemişlerin tohumları için geçerli olan soğuk etkisi altında bırakmaktır. Bu tohumların kabukları soğuk etkisi ile zayıfladıklarından çimlenme yetisi kazanırlar.

Genel olarak, kum ya da toprakla dolu, saksı ya da büyük kaplarda katmanlar halinde bu çekirdeklerin kışı dışarıda geçirmeleri sağlanır. Soğuğun etkisi (0 ile 4 derece arasında birkaç gün kalması yeterlidir) ile çekirdeklerin kabuklarında kırılmalar ya da zayıflamalar oluşur. Yaklaşan küresel ısınma ile söz konusu işlemleri buzdolaplarına devretmek zorunda kalabiliriz.
Diğer önemli bir yöntem ise sert, hatta çok sert çekirdeklerin kabuklarını yaralamaktır. Bunu çekirdekte bir delik açma biçiminde yapabileceğiniz gibi yapabilirsiniz. Ya da acı bakla, diğer adıyla “Delphinium” çekirdeklerinin çıkıntılarını tırnak makasıyla çıtlatarak da yapabilirsiniz. Tohumuna göre zımpara kağıdı ile hafifçe zımparalamak da olası. Burada işin püf noktası, çimlenme için nemin tohumun içine girmesidir. Gerekli olan tek nokta sadece nem değildir. Diğer bazı etkenlerle nem buluşunca, çimlenme kaçınılmaz olur.
Bazı tohumların karanlıktan, bazılarının aydınlıktan, bazılarının ise sıcaktan daha doğrusu belli sıcaklık aralıklarından hoşlandıklarını unutmamak gerekir. Hemen burada belirtmekte fayda var. Çimlenme için, hemen düzeltelim yediğimiz yemiş ve sebzelerin tohumlarının çimlenmesi için, genel olarak 20 ile 30 derece arasındaki sıcaklıklar gereklidir. Özellikle doğrudan toprağa yapılacak ekimler için, toprak sıcaklığının önemi açısından gerekli olan bir bilgi diyebiliriz.

Bütün tohumları, çok geçirgen hafif, perlitli, kumlu topraklara ekmeniz tavsiye olunur. Deniz kumu elinizin altında ise, kullanmadan önce defalarca yıkamanız gerekecektir. Tuzun bazı bitkilere karşı otkıran ilaç gibi etki ettiğini unutmamanız gerekir. Çimlendirmeyi kolaylaştırmak için, perlit, leonid gibi yardımcı malzemeler gerekli olabilir. Ne de olsa o ince kılcal köklerin rahat büyüyebileceği bir ortam gerekir. Gübre konusunda ise biraz cimri davranmanız iyi olabilir. Bunun nedeni ise tohumların çeneklerinden kurtulana kadar pek gübreye gereksinimlerinin olmamasıdır.
Şimdilik yazımıza burada son verelim ama haftaya, tohumlarla ilgili daha bir iç gıcıklayıcı bir konuyla gelmeyi umuyoruz. Bu hafta yazımıza son verirken bakalım hangi fotoğraflar yazımızı süslüyor? Bu hafta Hülya Ünver kardeşimiz bize balkonundan o kadar çok harika fotoğraflar yollamış ki, ne yapacağımızı şaşırdık. Seçim bize kalınca, biz kırmızı erengülleri seçtik. Bu sırada meğer Ayşegül İshakoğlu, Amsterdam’ın çiçek pazarını arşınlıyormuş. Bütün bahsi geçen görüntüleri gazetede görebileceğiz.

Biz ise önce akşam sefalarını suda beklettik. Arkasından da son derece sert kabuklu hünnap çekirdeklerini eldeki gereçlere kırarak suyun içinde beklettikten sonra kağıt mendillerde çimlendirmeyi deneyeceğiz. Bundan 10 sene kadar önce, aldığımız 2 adet hünnapın çekirdeğini çimlendirmenin şımarıklığı ile, bu sene 4 derece soğukta beklettiğimiz çekirdekleri kırmayı denedik. Birincisi çekirdekleri kırmak gerçekten çok zor. İkincisi de kırdığınız zaman, çoğunluğunun içi boş çıkıyor. Dolu olanların çimlenme yüzdelerini de, sizinle bu sayfada paylaşacağız.
İkinci fotoğrafta da, suda bekletme işlemini akşam sefası tohumlarına da uyguladık; hatta suya batanlar ile batmayanları ayırdık. Bakalım neler göreceğiz? Unutmayalım, çekirdekleri 12 ile 24 saat arasında suyun içinde bekletmek, çimlenmeyi en çok hızlandıran yöntemdir. Bu süreyi 36 saate kadar uzatanlar da olmasına rağmen, suyun içinde tohumun geçirdiği sürenin uzaması tohumun havasız kalmasına, boğulmasına da neden olabiliyor. Bu nedenle biz 24 saati geçmemeye çalışıyoruz.
Keyifli Bahçeler…