Urla’nın doğal zenginliklerini ve ot kültürünü tanıtmayı amaçlayan ‘Mart Dokuzu Urla Ot Bayramı’, 22-23 Mart tarihlerinde gerçekleştirilecek
Urla’da, 22-23 Mart tarihlerinde düzenlenecek olan Mart Dokuzu Urla Ot Bayramı, bu yıl ‘Otlarımızı Tanıyalım ve Koruyalım; Soframızda Sürdürülebilirlik ve Biyoçeşitlilik’ temasıyla gerçekleştirilecek. Urla’nın tarihi ve kültürel mirasını, doğal zenginliklerini ve ot kültürünü tanıtmayı amaçlayan festival, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Urla Belediyesi ve Urla Doğal Sofra Derneği iş birliğiyle düzenlenecek. Urla Belediyesi öncülüğünde düzenlenen Mart Dokuzu Urla Ot Bayramı’nın basın tanıtım toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, Urla Belediyesi olarak sürdürülebilir tarımı desteklemeye, yerel üreticileri güçlendirmeye ve gastronomi turizmi alanında markalaşmaya yönelik projelerini sürdüreceklerini ifade etti. Balkan, “Bu markalaşma yolunda ilçemizin doğasını ve kültür özelliklerini korumaya devam etmek en büyük amacımız” dedi. Urla’nın tarih boyunca bereketli toprakları, eşsiz mutfak kültürü ve sürdürülebilir tarımıyla öne çıkmış, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış önemli bir merkez olduğunu belirten Balkan, “Urla, farklı kültürlerden insanların mutlu yaşadığı bir kent. Bu sebeple Urla mutfak kültürü açısından büyük bir çeşitliğe ve zenginliğe sahip. Bu çok güdümlü miras bizleri gastronomiyle öne çıkan bir ilçe haline getirdi” dedi.
Festivallerin merkezi; Urla
Gastronomi turizminin sadece yemek kültüründen ibaret olmadığını ifade eden Balkan, “Aynı zamanda bölgenin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine de büyük katkı sağlıyor. Kültürel etkinlikler çiftçimize ve üreticimize büyük bir güç veriyor. Urla’da bu bilinci arttırmak ve sürdürülebilir turizmi desteklemek amacıyla ‘Gastrofarm’ adı altında festivaller yapmak istiyoruz. Doğal ot kültürümüzü ve yerel mutfak lezzetlerimizi tanıttığımız, baharı karşıladığımız, cemrelerin düşmesiyle beraber kutladığımız, geleneksel Mark Dokuzu Ot Bayramı bunlardan bir tanesi. Ayrıca coğrafi işaretli enginarımızla birlikte her nisan ayının sonunda yaptığımız Enginar Festivali bir ikincisi” diye konuştu.
Selçuk Balkan, sözlerine şöyle devam etti: “Üzüm bağlarımızın bereketini kutlayarak şarap kültürünü yaşattığımız Urla Bağbozumu Şenlikleri yıllar boyunca Urla’da 14 Ağustos’ta kutlanıyor. Dördüncüsü bu yıl defa kutlayacağımız Hasat Şenlikleri. 12 üzüm bağımız ve şaraphanemiz var. Her gün bir şaraphanemizde, üretim hanemizde olmak üzere eylül ayının son üç haftasında 9 gün Hasat Şenlikleri yapmayı planlıyoruz. Ayrıca bir ikincisi de ilçemizin kadim tarım kültürünün ürünü olan zeytinin önemini sanatla buluşturduğumuz Zeytin ve Sanat Festivali de bir diğer festivalimiz.”
“Festivaller, yerel üreticiye destek oluyor”
Urla’da düzenlenen festivallerin tamamının gastronomi ve tarıma dayandığını belirten Balkan, “Tamamı da gücünü üretimden üretilen ürünlerin burada da sergilenmesinden pazarlanmasından alıyor. Festivaller, Urla’nın kültürel ve doğal dokusunu koruyarak hem yerel üreticilerimize destek oluyor hem de ilçemizin gastronomi turizmi anlamında bir destinasyon haline gelmesini sağlıyor. Gastronomi turizmi sayesinde hem çiftçilerimiz hem de küçük üreticilerimiz daha geniş pazarlara açılma fırsatı yakalıyor. Bu ıssız toprakların mirasını en iyi şekilde değerlendirmek ve dünya çapında bir ilçe olmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Urla Belediyesi olarak sürdürülebilir tarımı desteklemeye, yerel üreticilerimizi güçlendirmeye ve gastronomi turizmi alanında markalaşmaya yönelik projelerimizi sürdürmeye kararlıyız. Bu markalaşma yolunda ilçemizin doğasını ve kültür özelliklerini korumaya devam etmek en büyük amacımız” dedi.
“Urla, her geçen gün kabuk değiştiriyor”
Urla Doğal Sofra Derneği Başkanı Birgül Türkel ise “Mart Dokuzu, Urla’da yüz yıllardır kutlanan geleneksel bir güvenlik. Eski takvime göre Mart’ın 9’u yani yeni takvime göre 21 Mart tarihinde Urla’da yüzyıllardır kırlara çıkılır, otlar toplanır, mutlulukla, eğlenceyle, baharın iyiliği için kutlanır. 2010 yılından beri Urla Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Urla Doğal Sofra Derneği’nin iş birliğiyle birlikte Mart dokuzu ot bayramı adı altında daha kapsamlı bir şekilde kutlanmaya başlandı. Bu yılda 22-23 Mart tarihlerinde iki günlük dolu dolu bir programla bu şenliği kutlayacağız. Her sene Mart Dokuzu Ot Bayramı’nda bir ana tema belirliyoruz. Bu ana tema doğrultusunda atölyeler, söyleşiler eğlenceli oyunlarla birlikte günümüzü kutluyoruz. Bu seneki ana temamız Otlarımızı ve Tanıyalım, Koruyalım; Soframızda Sürdürülebilirlik ve Biyoçeşitlilik’ oldu. Bu ana tema bu sene söyleşiler, panellerle konusunda uzman akademisyenler tarafından tartışılacak ve değerlendirilecek” diye konuştu.

Dünyada iklim değişiklikleri ve nüfus artışlarıyla birlikte çok ciddi bir gıda krizinin kapıda olduğunu ifade eden Türkel, “Ama biz bu konuda çok şanslıyız. Urla’nın dağında bayırında her yerde yenilebilir yaban otlara kolaylıkla ulaşma imkanımız var. Urla mutfağında bu yaban otlarla pişirilen çeşit çeşit yemekleri tüketmek şansına sahibiz. Urla, her geçen gün kabuk değiştiriyor ve olumlu yönde gelişme gösteriyor. Dünyada sayılı destinasyonlar arasında hızlı bir şekilde ilerliyor. Bundan sonra da bu konudaki gelişmelerin çok daha olumlu olacağına inanıyoruz” dedi.
Renkli programıyla dolu dolu bir festival
Festival, coşkulu bir kortej yürüyüşü ile başlayacak ve iki gün boyunca ziyaretçilere tarihi ve kültürel geziler, atölyeler, Michelin Yeşil Yıldızlı şeflerle söyleşiler, paneller, kır gezileri, çocuk aktiviteleri, yarışmalar, sergiler, konserler ve halk oyunları gösterileri sunacak. Urla Cumhuriyet Meydanı, Sanat Sokağı, Malgaca, UKTA (Urla Kent Tarihi ve Arşivi) ve Aryom Kültür Merkezi gibi mekanlar, festival boyunca bir şölene dönüşecek. Ayrıca, yenilebilir Urla otlarının satıldığı stantlar, festival süresince ziyaretçilere açık olacak. Sürdürülebilir kalkınma, sürdürülebilir tarım ve yerel üreticiyi destekleme misyonuyla hareket eden Urla Doğal Sofra Derneği, bölgenin ekolojik ve tarımsal zenginliklerini, geleneksel mutfağını ve yeme-içme kültürünü korumayı ve gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyor. Sürdürülebilirliği sadece ekonomik değil, çevresel ve toplumsal bir perspektiften ele alan dernek, bu topraklarda sahip olduğumuz doğal mirasın doğru kullanımıyla geleceğe taşınabileceğine dikkat çekiyor.