İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin (İGC), Hollanda Kraliyeti İnsan Hakları Programı desteği ile yürüttüğü, 2023 yılı aralık ayında başlayan ve 18 aydır devam eden ‘Nar 2-Şiddete Karşı İletişim Projesi’nin ‘Birlikte Güçlüyüz’ Paneli düzenledi. İGC Başkanı Dilek Gappi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen panelde kadınlar şiddete karşı çözüm önerilerini sundu. Söz konusu panelde ilçe kadın belediye başkanları ve STK temsilcileri, kadına yönelik şiddete ve çocuk istismarına karşı hep birlikte duvar ördüklerini haykırdı. Türkiye’de kadına yönelik şiddetin ve çocuk istismarının önlenemez bir yükselişte olduğunu ifade eden İGC Başkanı Dilek Gappi, “Bilinen sözleri tekrarlamaya gerek yok. Mücadelemizi nasıl genişletebileceğimize dair ortak akıl zeminini yaratmak için buradayız. Şiddet, cinayetler asla durmuyor. Her geçen yıl bir öncekinin üzerine çıkıyor. Kadın cinayetlerinin büyük bölümü aile içinde gerçekleşiyor. Çözüm üretmek zor ancak artık itiraz ve isyanın ötesine geçerek alınabilecek hangi yol varsa o yolları birlikte almak zorundayız” dedi.
Şiddete karşı sistemin beş ayak üzerine kurulu olduğunu vurgulayan Başkan Gappi, muhtarların, yerel yönetimlerin, baroların, kadın örgütlerinin ve medyanın hep birlikte mücadele etmesi gerektiğinin önemli olduğunu dile getirdi. Başkan Gappi, “Zor bir konuda yol almaya çalıştığımızı biliyoruz ama asla umutsuz değiliz. Bizler nar taneleri gibi birleşerek kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarını durdurmak için mücadele etmeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.
Şenay: Medyanın dili onarılmalı
Nar 2 – Şiddete Karşı İletişim Projesi’nde gerçekleştirdikleri çalışmaları anlatan İGC Proje Koordinatörü Reyhan Şenay, medyada gerekçelendirilen, şiddeti yeniden üreten ve hak ihlallerine neden olan haber anlayışının değişmesi için 5 ilde eğitim çalışmaları düzenlediklerini, doğru haber örneklerini 9 Eylül Gazetesi aracılığıyla kurdukları medya ağında yaygınlaştırdıklarını dile getirdi.
Ünsal: Sessiz kaldıkça şiddeti sindiriyoruz
Kadına yönelik şiddetin ve çocuk istismarının herkesi derinden etkileyen, büyük bir toplumsal sorun olduğunu ifade eden Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal, “Şiddet sessizlikten besleniyor. Sessiz kaldıkça bu şiddeti izliyoruz, sindiriyoruz. Bu nedenle hep birlikte bu sessizliği bozmalı, farkındalık oluşturmalı ve kalıcı çözümler üretmeliyiz. Cumhuriyetimizin bu konudaki duruşu güçlü bir adımdı. Basının gücü de bu mücadelede çok önemli” diye konuştu.
Kınay: Cesarete ihtiyacımız var
Şiddete karşı mücadelede daha sert, daha dik, daha kararlı olmak gerektiğinin altını çizen Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay ise, “Nar Projesi’ndeki gibi mahallelere girmeye, sessiz kalan herkesi kolundan tutup çıkarmaya ihtiyacımız var. Sesinizi büyütmeye ihtiyacımız var. Bugün geldiğimiz noktada, kimin nasıl doğuracağı, kimin aile olup olmadığı, gözaltına alınanların yaşadıkları bu ülkede haksızlığın, adaletsizliğin başka bir boyuta geçtiğini gösteriyor. Temel mesele budur. Cesarete ihtiyacımız var. Sözde değil, özde olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurtuluş mücadelesini büyütmeye ihtiyacımız var” dedi.

Mutlu: Şiddet yanı başımızda yaşanıyor
Şiddetin sadece mahallede değil, ailede başladığını belirten Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, “Ailede başlayan şiddetin önlenmesinde muhtarlarımızın önemli bir rolü olduğuna inanıyoruz. Ama onları da aşan şiddet sarmalının içindeyiz. Şiddet yanı başımızda yaşanıyor. Bu sorunu çözmek için kadınlar elbette bilinçlenecek, dayanışacak, şiddetle karşılaştığında butona basacak, parktaysa ya da telefonundaysa ona ulaşacak. Ama asıl mesele, şiddeti ortadan kaldırmak” diye belirtti.
Gülbahar: Eşitlik fikrinden asla taviz vermemeliyiz
Hayatın her alanında, her anında ‘eşitlik’ fikrini herkese anlatmak gerektiğinin altını çizen Eşik Platformu Kurucularından Avukat Hülya Gülbahar da, “Eşitlikten aynı şeyi anladığımızdan emin olmalıyız. Kadınlar olarak erkeklerin vitrine koyduğu göstermelik araçlar olmayalım. Eşitlik fikrinden asla taviz vermemeliyiz. Sistemi sorgulamamız lazım. Öldürülen çocuğun da suça sürüklenen çocuğun da hakkına sahip çıkmamız lazım” ifadelerini kullandı.
Özkan: Sığınma evlerinin adı da ‘güçlenme evi’ olmalı
‘Çocuk Susar Sen Susma’ diyerek başladıkları yolu ‘Çocuklar Konuşur, Sen De Konuş’ diyerek sürdürdüklerini dile getiren Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği (UCİM) Genel Başkanı Saadet Özkan, “Çocuk istismarına, kadına yönelik şiddete karşı hep birlikte olmamız ve sesimizi çıkartmamız gerek. Sığınma evlerinin adı da ‘güçlenme evi’ olmalı. Ceza çözüm değil. Suça sürüklenen çocuklar için çocuk rehabilitasyon merkezleri kurulmalı” diye konuştu.
Alankuş: Sistem giderek otoriterleşiyor
Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş ise Türkiye’de erkeklik ideolojisinin değişmesi gerektiğini vurguladı. Alankuş, sistemik bir cins kırımın yaşandığını dile getirerek, derin yoksulluk ve neoliberalizmin etkisiyle ekonomik güçlerini yitirirken erkeklerin tek iktidar alanlarının kadınların bedeni olduğunu ifade etti. Cezasızlık yüzünden kadına yönelik şiddetin arttığını söyleyen Alankuş, sistemin giderek otoriterleştiğinin altını çizdi.