Cuma, Haziran 13, 2025

Çiftçi, tarımsal üretimden uzaklaşıyor

Tarım ve Gıda Etiği Derneği (TARGET) 14 Mayıs Çiftçiler Günü’ne ilişkin yazılı açıklamada bulundu. TARGET Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada; ekonomik, sosyal, kültürel ve ekolojik sorunlarla baş etme zorlanan geleneksel çiftçilerin önemli bir bölümü tarımsal üretimden uzaklaştığı bu nedenle, çiftçilerin yaş ortalamasının 60’a dayandığı ifade edildi.

Dünyanın en eski mesleklerinin başında gelen çiftçiliğin, aynı zamanda bir yaşam biçimi ve kültür olduğu belirtilen açıklamada, “Tarımda binlerce yıllık deneyim, birikim ve uygulamalar çiftçiler yoluyla günümüze gelmiş ve kullanılmaya devam ediyor. Bu yönüyle çiftçilik, kültürel mirasın büyük ölçüde aktarıldığı ve taşındığı alanlardan birisi. Çiftçi, dünyanın dört bir köşesinde hem ekonomik faaliyetlerini sürdürüyor hem de sosyal ve kültürel değerlerini korumaya gayret ediyor. Hızla değişen ve dönüşen dünyada çiftçilerin sayısında anlamlı düşüşler gözlemleniyor. Bu düşüşlerin üzerinde durulması gereken nedenleri var. Çiftçilik, özünde, sabır, dayanıklılık ve devamlılık isteyen iş ve işlemlerden oluşuyor. Çiftçilik, yaz kış, soğuk sıcak, kar kış denmeden yürütülmesi gereken bir uğraş. Diğer yandan çiftçiler, emeğinin hakkaniyetli karşılığını almakta zorlanıyor. Özellikle belli coğrafyalarda ve ürün gruplarında, çiftçilerin alın terinin karşılığını yaşamlarını sürdürecek seviyede alamadıkları ortada” denildi.


“İklim krizi, tarımı ve çiftçileri derinden etkiliyor”

Tarımsal faaliyetlerin, doğası gereği, iklime bağlı olarak sürdürüldüğü aktarılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Tarım, doğa olayları ve koşullarıyla yakın ilişkili. Her geçen gün kendini iyice hissettiren iklim krizi, tarımı ve çiftçileri oldukça derinden etkiliyor. Kuraklık, susuzluk, sıcaklık artışı, doğal afetler gibi olumsuz olgular tarımsal üretimi her geçen zorlaştırmakta ve verimliliği düşürüyor. Artan nüfus ve hızla kaybedilen tarım arazileri yüzünden dünyada daha fazla gıda üretimine ihtiyaç var. Bu olumsuzluklara gıdada kayıpları ve israfı ile beraber artan tüketim eğilimleri de eklendiğinde tarımsal üretimin artışının zorunlu hale geldiği gözlemleniyor. Tarımsal üretimin artışına yönelik son onlu yıllarda yapılan gelişme, uygulama ve politikaların pek çok yönden tarımsal üretimin yapısını ve şeklini değiştirdiği görülüyor. Başta biyoçeşitliliğin kaybedilmesi, aşırı gübre ve ilaç kullanımı ile pazarda/piyasada oluşan ulus ötesi sermaye odaklı kartelleşmeler sonucunda tarımda büyük sorunlar ortaya çıkıyor.”


“Çiftçilerin yaş ortalaması 60’a dayandı”

Yaşanan bütün olumsuz gelişmelere rağmen dünyada tarımsal üretimin yüzde 70’den fazlası ‘küçük aile işletmeleri’ diye ifade edilen çiftçi aileler tarafından sağlandığı ifade edilen açıklamada, “Ekonomik, sosyal, kültürel ve ekolojik sorunlarla baş etme zorlanan geleneksel çiftçilerin önemli bir bölümü tarımsal üretimden uzaklaşıyor. O nedenle ülkemizde çiftçilerimizin yaş ortalaması 60’a dayandı.  Üretim ve emek mücadelesinde tek başına ayakta kalmakta zorlanan çiftçilerimizin örgütlülüğü başka bir sorun alanını oluşturuyor. Nicelikleri bir hayli fazla olmakla beraber nitelik ve etkinlikleri yeterli olmayan üretici örgütlerimiz, tarımı ve çiftçilerimizi tam anlamıyla savunamıyor ve sorunlara ortaklaşa çözümler bulamıyor. Bu nedenle çiftçilerimiz oldukça organize hareket eden girdi ve ürün piyasasında yalnız kalıyor ve oldukça zorlanıyor. Sonuç itibarıyla çiftçinin ekmeği her geçen gün küçülüyor” ifadelerine yer verildi.


“Ekolojik sorunlara çözüm aranmalı”

Tarım ve gıdanın stratejik önemi nedeniyle tarımsal üretimin temelinde yer alan çiftçilerin yaşam koşullarının etik değerler ışığında yeniden ele alınması gerektiğine değinilen açıklamada, “Bu çalışmalar sırasında kamucu politikaların öncelikli hale getirilmesi zorunluluk. Tarımsal planlamaların esasını; bilimsel ve gerçekçi bilgiler ile ortak akıl oluşturmalı. Tarım ve gıdada ortaya çıkan hasılanın paylaşımında, çiftçilerimiz ile diğer paydaşlar arasında hakkaniyet sağlanmalı. Başta iklim krizi olmak üzere ekolojik sorunlara, sürdürülebilirlik ve doğanın esenliği bakış açısıyla çözümler aranmalı. Tarımsal finans ve desteklemeler, erişilebilir ve yaygın biçimde çiftçinin kullanımına sunulmalı. Bütün sorunlar ve konular, çiftçinin üretici örgütleri altında birleşmesiyle ve faaliyet göstermesiyle daha kolay ve kalıcı olacak” denildi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM