Din için toprak gasp etmek, yani mülkiyeti başkasina ait olan yeri işgal etmek meşru değildir.
Bir önceki yazıdan devam…
Liva El Ümmet Tugayı
Liva el Ümmet adıyla isimlendirilen silahlı militan grup, 2012 yılının Nisan ayında kurulmuş olup, toplam 7.000 ile 8.000 kişiden meydana geldiği düşünülmektedir. Bu paramiliter grubun lideri, aynı zamanda Libya iç savaşında yer alarak Trablus tugayını da yönetmiş olan “Mehdi el Herati” olup üyelerinin çoğunluğunun Arap olduğu bilinmemektedir. Bu grubun özgür Suriye ordusu ( ÖSO ) ile bağlantılı olmadığı bazı kaynaklardan iddia edilmiştir.
Şam Fethi Cephesi
Muhalefet bloğu içerisinde, Şam fethi cephesini ele alırsak, onların
– Cund el aksa
– Ceyş el muhacirin Vel Ensar
– Horasan grubu
– İmam Buhari cemaati
– Ceyş Muhammed
– Katibe et tevhit Vel cihat
– El muharrem cemaati
Olarak isimlendirilen 7 gruptan meydana geldiği bilinmektedir.
Şam fethi cephesi içinde yer alan Cund el Aksa, yani el “aksa askerleri” anlamına gelen yapı, silahlı bir örgüt olup 2013 yılında, El Nusra cephesinden ayrılarak kurulmuştur. Bu silahlı paramiliter örgüt, 9 Ekim 2016 tarihine kadar faaliyetini devam ettirerek, nihayet bu tarihten sonra “Şam fethi cephesine” iştirak ettiği ve liderlerinin ise, Ebu Abdülaziz El Katari olduğu bilinmektedir. Yine aynı grup içinde yer alan, Ceyş ül muhacirin Vel Ensar, yani “muhacirler ve destekçiler ordusu” anlamını taşıyan bu silahlı örgüt ise, Arap ve kuzey Kafkasya’dan gelen radikal İslamcı savaşçılardan meydana gelmiştir. Tamamen gönüllülerden oluşan silahlı örgüt 2013 yılında tamamen IŞİD ile bağlantılı olmasına karşın 2015 Eylül ayında El Nusra cephesine iştirak etmiş olup liderleri ise “Şeyh Mutasım Bille el Maden” olarak istihbarat birimlerince not edilmiştir. Horasan grubunun oluşturulması ise, bu yapı içinde ayrı bir öneme sahip bulunmaktadır ki, bu paramiliter organizasyon tamamen CIA tarafından isimlendirilmiştir. Söz konusu grup içinde CIA adına çalışan profesyonel, eski askerlerin sayısının da 150 civarında olduğu, bazı kaynaklar tarafından iddia edilmektedir. Bu grup, Afganistan, Pakistan, kuzey Afrika ile Çeçenistan’dan gelen profesyonel militanlardan oluşan ve tamamen El Kaide ile bağlantılı olup, el Kaide lideri, “Ayman el Zevahiri “ tarafından yönlendirilmiştir. Bu kapsamda hareket eden “Ebu Firas el Suri, Ebu Humam el Suri” gibi el Kaidenin en kıdemli komutanlarının, El Nusra hareketinde ve eylemlerinde ortaya çıkıp görülmesi tesadüf olarak değerlendirmemelidir.
Feylak Eş Şam
Feylak eş Şam olarak bilinen silahlı yapı, diğer bir adıyla “Şam Lejyonu” olarak anılmaktadır. Bu silahlı militan paramiliter grup, 10 Mart 2014 tarihinde kurulmuş olup tamamen “Sünni İslamcı” bir örgüttür. Bu silahlı terör örgütü, 19 farklı birimlerin bir araya gelmesiyle teşekkül etmiştir. Söz konusu olan grubun önemli bir kısmı “Suriye Müslüman Kardeşleri” oluşturan birimlerdir. Diğer bir kısmını ise “devrim muhafızları konseyi” içinde yer almışlardır. Grubun başkomutanı “Fazlullah el Hacı” olup liderliği elinde uzun süre tutmuştur. Bu gruba Türkiye’nin yardım ettiği ise birçok Alman ( BND ) ve Fransız ( DST ) istihbaratçı tarafından iddia edilmiştir. Bu grup, İdlib, Hama ve Humus yörelerinde hâkim olmuştur. Morek ve Han Şeyhun muharebelerinde yer aldığı bilinmektedir. Grubun zaman içinde Suudi Arabistan yardımını alabilmek amacıyla Suriye Müslüman kardeşler örgütünden de görünürde uzaklaşmaya, çalıştıkları değerlendirilmektedir. Bir diğer taraftan ise, Trablus merkezli, “Libya şafağı” güçlerine özel eğitimli personelleri gönderdiği de bilinmektedir.
Ensaruddin Cephesi
Suriye iç savaşında, cihatçı ittifaklardan birisini de “Ensaruddin Cephesi” teşkil etmektedir. Önemli bir silahlı yapı olan grup, gönüllü militanlardan meydana gelmiş olup, 25 Temmuz 2014 tarihinde tesis edilmiş bulunmaktadır. İdeolojik açıdan bakıldığında, tamamıyla “cihatçı, İslamcı, silahlı” bir yapı olduğu kendileri tarafından açıklanmasına rağmen, herhangi bir parti ile bağlantılarının olmadığını da dikkat çekmemek amacıyla, beyan etmişlerdir. Suriye iç savaşında, hükümet ve rejim karşısında, muhalefet bloğunda yer alan, silahlı gönüllü militanlardan oluşan yapı, iki ana bileşen olan, “Şam el-İslam Hareketi” ve “Fecruşşam Hareketi” olarak tanımlanan paramiliter grupların bir araya gelmesinden teşkil edilmiş bulunmaktadır. Bu silahlı yapı içinde, başlangıç döneminde, “El-Kadra Bölüğü” de yer almış olup, 2014 yılının ikinci yarısına isabet eden Ekim ve Kasım ayları içerisinde kademeli olarak “Ceyş’ül-Muhacirin vel-Ensar” grubunun liderine bağlılık yemini etmiştir. Grubun bu fraksiyona entegre edilmesi ise bu gelişmelerden sonra kendiliğinden gündeme gelmiştir. İttifak, IŞİD ve diğer gruplar arasındaki çatışmalarda, zahiren tarafsızlığını korumaya çalıştığı ön plana çıkarılmakta, kamuoyunda böyle bir algı yaratılmak istendiği, istihbarat birimleri tarafından değerlendirilmektedir. 28 Ocak 2017 tarihinde ise, çok sayıda diğer başka silahlı muhalif fraksiyonla birleşerek “Tahrir el-Şam” başka bir ifade ile “HTŞ” grubunu oluşturduğu izlenmektedir. Gelişen zaman içerisinde ise, bu grup içindeki bazı bileşenlerin 2018 yılının ilk yarısında HTŞ olarak bilinen bu kuruluştan ayrıldığı belirlenmektedir.
Ensaruddin Cephesini meydana getiren bileşenlerden birisi bilindiği üzere, “Fecruşşam Hareketi” olup, ideolojik açıdan bakıldığında ise, İslamcı, cihatçı bir gruptur. Fecruşşam Hareketi, içinde yer alan kişilerin, daha ziyade Halep bölgesinde yerleşik olan Suriyelilerden meydana geldiği izlenmektedir. Bu silahlı militarist yapı, 25 Temmuz 2014 tarihinde Ensaruddin Cephesi’nin bir parçası olduğunu resmen ilan etmesine rağmen, ancak 12 Aralık 2016 tarihinde ise, Ensaruddin Cephesi yapısına tamamen bağlandığı görülmektedir. Gelişen bazı ideolojik ve pratik olayların durumu dikkate alınarak, 1 Şubat 2018 tarihinde, Fecruşşam Hareketi, Tahrir el-Şam grubundan ayrıldı ve “Ensaruddin Cephesi – Fecruşşam Hareketi” adı altında operasyonlar yapmaya başladığı izlenmektedir. Bu ayrılığın temelinde İngiliz MI 6 istihbarat birimlerinin etken olduğu hususu bazı kaynaklar tarafından değerlendirilmektedir. 20 Haziran 2018 tarihine gelindiğinde ise, yine cihatçı gruplar arasında yorum ve fikir ayrılıkları nedeniyle bölünmelerin gündeme geldiği gözlenmektedir. Bu görüş ve düşünce ile “yorum farklılıklarından” doğan ayrılıkların aşamalar halinde gerçekleşmesi sürecinde, “Murabıtlar Taburu, Usame Taburu, Ebu Ali Yemeni Taburu ve Ebu Hilal Zitan Taburu” gibi gruplar, Fecruşşam Hareketi bünyesine katılmak amacıyla Tahrir el-Şam grubundan ayrıldıkları gözlenmektedir. Operasyonların devamı sürecinde, nihayet bu hareketin gittikçe genişlemesine katkıda bulunan iki silahlı grup olan “Ensar el-Hak” ile “Abna Sharia” birimlerinin de 2 ağustos 2018 tarihinde katılımının gerçekleştiği istihbarat birimleri tarafından belirlenmektedir. Yine aynı grup içeriğinde bulunan El-Kadra Bölüğü olarak tanımlanan silahlı birim bünyesinde, ağırlıklı olarak Suudi Arabistan’dan gelmiş olan savaşçıların ve istihbarat elemanlarının, bulunduğu bazı kaynaklar tarafından not edilmiştir.
Ensaruddin cephesinin bir diğer bileşeni olan “Şam el-İslam Hareketi”, Suriye İç Savaşı sırasında aktif olan, temel olarak Faslılardan oluşan tamamen “İslamcı cihatçı” militan bir gruptur. Bu silahlı yapı, 25 Temmuz 2014 tarihinde, Ensaruddin Cephesi’nin bir parçası olduğunu ilan ettiği bilinmektedir. Şam el İslam hareketi, 2013 yılı ağustos ayında, Amerikalıların tesis etmiş oldukları ve dünya kamuoyunda tanınır olmuş “Guantanamo Kampı” içinden serbest bırakılan “İbrahim bin Şakran, Ahmet Mizuz ve Muhammed Alami “ isimli üç Fas uyruklu kişi tarafından kurulduğu bilinmektedir. Şam el-İslam Hareketi ilk olarak 2013 yılındaki Lazkiye saldırısında görev almıştır. Bu grubun, 2014 yılında, El Nusra Cephesi ve Ensar üş-Şam ile birlikte Lazkiye saldırısına katılan üç ana gruptan biri olduğu istihbarat birimleri tarafından not edilmiştir. Grubun liderliğini İbrahim Şakran üstlenmiş olup, askeri komutanlığı görevinde bulunan “Ebu Safıya Al- Mısrı” bu grubun yine aynı kadrosu ile Halep’te bulunan Kindi Hastanesi ve Halep Merkez Hapishanesi için yapılan operasyonlarda bile yer aldığı görülmektedir. Grubun lideri İbrahim Şakran, 2014 yılının nisan ayında grubun askeri komutanı Ebu Safiya Al-Mısri birlikte Suriye Hükümeti güçleriyle girdiği bir muharebede öldürülmüş olup, 12 Aralık 2016 tarihinde Ensaruddin Cephesi’nin içine tamamen entegre oldukları bilinmektedir. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından 24 Eylül 2014 tarihinde, bunun yanı sıra, 29 Şubat 2016 itibariyle, Birleşmiş Milletler ve Bahreyn tarafından da terör örgütü olarak ilan edilmiş olduğu görülmektedir.
Türkistan İslam Partisi
Arapça adının “Hizbul İslami el Türkistani”, eski adı “Doğu Türkistan İslam hareketi” olup Çin’den bağımsızlık kazanmak amacıyla kurulmuştur. Tamamen radikal İslamcı çizgide olduğu bilinmektedir. Suriye iç savaşında silahlı eylemlere muhalif kanatta yer almış, İdlib’in güneyinde ve Lazkiye’nin doğusunda faaliyetlerine devam etmiştir. El kaideye çok yakın olduğu bilinmektedir. Tamamen terörist ilan edilen bu örgüt 27 Mayıs 2020 tarihinde İdlib şehri içinde devriye gezen Türk silahlı kuvvetleri konvoyuna yapılan silahlı saldırıda teğmen “Canbert Tatar” şehit olmuştur. Yapılan bu saldırının lider Abdullah Mansur’un talimatıyla yapıldığı hususunu, bazı yabancı istihbarat kaynaklarından teyit ettirdim. ABD 2002 yılında terör listesine alıp ta Ekim 2020 tarihinde bu listeden çıkarmış olmasını ise, değerlendirmek mümkün değildir. Bir diğer taraftan, yapmış olduğum saha değerlendirmelerim çerçevesinde, Türkiye devletini yöneten AKP tarafından, bu öldürülen teğmenimizin katili olarak emir veren kişi hakkında ise, etkin bir faaliyetinin olduğunu maalesef tespit edemedim.
Devamı bir sonraki yazıda…