Türkiye perakende ekosistemi, son yıllarda hızlı bir büyüme kaydederken, bu büyümeyi tehdit eden yeni bir gelişmeyle karşı karşıya: Yurt dışında yerleşik pazaryerleri (YYP). Bu platformların haksız rekabetle kontrolsüz büyümesi, Türkiye’nin yerel perakende ekosistemi, cari açığı, üretim gücü ile istihdam ve vergi gelirleri açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor. Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) ve Dogma Alares tarafından hazırlanan rapora göre, YYP’nin Türkiye’deki yıllık işlem hacmi 2024 sonu itibarıyla 43 milyar TL’ye (1,3 milyar dolar) ulaştı. Ancak bu rakamın, oluşan maliyetler ve ikame edilen yerli üretimle birlikte 280 milyar TL’ye kadar katma değer kaybı yarattığı tahmin ediliyor. Rapora göre 2025 yılında toplam işlem hacminin 75 milyar TL’nin üzerinde olacağı öngörülüyor. Bu da yaklaşık 500 milyar TL’lik bir katma değer kaybı anlamına geliyor. 2024’te 1,3 milyar dolar seviyesinde olduğu hesaplanan YYP toplam işlem hacmi, Türkiye’nin 2024 yılında yaklaşık 9,97 milyar dolar olan cari işlemler açığının yüzde 14’ünü oluşturuyor.
2025 sonunda yurt dışındaki yerleşik pazar yerlerinin Türkiye’deki işlem hacminin 75 milyar TL’nin üzerinde olacağını ifade eden ETİD Başkanı Hakan Çevikoğlu, “Yurt dışındaki yerleşik pazar yerlerinin sadece 2024 yılında 280 milyar TL’lik bir katma değer kaybına neden olduğunu, 2025’te bu rakamın 500 milyar TL’ye çıkacağını tahmin ediyoruz. YYP iş modeli, Türkiye’deki istihdamı, vergi sistemini ve üretimi dışlayarak kazanç elde ediyor. Eğer düzenlemeler yapılmazsa Türkiye, orta-uzun vadede üretim gücünü ve dijital egemenliğini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacak” dedi.
KOBİ’ler ve istihdam baskı altında
Türkiye’deki işletmelerin yüzde 99,7’si KOBİ statüsünde ve ihracatın yüzde 55’ini, istihdamın ise yüzde 70’ini bu işletmeler sağlıyor. YYP ise bu işletmelerin ayakta kalmasını ve büyümesini doğrudan tehdit ediyor. Aynı zamanda Türkiye’nin ihracat gücünün belkemiği olan tekstil sektörü başta olmak üzere pek çok yerli üretici bu durumdan zarar görüyor. YYP; ürün tedarikinden pazarlamaya, veri işlemeye kadar birçok süreci Türkiye dışında gerçekleştiriyor. Bunun sonucu olarak da üretim, istihdam, reklam-tanıtım, hizmet satın alma gibi kritik kalemlerde katma değerin çok büyük bir kısmı yurt dışına transfer ediliyor.
Denetlenmeyen alanda tüketici tehlikede
YYP yüksek vergiler, lisans yükümlülükleri ve sıkı denetimlerden muaf olduğu için yerel satıcılar için büyük bir rekabet dezavantajı doğuruyor. Ayrıca bu gibi platformlardan gelen ürünler; TAREKS gibi ürün güvenlik sistemlerine tabi değil ve çocuk oyuncaklarındaki aşırı fitalat gibi insan sağlığına zararlı maddeler denetlenmeden evlerimize ulaşıyor. Hiçbir denetime tabi olmayan reklamların yanıltıcı fiyat bilgileriyle tüketiciyi kandırmasının yanısıra YYP, Türkiye’deki tüketici davranışlarını, alışveriş verilerini ve pazara dair stratejik bilgileri Türkiye dışına çıkarıyor. Bu da hem kişisel veri güvenliğini hem de ekonomik bağımsızlığı zedeliyor.