Pazartesi, Aralık 8, 2025

Türkiye’nin yeni hedefi; Çin pazarı

Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) tarafından düzenlenen toplantıya katılan Emekli Büyükelçi İsmail Hakkı Musa, Çin’in dünya ekonomisinin, teknolojisinin ve jeopolitiğinin en belirleyici aktörlerinden biri haline geldiğini söyledi. İş insanlarını Çin pazarını tanımaya davet eden Musa, “Bu dönüşümü doğru okuyanlar için yeni fırsatlar ve ortaklık alanları var” dedi. ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu ise, İzmir’in Türkiye–Çin ekonomik ilişkilerinde daha aktif rol üstlenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bu çerçevede, İzmir’de 2019 yılında kapatılan Çin Konsolosluğu’nun tekrar açılmasının ilişkileri daha güçlü bir zemine taşıyacağına inanıyoruz” diye konuştu. 


Çin ile ekonomik iş birliği talebi 

ESİAD Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği Yuvarlak Masası’nın katkılarıyla düzenlenen etkinlikte ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, Çin’in yükselişi ve ABD’nin korumacı politikaları nedeniyle küresel sistemde adeta fay değişimlerinin yaşandığını belirtti. Zorlu, Türkiye’nin bu ortamda jeostratejik konumunu akıllıca değerlendirerek Çin ile dengeli ve uzun vadeli ilişkiler kurması gerektiğini dile getirdi. 


İzmir’e konsolosluk isteği 

Çin’in tedarik zincirlerinde giderek artan ağırlığı neticesinde iş dünyasının bu ülkeyle doğrudan ve düzenli bir temas ihtiyacı içinde bulunduğunu belirten Zorlu, şehrin dış ticaret kapasitesi, liman altyapısı ve yatırım potansiyeli dikkate alındığında, İzmir’in Türkiye–Çin ekonomik ilişkilerinde daha aktif rol üstlenmesi gerektiğini dile getirdi. Zorlu, İzmir’de Çin Konsolosluğu açılmasının ilişkileri daha güçlü bir zemine taşıyacağına inandıklarını söyledi.

Etkinlikte Emekli Büyükelçi İsmail Hakkı Musa, “Küresel Gelişmeler ve Çin” konulu bir konferans verdi. Toplantıda konuşan Türkiye ile Çin arasındaki dış ticaret verilerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Musa, Türkiye’nin Çin’den yaptığı ithalatın önemli bir kısmının yatırım malları olduğunu ve Türk sanayisinin üretimde kullanmak zorunda olduğu girdiler olduğunu dile getirdi. 


Bin 800 ürün satılabilir 

Dış ticaret rakamlarını yalnızca ‘Türkiye aleyhine açık’ olarak değerlendirmek eksik bir yorum olacağını dile getiren Musa, “Bizim Çin’e satabileceğimiz çok geniş bir ürün yelpazesi var. Yaptığımız ayrıntılı çalışmalarda yaklaşık bin 870 kalem üründe Türkiye’nin hem kalite hem fiyat açısından avantajlı olduğunu tespit ettik. Bazı bölgelerde bu ürünler Çin’in dünya piyasasından daha pahalıya aldığı mallar ve biz aynı ürünü ortalama yüzde 20 daha ucuza sunabiliyoruz. Bu da milyarlarca dolarlık bir ihracat potansiyeli demek. Kısacası Çin pazarı sabır ister ama doğru stratejiyle gidildiğinde çok büyük fırsatlar barındırır” dedi. 

Çin’in dünyada yükselen ticari bir kimliği ve değeri olduğunu söyleyen Musa, söz konusu ülkenin dünya ekonomisinin, teknolojisinin ve jeopolitiğinin en belirleyici aktörlerinden biri olduğunu dile getirdi. Musa, dönüşümü doğru okuyan ülkeler için yeni fırsatlar ve yeni ortaklık alanlarının ortaya çıkacağını dile getirdi. 

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM