Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye otomotiv pazarı yüzde 9,82 büyüyerek 132 bin 984 adet satışa ulaştı. Bunun 104 bin 795’i otomobil, 28 bin 189’u hafif ticari olarak kayıtlara geçti. Bu yılın kasım ayı, son 10 yılın en çok satış yapılan kasım ayı oldu. Yılın ocak–kasım döneminde pazar yüzde 10,16 büyüdü. Otomobil satışlarında C segmenti yüzde 55,7 ile listede birinci sıraya otururken, B segmenti ikincilikte kaldı. Gövde tiplerinde SUV’ler açık ara öndeyken, satılan her iki yeni araçtan biri SUV oldu. Otomotiv sektörünün temsilcileri, yaptıkları değerlendirmelerde kasım ve aralık aylarında her yıl bir satış artışının yaşandığını ve bunun normal olduğunu söyledi. Elektrikli araç satışlarının da ikinci elde gözle görülür seviyede artacağını belirten sektör temsilcileri, 2026’da hem sıfır hem de ikinci el otomobillerde talebin artmaya devam edeceğini dile getirdi.
Gelecek yıl fazla satış beklentisi
Kasım ayı içerisinde gerçekleştirilen satış oranlarını değerlendiren RS Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve CMO’su Dr. Naim Çetintürk, güçlü talebin devam ettiğini dile getirdi. Yıl içerisinde kasım ve aralık aylarında geçen senelerde de yılın en yüksek satış seviyelerine ulaşıldığını ifade eden Çetintürk, “Satış artışlarına özellikle kasım ayı içerisinde gerçekleştirilen ciddi kampanyalar ve fiyat indirimleri önemli ölçüde katkı sağlamakta. Bu nedenle geride bıraktığımız ay gerçekleşen bu satış rakamı çok da sürpriz veya beklenmedik bir seviye olarak değerlendirilmemeli. Çünkü artık yıl içerisinde otomotiv pazarında aylık olarak 100 binler civarında bir seviye görüyoruz. Bu da bize Türkiye otomotiv piyasasında belirli bir satış bareminin standartlaştığını gösteriyor” dedi.
Kampanya temelli satışlarda artış
Satışların son 10 yılın ortalamasının üzerinde gerçekleştiğine vurgu yapan Çetintürk, verilerin Türkiye’de araç sahibi olma isteğinin ekonomik dalgalanmalara rağmen yüksek oranlarda olduğunu gösterdiğini dile getirdi. Son 2-3 yıldır kampanyaların da etkisiyle satışlarda gözle görünür bir artış olduğunu belirten Çetintürk, kullanıcıların hem ihtiyaç hem de yaşam tarzı odaklı araç tercihlerinin talebi genişlettiğini dile getirdi.
“Türkiye’de otomotiv tercihleri dönüştü”
Satışların ortalamanın çok üzerinde seyretmesinin segment çeşitliliğinin pazar büyümesini desteklediğini gösterdiğini ifade eden Çetintürk, özellikle SUV modellerine artan ilginin elektrikli araçlara yönelik merak, ticari araç segmentinin güçlenmesi ve markaların Türkiye pazarına sunduğu yeni modeller, tüketicinin seçeneklerini artırarak talebi daha geniş bir tabana yayıyor. Bu durum, Türkiye’nin otomotiv tüketim alışkanlıklarının hızla dönüştüğünü ve global trendlerle daha yakından paralel hale geldiğini gösteriyor” diye konuştu.

Otomobil pazarında dinamizm beklentisi
Enflasyondaki geri çekilme ve gelecek süreçte muhtemelen krediye daha kolay erişim sağlanmasının hem sıfır hem de ikinci el pazarında otomobil piyasasını iyi bir noktaya taşıyacağını dile getiren Çetintürk, “Altın fiyatlarının hızlı bir şekilde artmış olması, bir diğer faktör. Bu, bir anlamda yatırımcılara otomobil almak yerine parasını altında değerlendirmesi şeklinde bir seçenek sunmakta. Altın fiyatlarının bu şekilde yüksek seyretmeye devam etmesi otomobil piyasasına olumsuz etki edecek bir unsur olarak görünüyor. Ancak bunun dışındaki bütün parametreler Türkiye pazarı için hem sıfır hem de ikinci el pazarında 2026 yılında daha kuvvetli bir dinamizmin yaşanacağını bize hissettiriyor” değerlendirmelerinde bulundu.
“Talep hâlâ canlı”
Otomerkezi.net CEO’su Ali Karakaş ise kasım ayında talebin hâlâ canlı olduğunu ama 2023’teki aşırı hararetli dönemden daha dengeli bir noktaya evrildiğini söyledi. Yeni yıldaki gerçekçi satış hedefinden bahseden Karakaş, “Enflasyonun düşme eğilimi, kredi koşullarının yumuşaması ve konut maliyetlerinin yüksek seyri, otomobile olan talebi güçlü tutuyor. Bu artışın sürdürülebilirliği; enflasyonun seyrine, krediye erişime ve ÖTV tarafında sert adımların gelip gelmeyeceğine bağlı. 2026’da 1,3 ya da 1,4 milyon adetlik bir pazar gerçekçi görünüyor” dedi.
“Enflasyon düşmezse fiyatlar da düşmez”
Türkiye’de elektrikli araç pazarı niş olmaktan çıkıp ana akım hale geldiğini belirten Karakaş, EV satışlarının toplam pazarın yaklaşık yüzde 17’sine ulaşmış durumda olduğunu dile getirdi. Tesla’nın vergi avantajlı modeli, BYD’nin agresif fiyatlama politikası ve Togg’un yerli marka gücünün rekabeti kızıştırdığını ifade eden Karakaş, gelecek önemde EV penetrasyonunun yüzde 20–25 bandına çıkmasını beklediğini dile getirdi. 2026’da 1,3 veya 1,4 milyon adetlik bir pazar potansiyelinden bahseden Karakaş, enflasyonun tek haneye kalıcı olarak gerilememesi durumunda fiyatların nominal olarak düşmesinin beklenmemesi gerektiğini dile getirdi. İkinci elde arz genişlemesi nedeniyle reel anlamda fiyatların yatay veya aşağı yönlü olması beklendiğini belirten Karataş, sıfırda makul artış, ikinci elde reel gevşeme döneminin geleceğini söyledi.
“Türkiye’de 6 kişiye 1 otomobil düşüyor”
Türkiye’de araç sahipliğinin hâlâ Avrupa ortalamalarının oldukça gerisinde olduğunu belirten LenaCars Genel Müdürü Selçuk Nazik, Avrupa’da iki kişiye bir otomobil düşerken, Türkiye’de bu oranın yaklaşık altı kişiye bir otomobil seviyesinde olduğunu dile getirdi. Nazik, satışlardaki yükselişi, bir anlamda bu “açığın kapanma süreci” olarak okumak gerektiğini belirtti.

İkinci elde hızlı el değişimi
Bu yıl, ikinci el pazarında ilginç bir tablonun ortaya çıktığını belirten Nazik, “Ocak-ekim döneminde biriken satışlara baktığımızda, yaklaşık 6,18 milyon otomobil ve 1,51 milyon hafif ticariyle toplamda 7,69 milyon adetlik bir ikinci el pazarı görüyoruz. Burada hafif ticari verisi, TÜİK’teki yüzde 14,9’luk kamyonet ve yüzde 1,6’lık minibüs kalemlerinin toplamından oluşuyor” dedi. Pazarın daralmayıp yön değiştirdiğini söyleyen Nazik, online ilan sitelerinde fiyatların düşüyor gibi görünmesine rağmen noterdeki işlem sayısı olan gerçek satış hacminin 2024’e göre daha yüksek olduğunu dile getirdi. Nazik, araçların satıldığını ama daha düşük kâr marjlarıyla ve daha hızlı el değiştirdiğini belirtti.
Markalar güven oluşturuyor
Araç satışlarında marka bazında değerlendirme yapan Aşin Otomobil Genel Müdürü Okan Erdem, Renault, Fiat ve Toyota’nın hâkimiyeti, yerli üretim avantajı, güçlü bayi ağı ve servis erişiminin Türk tüketicisinde güven yarattığını gösterdiğini dile getirdi. Bu markaların ulaşılan fiyat segmentlerinin geniş kitlelere hitap ettiğini söyleyen Erdem, tercihlerin hem ekonomik kullanım hem de marka güvenilirliği üzerinden şekillendiğini dile getirdi.

“Sıfır araçta fiyat artış hızı yavaşlayabilir”
Sıfır otomobillerde fiyat artışı hızının düşeceğini ve ikinci el araçlarda modellerde ayrışacağını belirten Erdem, “Sıfır araçta fiyat artış hızı yavaşlayabilir, rekabet ve EV modellerin çoğalması özellikle C SUV segmentinde fiyat baskısı oluşturabilir. Olası ÖTV düzenlemeleri kritik olacaktır. İkinci elde ise 2026’da model bazlı ayrışma belirginleşecek, elektrikli araçların ikinci el piyasası ilk kez anlamlı hale gelecektir. Popüler modeller, premium niş modeller değerini koruyacaktır. Bakımsız ve mekanik, kozmetik kusurlu araçlarda ise değer kaybı gözlemlenebilir” dedi.
