Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), ekim ayı meclis toplantısını İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban’ın katılımı ile gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan İzmir Valisi Süleyman Elban Cumhuriyet’in ikinci 100 yılında ilk toplantının ve konuşulanların çok değerli olduğunu dile getirdi. Bugüne kadar yapılan tüm çalışmalar ve raporlar sonucunda İzmir’in ticaret, sanayi, tarım ve turizm şehri olduğunu vurgulayan Elban, bu üstün olan konularda şehrin ilerlemesi gerektiğini dile getirdi. Elban, “Eskiyen üretim model ve yöntemleri terk ederek daha farklı üretim yöntemlerine geçip, dünya ile rekabet edebilir sistem üzerinde olmalıyız. Dünya ilk 3 sanayi devrim modelini konuşmayıp Endüstri 4.0 ve Endüstri 5.0 konuşuyorsa bizim de buna hazırlanmamız ve yeni bir modele geçmemiz gerekiyor. Buna da en hazır il İzmir. Bunun için yeni yüzyılda, yeni üretim modelleri konuşmak durumundayız” dedi.
“İzmir’in güçlü yönlerini geliştirmesi gerekiyor”
Cumhuriyet’in 100. yılına şahitlik etmenin büyük bir şans ve onur olduğunu belirten Elban, “İzmir’in güçlü yönlerini geliştirmesi gerekiyor. İlave olarak eğitim, sağlık gibi başka alanlar da bu gelişime dahil edilmeli. İzmir sanayi şehri. İhracatta da ciddi manada artı veren bir şehir. Bu nedenle eskiyen üretim model ve yöntemlerini terk edip daha farklı üretim yöntemleri ile dünya ile rekabet edebilir sistem üzerinde olmalıyız. Dolayısıyla verimlilik, yalın üretim, dijital ve yeşil dönüşüm, Endüstri 4.0’ı geçip Endüstri 5.0’a geçme konularını konuşup o yöne eğilmemiz gerekiyor. İzmir, sanayide ve dış ticaret alanında 200-300 yıla yaklaşan ve dünya vizyonu olan bir şehir” diye konuştu.
“Yeni şeyler konuşup paradigma değişikliğine gitmeliyiz”
Dünya ile rekabet etmenin yolunun yeni üretim yöntemlerinden geçtiğini söyleyen Elban, “Biz güçlü yanlarımızı değerlendirmeyip günlük politikalarla uğraşıyoruz ve daha sonra krizler ile karşılaşıyoruz. Örneğin; tekstil de Çin ile rekabet edemezken pandemi döneminde öne geçtik ancak pandemi sonrasına hazırlanmadık. Çok kazandığımız dönemde yatırım yapma çabamız olmadı. Kiminle ve hangi alanda rekabet ettiğimizi, şirketlerin karlılığını, verimliliğini takip etmeliyiz. Dünya ne üretirken, bizim ne ürettiğimizi takip etmezsek yol alamayız. Artık yeni şeyler konuşup paradigma değişikliğine gitmeliyiz. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyeti kurduktan sonra paradigma değişikliğine gitti. Yeni bir teknoloji, yeni bir üretim tekniğine geçti. Biz de yeni bir üretim modeline geçmeliyiz buna da en hazır il İzmir. Bunun için bizim yeni yüzyılda yeni, üretim modelleri konuşmak durumundayız” ifadesine yer verdi.
“Cumhuriyet’imiz, ikinci yüzyılında yolumuzu aydınlatmaya devam edecek”
Toplantıda konuşmalarına Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayarak başlayan EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “Çağdaş, laik, demokratik ve sosyal bir devlet anlayışını benimseyen Cumhuriyet’imiz, ilk 100 yılda olduğu gibi, ikinci yüzyılımızda da yolumuzu aydınlatmaya devam edecek” dedi.
Son 30 yıldır kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına ülkenin, etrafında 15 savaşla çevrelenmiş durumda olduğunu vurgulayan Yorgancılar, “Şimdi de yeniden İsrail Gazze savaşı baş gösterdi. Ne yazık ki, her savaşta olduğu gibi en büyük acıyı, sivil halk özellikle de kadınlar ve çocuklar yaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti olarak elbette ki, destek vereceğiz. Ancak, yeni bir göç dalgasını ne ekonomik, ne de sosyal olarak karşılayabilecek durumda olmadığımızın özellikle de altını çizmek isterim. Küresel ticaretin geçiş kanallarına baktığımızda; ateşkesin bir an evvel dinmesinin insani boyutunun yanında neden herkesin yararına olacağını gösteren bir harita” sözlerinde bulundu.
“Terminal şehir önerisini gönülden destekliyorum”
Türkiye’nin, 2015 yılında dahil olduğu Bir Kuşak Bir Yol Girişimi (BRI) kapsamında Orta Koridor’da bulunduğunu ve ve projeden beklentisinin de fazla olduğunu belirten Yorgancılar, “İzmir’in Avrupa ve Kuzey Afrika’ya açılan bir terminal şehir önerisini ben de gönülden destekliyorum. İzmir’in batıya açılan köprü niteliğini taşımasıyla, Çin başta olmak üzere, Asya’dan ve Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) üye ülkelerinden kara ve deniz yoluyla İzmir’e getirilecek tam ve yarı mamullerin bölgede işlenmesi ve Avrupa’ya nihai ürün olarak gönderilmesi için gerekli altyapı büyük oranda İzmir ve bölgesinde bulunuyor.Bu bağlamda, mevcut altyapının iyileştirilmesinin yanı sıra vergi avantajları başta olmak üzere yeni devlet destekleri ve teşvik olanaklarının tasarlanması ve işbirliği politikalarının geliştirilmesine ihtiyaç vardır. O nedenle, geçmiş yıllarda, İzmir’in Pire Limanı’na alternatif olarak sunulduğu, ancak ilerleme kaydedilmediği dikkate alınarak; Siyasi iradenin ikna edilmesi, Türkiye’nin, projede daha aktif olması, doğru bir fizibilite ve sonrasında doğru yatırımlar yapılması son derece önem taşımaktadır, diye düşünmekteyim. Valimizden de, bu hususta desteklerini arz ediyorum” dedi.