Pazar, Kasım 10, 2024

“Cari açığın en büyük nedeni enerji ithalatı”

Bu yıl 6’ncı kez düzenlenen Enerji Verimliliği Kongresi, 17-18 Kasım tarihlerinde Gebze Teknik Üniversitesi’nde gerçekleşti. TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından organize edilen kongrede ‘Üretimden Tüketime Enerji Verimliliği’ ana teması ele alındı. Kongre, enerji verimliliği alanında çalışan akademisyenleri, uzmanları, kamu ve özel sektör yetkililerini, meslek kuruluşlarını, firmaları, çalışanları ve öğrencileri bir araya getirdi. Türkiye’nin yalıtım markası İzocam da katılımcı olarak yer aldığı kongrede iklim kriziyle mücadele için yalıtım çağrısını yineledi. İzocam Genel Direktörü Murat, Türkiye’nin cari açığının en önemli nedeninin tüm ithalat içindeki yüzde 20-25 gibi ciddi bir paya sahip olan enerji ithalatı olduğunu vurguladı.

Binaların sadece %20’si ısı yalıtım kurallarına uygun

Türkiye’nin olarak milyarlarca dolar ödeyerek kullandığı enerjiyi yurtdışından satın aldığını hatırlatan Yılmaz, “Tükettiğimiz enerjinin yüzde 40’ı binalarda, yaklaşık yüzde 30’u sanayide, geri kalanı da ulaşım ve tarım gibi alanlarda kullanılmakta. Bu denli dışa bağımlı olduğumuz enerji tüketiminde tasarruf konusunda almamız gereken çok önemli bir yol bulunuyor. Tüm bu verilere rağmen Türkiye’deki bina stokunun iyimser bir tahminle sadece yüzde 20’sinin TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kurallarına uygun yalıtılmış durumda olduğunu biliyoruz. Unutmamak gerekir ki yalıtım kendini geri ödeyen bir sistem. Ülke ve hane ekonomisine katkı sağlamasının yanı sıra zararlı gaz salınımlarının azaltılması ve çevreye katkısı da göz ardı edilemez boyutta. Bu nedenle her zaman yalıtıma ihtiyaç olduğu unutulmamalı” cümlelerine yer verdi.

Emisyonların çoğu; alan ısıtma ve soğutma kaynaklı

Dünyadaki enerji kaynaklarının giderek tükendiğini hatırlatan Savcı, “Gün geçtikçe artış gösteren sera gazı salımı, küresel ısınmayı tetikleyerek iklim krizine zemin hazırlamakta. Gelecekte daha yaşanabilir bir dünya için enerji kullanımını azaltmamız ve var olan kaynaklarımızı çok daha verimli bir şekilde kullanmaya başlamamız gerekmekte. 2030 yılına kadar sera gazı emisyonunu yüzde 55 oranında azaltma hedefine ulaşmak için bina sektöründe emisyonların yüzde 60 oranında azaltılması gerekiyor. Binalardan ortaya çıkan emisyonların çoğu; genel alan ısıtma ve soğutmasından kaynaklanmakta. Bu Avrupa’daki toplam nihai enerji tüketiminin kabaca yarısını temsil ediyor. Bu noktada binalarda yalıtımın kritik bir öneme sahip olduğu anlaşılmakta. Doğru uygulamalarla yapılan yalıtım sayesinde, enerji giderlerini, karbon salınımlarını önemli ölçüde azaltarak hem enerji giderlerini azaltmak hem de doğayı korumak mümkün” diye konuştu.

Yalıtımla binalarda %60’ın üzerinde enerji tasarrufu 

Binalarda tüketilen enerjinin yüzde 80’inin ısıtma ve soğutma amaçlı tüketildiğini söyleyen Savcı, konutlarda en sık karşılaşılan problemin ‘yalıtım eksikliğinden dolayı ısınamama’ sorunu olduğu aktardı. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre nüfusun yüzde 39,3’ünün konutunda yalıtım eksikliğinden dolayı ısınma sorunu yaşandığını, yüzde 36,9’unun ise sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemlerle karşılaştığını kaydeden Savcı, “Oysa ısı yalıtımı uygulamaları, kendini kısa zaman içerisinde amorti ederek hem daha iyi ısınmayı hem de enerji faturalarında tasarruf sağlar. Yalıtım, tasarruf ve konforun yakalanması için yapılması gereken ciddi bir yatırım. Doğru yalıtım malzemesi, doğru kalınlık ve doğru uygulama ile yalıtım yapmak bina ömrü boyunca en iyi getiriyi ve en yüksek konforu sağlar. Sadece yönetmeliklere uygun yapılan yalıtım ile bir bina, yalıtımsız bir binaya oranla yüzde 60’ın üzerinde enerji tasarrufu sağlar. Isıtma, soğutma, aydınlatma ve diğer tüketimleri için çok düşük miktarda enerjiye ihtiyaç duyan Neredeyse Sıfır Enerjili Bina (NSEB) konsepti ile çok yüksek enerji verimliliği elde edilebilirken, yalıtımsız bir binaya göre ortalama yüzde 90 daha az enerji tüketimi mümkün olmakta” ifadelerini kullandı.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM