Perşembe, Eylül 19, 2024

Sarmal

Kaybedecek şeyi kalmamış olmak, karar ve tercihlerde bireysel veya kurumsal olarak  umulmadık farklı neticelerle karşı karşıya gelmeye de yol açabilir. Zamanın ruhuna uygun bir süreçte gerek birey gerekse kurumların yıldızlarının parladığı anlarda dünyanın her neresinde her zaman için dahi farklı tepkiler verebileceği olgusu, bilimsel teorilerden çok konjonktürel etkilere maruz kalınabileceği ihtimallerinin garip tecellisidir. 

Tanrıların Arabaları(1968), Erich von Daniken kitabı, konusu itibariyle bir zamanların bu neviden neşri çıkışı olarak sayılabilir.

Gökbilimci Carl Sagan’ın Cosmos(1980) adlı tv dizisinde(medyatik) meşhur olan Cennetin Ejderleri(1977) isimli kitabında, tek bir dünya yılından oluşan içerisine tüm evrenin kronolojisi(14 milyar yıl) grafiksel olarak sıkıştırılmıştır.

Kozmik takvimde bilindiği kadarıyla henüz boyu uzamamış haliyle ve yine bilindiği kadarı insanlık tarihi imbiğinden süzülmüş bir özün etkisinde olunduğuna ters süreçlerde çakar almaz misali yine bilinir bilinmez belki çok sayıda işaretler vardır. Tarih, bilinen ve bilinmeyen yüzü, uzun soluklu ve ortaya çıkan her yeni bilgi ile değişimin önemli ögesi olan ve olacak dinamik bir kavramdır.

Şimdilik bilindiği kadarıyla insanoğlunun yaradılış ya da evrimi olsun kesinliği kanıtlanmış olanın; tabiatın çerçevesi içerisinde var olan nesillerin değişimi ve diğer canlı varlıklar da dahil olmak üzere ortaya çıkmış olduğudur.

Göründüğü kadarıyla insanoğlu düşünce ile mücehhez birçok beceriye sahip, pek çok canlıya nazaran narin fizik yapısıyla zaman içinde yaşam şartlarına intibak etmek sureti ile içinde yaşanılan tabiat ortamını ve diğer canlıları da sevk ve idare  edebiliyor. İş bu kadarla da kalmayıp kendi arasındaki münasebetleri düzenleme hatta evrende muhtemel varlıkların(medeniyetlerin) araştırılması konuları araştırılıyor. 

Evveli olduğunu da düşünebileceğimiz gibi, Grekçe’de Hiyerofani(kutsalın tezahürü) anlamına gelen hal ve durum insan zihnindeki ‘kutsallık’ temelli yapılan dizindir. Böylelikle inanan kişinin zihninde evrenin kaotik yapısı ortadan kalkar.

Yine tarih ile ilgili araştırmalar devam ettiği müddetçe yeni bilgilerin edinilmesi süregeldikçe bilinenler, yenileri ile güncellenip mevcut ufuklar genişledikçe sürecin bir kalıcılık değil matematiksel geçici sabiteler nizamı olduğu hali varidtir. 

İnsanoğlunun madde, zihin, ruh esaslarındaki donanımının bu nizama uygun izahı, analizi yapılan zaman kavramının kılavuzluğunda daha açıklayıcı olur.

Demir Uzun

Diğer Yazarlar