Cuma, Eylül 20, 2024

Reklam yaparken ifşa mı edildi?

Erdoğan “devlet benim” anlayışı ile ülkeyi yönetiyor. Devletin tüm eylemleri kendi talimatıyla yapılıyormuş gibi kamuoyuna sunuluyor. Orman yangınlarında ondan habersiz yangın söndürme uçağı kalkmadı. İstanbul’u sel, kar basınca bakanlar onun talimatı ile İstanbul’a çözüm aramaya gittiler. Her bakan, her bürokrat konuşmaya başlarken “sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ile” diye başlıyor.

Yirmi yıldır bu söylem tekrarlanınca, Erdoğan için kamuoyunda “tek lider” algısı yerleşti. Sistem kurulurken silah sanayii de yandaşlara yönlendirildi. Türk tankı projesini Koç grubu kazınmışken, ihale BMC’ye verildi. Yandaş efendinin sermaye ihtiyacı olduğu için ona Kuweyt ortak edildi. Sonra onlara zahmet olmasın diye Adapazarı Tank fabrikası da onlara tahsis edildi Sonra ne oldu? Yıllar geçti tank ortada yok. Bu işte daha ayrıntı var ancak bir başka yazının konusu.

Yapılan her iş yanlış değil, hepsi doğru da değil. Subay yetiştirmek, yani ulusal savunma ve savaş stratejilerini öğretmek sivillere verildi. Milli Savunma Üniversitesinde görevlendirilen rektör, dekan gibi sivillere rütbe verildi. Bir süre sonra kimler rütbeli olarak, kimleri nasıl yetiştiriyor konusu aydınlığa kavuşur.

10 Ocak’ta Milli İstihbarat Teşkilatının kuruluşunun 97.yılında düzenlenen törende Erdoğan bir konuşma yaptı ve Milli İstihbarat Akademisinin kurulduğunu açıkladı. “Milli İstihbarat Teşkilatımızın değerli mensupları” diye başladığı konuşma ve görüntüler etkileyiciydi.

Akademinin kurulması Türkiye için önemli, belki de geç kalınmış bir atılım. Toplantıya katılan MİT’çilerin ve konukların tamamının yayınlanması ise büyük tepki çekti. İstihbarat işi “gizlilik” ister. Kimin hangi görevde olduğu bilinmez. Aksi takdirde karşı istihbarat örgütleri tarafından bilinirlerse bilgi alışverişinde soru işareti olur, ayrıca canları tehlikeye de girebilir. Kozmik odaya girildikten sonra alınan listelerdeki yurtdışında görevli askeri istihbarat ajanlarımızdan yüzlercesinin suikasta kurban gitmesini anımsayalım. İstihbaratçılarımız büyük emekle ve özenle yetiştiriliyor. Hepsinin ailesi de var.

Akademinin kuruluş videoları, görüntüleri, yayınlandıktan hemen sonra resmî web sitelerinden kaldırıldı ama kayıt yapan yapmıştır. Önümüzdeki döneme dikkat etmemiz gerekiyor.

Konya’da yaşanan bir olayı aktarayım: Okul müdürleri bir kız öğrenciyi “seni MİT mensubu yapacağız” diye kandırıyorlar. Elektrik ustasını da MİT’çi diye tanıtıyorlar. Ustanın ona dokunabilmesi için müdür odasında “dini tören” yapıyorlar ve öğrencinin istismar edilmesini sağlıyorlar. Dava 2 Ocak’ta karara bağlandı. Seni MİT’çi yapacağım diyen istismarcıya 54 yıl hapis cezası istendi, 20 yıl hapis cezası verildi. Ailesi, istismara uğrayan kız öğrenciyi okuldan aldı.

Peki müdürlere ne oldu? Onlar için elektrik ustası ile “cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı’, ‘sarkıntılık yapmak suretiyle cinsel saldırı’ suçlarından 37’şer yıla kadar hapis istendi. Görevden ihraç edilen müdürler 8’er yıl hapis cezası aldı ve mahkeme onları tahliye etti. Bu nasıl bir iştir aklımız almıyor, ama ailenin avukatı karara itiraz etmiş. Konunun takipçisi olacağız.

İskender Odabaşoğlu

Diğer Yazarlar